Çelik: Sayın Cumhurbaşkanı’mız Terörsüz Türkiye çalışmalarına Gerekli özenin Gösterilmesinin Altını Bir Kez Daha çizdi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Tüm vatandaşların, İslam dünyasının ve özellikle Gazze halkının ramazan ayını tebrik eden Çelik, Gazze’de zor koşullarda, enkaz içinden yansıyan iftara hazırlık görüntülerinin, en zor koşullarda bile inandığı değerlere en güçlü şekilde bağlı olan bir halkın bütün dünyaya nasıl bir insanlık dersi verdiğini bir kez daha gösterdiğini söyledi.

Çelik, Gazze’deki bu tablonun, eldeki nimetlerin değerini bilme ve zor koşullarda inancın nasıl ayakta tutulduğunu gösterme bakımından büyük ibretler barındırdığını belirtti.

MYK’da Teşkilat Başkanlığı, Kadın Kolları Başkanlığı ve Gençlik Kolları Başkanlığının ramazan ayında yapılacak etkinliklere ilişkin sunum yaptığını ifade eden Çelik, Teşkilat Başkanı Ahmet Büyükgümüş koordinasyonda ülkenin her bölgesinde vatandaşlarla beraber olabilmek için bir eylem planı hazırlandığını aktardı.

Çelik, eylem planının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sunulduğunu, ramazanın en bereketli şekilde vatandaşlarla geçirileceğini ifade etti.

Terörsüz Türkiye

“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için ortaya çıkan durumla ilgili değerlendirmeleri hassas bir şekilde yaptıklarının altını çizen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bütün bir süreci, çok yakından takip ediyoruz. Terörsüz Türkiye ile ilgili Türkiye içinden, siyasetin kahir ekseriyetinin verdiği mesajlar, dünya açısından anlamlı bir referans kaynağı olmuştur. Türkiye’nin hem kendi içinde Türk-Kürt kardeşliğini hem de Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni hepsinin birlikteliğini daha da pekiştirme anlamında iç cepheyi güçlendirme başlığıyla verdiği mesaj, hem bölgede terör örgütlerinin bölge halklarına karşı birtakım emperyalist projeler tarafından kullanılmasını engellemek için terörsüz Türkiye hedefi çerçevesinde ortaya koyduğu yaklaşım ki bunun devamı doğal olarak terörsüz Suriye, terörsüz Irak şeklinde, bütün bir bölgeyi, bütün Orta Doğu’yu kapsayacak bir vizyonun aslında çekirdeğidir. Türkiye açısından bir terör istemediğimiz gibi Irak açısından Suriye açısından, bölgedeki kardeş ülkeler açısından da herhangi bir şekilde terör tehdidi ve terör oluşumlarının istikrarsızlaştırıcı tutumlarını istemediğimizi ve kabul etmediğimizi de bu şekilde ortaya koymuş oluyoruz.”

Bu konuda benimsenen ilkelerin çok açık ve net olduğuna dikkati çeken Çelik, “Silahların terör örgütü tarafından bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi ve tabii ki terör örgütünün Irak ve Suriye’deki bütün unsurlarıyla, uzantılarıyla, şubeleri ile feshedilmesi. Adına ister PKK ister PYD ister YPG densin, ister başka bir şemsiye altında SDG densin bütün bu terör yapılarının bölgenin bir istikrarsızlaştırıcı unsuru olmaktan çıkarılması, bizim buradaki temel yaklaşımımızdır.” diye konuştu.

“Bütün bu süreçlerle ilgili çok geniş ve derin bir tecrübemiz var”

Ömer Çelik, öteden beri bütün bölgede, Türkmen, Arap ve Kürtler arasındaki kardeşliğin daha da güçlenmesi için güçlü bir kardeşlik siyaseti ortaya koymaya çalıştıklarını dile getirdi.

Terör örgütlerinin, bölge halkları arasına duvar örmeye çalışan bir takım projelerin aracı olduğunu vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bölgede, Kürt kardeşlerimizin herhangi bir terör örgütü tarafından baskı altına alınmasına karşı çıktığımız gibi aynı zamanda şunu da ifade ettik; herhangi bir devlet ya da o devlete bağlı bazı vekil unsurlar, birtakım vekalet savaşları çerçevesinde herhangi bir şekilde Kürt, Türkmen, Arap, kardeşlerimize, Alevi, Sünni, Dürzi, Nusayri’ye, her kim olursa olsun bölge halklarına silah çekerse Türkiye Cumhuriyeti bunun net bir şekilde karşısında olacaktır dedik ve bu tutumumuzu kararlı bir şekilde sürdürmeye devam ettik.

Bütün bu süreçlerle ilgili olarak çok geniş ve derin bir tecrübemiz var. Ne zaman bölgede, kendi bölgemizde, Irak, Suriye’yi kapsayan yakın bölgemizde, terör örgütlerinin silah bırakması, feshedilmesi, herhangi bir şekilde bölge gerçekliğinin dışına çıkarılmasıyla ilgili bir adım atılmaya kalkılsa bu terör örgütlerinin içinde vekilleri bulunan bazı devletler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını geçmişte gördük. Bu bakımdan yine bölgede başka projeler peşinde koşan, örneğin ‘Sykes-Picot’un çerçevesini değiştirelim diyen ama arkasından bölge halklarının aleyhine olacak, bölgedeki insanların zenginliklerine, refahlarına el koyan, onların geleceğini gasbeden, güvenliklerini tehlikeye atan ama bölge halklarının yararına olmayıp birtakım emperyalist projelerin yararına yaklaşımları olan birtakım devletlerin de gerek istihbarat örgütleri vasıtasıyla gerekse birtakım vekil güçler vasıtasıyla bu süreçleri sabote etmeye dönük adımlar attıklarını gördük.”

“Fiziki sabotajlara kadar her türlü konuya son derece dikkat etmek gerekir”

Çelik, Suriye’de devrim gerçekleştikten sonra ortaya çıkan en çarpıcı haberlerden bir tanesinin bazı devletlerin üslerinde bazı terör örgütlerine ait kıyafetlerin bulunması olduğunu söyledi.

Bütün bu haberlerin sabotaj süreçlerinin nasıl işlediğine dair fikir verdiğini dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

“Hem bazı devletlerin hem bazı örgütlerin, vekil güçlerin provokasyon ve siyasi sabotaj girişimlerine karşı azami dikkat gösteriyoruz. Hem siyasi olarak hem de kurumlarımızın dikkati vasıtasıyla. Sayın Cumhurbaşkanı’mız MYK toplantımızın başlangıcında yaptığı konuşmada, terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için yürütülen çalışmalara gerekli titizlik ve özenin gösterilmesinin altını bir kez daha çizmiştir. Burada kullanılan dilden tutun da bahsettiğim fiziki sabotajlara kadar her türlü konuya son derece dikkat etmek gerekir. Bu konuda geniş ve derin bir tecrübemiz vardır. Geniş ve derin kavramlarının bütün anlamlarını ihtiva eden manada söylüyorum. Bunları takip ediyoruz, yakından izliyoruz.”

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.