Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in siyasi bir konuşma esnasında kadın sıfatını da kullanarak, herkesin karşı olduğu çirkin uygulamaları sayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesi üzerinden örnek vermesini şiddetle kınadıklarını, bu çirkinliği mahkum ettiklerini belirtti.
Çelik, “Akşener’in konuşması, Cumhurbaşkanımızın ailesini hedef alarak kadına şiddetin bir parçası olmaktan başka bir şey değildir. Bu yapılan son derece çirkin bir şekilde Cumhurbaşkanımızın aile mahremiyetine saldırıdır.” değerlendirmesini yaptı.
AK Parti’nin, hukuk ve siyaset zemininde bu çirkin saldırganlığa karşı en güçlü mücadeleyi vereceğini bildiren Ömer Çelik, şunları kaydetti:
“Terör örgütlerine karşı kuramadıkları cümleleri Cumhurbaşkanımıza karşı kuranların niyeti ve istikameti bellidir. Cumhurbaşkanımıza karşı Türkiye karşıtı odakların diliyle konuşanların kendilerine biçtikleri elbise vahimdir. Kendi hukukunu savunmak adı altında Cumhurbaşkanımızın aile hukukunu hedef almak bir kadın hakları savunusu değil siyasi hayatımızın en çirkin ve hadsiz tablolarından biri olarak kayda geçmiştir. Bu, kadına ve kadın haklarına yönelik şiddetin yeni ve başka bir örneğidir. Bu hadsiz ve çirkin saldırılarla hukuk ve siyaset zemininde en güçlü şekilde mücadele etmeye kararlılığımız tamdır. Böylesi bir çirkinliğe ve hadsizliğe AK Parti tüm gücüyle karşı çıkacaktır.”
Çelik, “AK Parti’miz adına Uygur kardeşlerimizin haklarına ilişkin defalarca açıklamalar yaptım. Bu açıklamalarımızda Uygur kardeşlerimizin hak ve hukuku için en net siyasi açıklamaları yaptık. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Dışişleri Bakanlığımız ilgili tüm platformlarda Uygur kardeşlerimizin hakkını savundu, savunmaya devam ediyor. İçişleri Bakanlığımız Uygur kardeşlerimize özel bir ilgi gösteriyor. Buna rağmen İYİ Parti Genel Başkanı, AK Parti’nin bu konuda sanki net bir tutumu yokmuş gibi cümleler kurarak gerçeğe aykırı beyanlarda bulunuyor. Uygur meselesini istismar ediyor. Bu mesele bir siyasi rant ve siyasi polemik meselesi değildir. Kürsüden bağırmak politika değildir. Hak ve hukuk savunusunu kararlı şekilde her zeminde sürdüreceğiz. İşi gücü propaganda olanların samimi bir şekilde Uygur kardeşlerimizin yanında yer almadığı açıktır.”