İsrail’de son üç haftada üçü silahlı dört saldırıda 14 İsrailli hayatını kaybetti. Son iki silahlı saldırının faillerinin işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin’den gelmesiyle gözler bu şehre çevrildi.
İsrail ordusunun bu ay başından itibaren Cenin ve çevresine düzenlediği baskınlarda 7 Filistinli hayatını kaybetti. Ayrıca İsrail ordusunun Batı Şeria’da baskıyı artırması üzerine çıkan son olaylarda 22 Filistinli İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.
İsrail’in Batı Şeria’ya müdahaleleri ve yaşanan şiddet olayları, bölge için hassas ramazan ayında gerilimin yeniden had safhaya çıkması endişelerini beraberinde getirdi.
Cenin kentine ek yaptırımlar
İsrail, geçen hafta Tel Aviv’in en işlek caddesinde 3 kişinin hayatını kaybettiği saldırının hemen ardından Cenin kentine yönelik yeni kısıtlamalar getirdi.
Cenin’e açılan İsrail ordusuna ait “güvenlik kontrol noktası Celeme’den (Gilboa)” geçişlerin yasaklandığı duyuruldu.
İsrail hükümetinin bu adımıyla, Cenin’deki ekonomik hayata büyük katkı sağlayan İsrail vatandaşı Filistinlilerin kente giriş-çıkışı durduruldu. Cenin’deki iş insanlarının İsrail’e girişi de yasaklandı.
Cenin’deki Filistinlilerin işgal altındaki Doğu Kudüs ya da İsrail’deki aile üyelerini ziyaret için ramazan ayına özel aldıkları 50 bin izin iptal edildi.
Ramazan ayının ilk cuma günü Mescid-i Aksa’ya gitmeye çalışan Cenin kentinden Filistinlilerin, gerekli şartları karşılamasına rağmen kontrol noktalarından geri çevrildiği bildirildi.
Öte yandan, İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi, 8 Nisan’da bir askeri üste yaptığı konuşmada, iki silahlı saldırıda faillerin Cenin’den gelmesi üzerine bu bölgeye odaklanacaklarını Batı Şeria’ya takviye birlikler gönderildiğini söyledi.
İsrai basınında yer alan haberlerde, Kohavi’nin, “Eğer teröristlerle çatışacaksak bunun Cenin’de olmasını tercih ederim.” dediği aktarıldı.
Bölgeye son dört günde dört baskın
İsrail, kısıtlamaların yanı sıra Kohavi’nin açıklamalarıyla eş zamanlı olarak Cenin’e askeri müdahaleyi de artırdı.
İsrail ordusu, son dört gün içinde Cenin ve çevresine dört baskın düzenledi.
İsrail ordusunun, cumartesi günü Cenin kampına düzenlediği baskında çıkan silahlı çatışmada bir Filistinli hayatını kaybetti. İsrail askerlerinin Tel Aviv saldırısını gerçekleştiren Filistinli Raid Hazım’ın babası Fethi Hazım’ı gözaltına almaya çalıştığı ancak başarısız olduğu bildirildi. İsrail ordusu, pazar sabahı Cenin ve çevresindeki beldelere ikinci bir baskın düzenledi. İsrail ordusunun düzenlediği baskınlarda on kadarı gerçek mermiyle 20’den fazla Filistinli yaralandı.
İsrail askerlerinin, pazar akşam saatlerinde Tel Aviv saldırısını gerçekleştiren Filistinli Raid Hazım’ın kardeşini yakalamak için aracına açtığı ateşte yaralanan 17 yaşındaki Filistinli Muhammed Zekarine pazartesi sabahı hayatını kaybetti.
Filistinli gencin ölümü kentte tepkiye yol açtı. Cenin genelinde pazartesi günü genel grev ilan edildi, dükkanlar kepenk indirdi, kamu kurumları ve özel sektör iş bıraktı.
İsrail askerleri, salı sabahı da Cenin yakınlarındaki bölgelere baskınlar düzenledi ve silahlı gruplarla çatışmalar yaşandı.
Cenin’e artan baskı Batı Şeria’da gerilimi artırdı
İsrail ordusunun Cenin’e düzenlediği baskınlar karşısında Filistinli nüfusun yoğunlukta yaşadığı Batı Şeria genelinde şiddet olayları arttı.
Filistinlilerin işgal altındaki Batı Şeria içinde gerçekleştirdiği gösterilere İsrail ordusu sert müdahale etti.
İsrail askerlerinin 10 Nisan’da farklı kentlerde açtığı ateş sonucu ikisi kadın 4 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail’de saldırıların başlamasının ardından İsrail ordusunun Batı Şeria’ya baskınları ve müdahalesinde toplam 22 Filistinli yaşamını yitirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilerin hayatını zorlaştıran Yahudi yerleşimciler de bu dönemde şiddet eylemlerini artırdı.
İkinci İntifada sırasında yıkıldı, yeniden kuruldu
Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin, İsrail’e karşı Filistin silahlı direnişinin yoğunlaştığı nokta olarak öne çıkıyor.
Cenin’deki mülteci kampı, 1948’de 750 bin kadar Filistinlinin zorla göçe maruz kaldığı Nekbe sırasında kente gelen Filistinliler tarafından kuruldu.
Cenin kentinin merkezinde 500 bin metrekare alana kurulu mülteci kampı, yaklaşık 13 bin Filistinli mülteciye ev sahipliği yapıyor.
İkinci İntifada sırasında 2002’de İsrail’in 10 günlük askeri saldırısıyla büyük yıkıma uğrayan kamp, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) kurucu lideri Şeyh Zayid bin Sultan tarafından yeniden inşa edildi.
İsrail basınında sıkça, “eşek arısı kovanı”, “terörist kuluçkası” şeklinde tanımlanan Cenin ve özellikle mülteci kampı, Filistin direniş örgütlerinin silahlı kanatlarının yoğun varlığıyla tanınıyor.
Filistin siyasi arenasında rekabet içindeki Fetih, Hamas, İslami Cihad gibi fraksiyonların silahlı kanatlarının Cenin içinde tek şemsiye altında, birlikte hareket ettiği biliniyor.
İsrail ordusunun yola kurduğu kontrol noktalarından geçilerek ulaşılan Cenin kentinin duvarları, şehitler mezarlığı, kavşaklar, İsrail askerlerinin kurşunlarında hayatını kaybeden Filistinli savaşçıların ve sivillerin resimleriyle kaplı. İsrail işgaline karşı sloganlara da duvarlarda sıkça rastlanıyor.
İsrail ordusunun son dönemde baskınları artırdığı Cenin mülteci kampındaysa Filistinlilerin, araba lastikleri, çöp konteynerleri ve çeşitli eşyalarla sokaklara kurduğu barikatlar dikkati çekiyor.
– Filistin yönetiminin Cenin’i kontrol etme çabası
Filistin yönetiminin kamptaki silahlı grupları kontrol altına alma çabası bölgede zaman zaman çatışmalara yol açmıştı.
Cenin’deki Filistinli gruplar, Filistin yönetimini, İsrail tarafından aranan isimleri yakalamaya çalışmak ve bölgedeki grupların İsrail’e karşı eylemlerini engellemek için “Filistinlilere karşı namlu çevirmekle” suçluyor.
İsrail basınındaki haberlerde, Filistin yönetiminin Cenin’deki silahlı Filistin direniş örgütlerini “kontrol altına almakta zorlandığına” işaret ediliyor.
Filistin yönetiminin bu yılın başında İsrail tarafından aranan kişileri gözaltına almaya çalıştığı sırada kampta çatışmalar çıkmıştı. Sivil toplum örgütü Filistin İnsan Hakları Bağımsız Komisyonu, o dönem yaptığı açıklamada, Filistin İçişleri Bakanlığını bölgede gerçekleştirdiği gözaltılar sırasında “uygulama biçimlerini incelemeye” davet etmişti.
Cenin sakini Filistinliler direnişte ısrarcı
Cenin Vali Yardımcısı Kemal Ebu Rab, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in kente yönelik adımlarını “Cenin’e ekonomik olarak diz çöktürme çabası” şeklinde tanımlayarak, “Bu kısıtlamalar barış umutlarını baltalıyor. Şiddet ve baskı daha fazla şiddet ve misillemeyi beraberinde getirecektir.” dedi.
Cenin sakinlerinin ekonomik yaptırımlar karşısında zorlanacağına ancak bunun dayanışma ruhunu ilerleteceğine işaret eden Ebu Rab, her yıl, İsrail vatandaşı Filistinlilere ait 1 milyon kadar taşıtın kenti ziyaret ettiğine dikkati çekti.
Cenin halkının iradesinin İsrail’in beklentisinden daha güçlü olduğunu dile getiren Ebu Rab, “İsrail içindeki saldırıların Filistinliler için hayatı daha da zorlaştırdığı” yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Barış istiyoruz. Ancak, İsrail’in öldürme, tutuklama, sivilleri taciz etme, Filistinlilerin topraklarını ellerinden alma gibi günlük uygulamaları şiddetin asıl kaynağıdır. Ailesinin askeri kontrol noktasında aşağılandığını, evinin askerler tarafından basıldığını gören gençler silaha itiliyor. Şiddet hem İsrail hem de Filistin tarafını etkiliyor. İsrail’in ihlallerinin ve eylemlerine karşı bir tepkiye tanıklık ediyoruz.”
Filistinli yetkili, “Siyasi ufuk eksikliği ve İsrail’in taahhütlerine bağlı olmaması nedeniyle bir şiddet sarmalı yaşanıyor. Bu, Cenin kentinden diğer Filistin bölgelerine yayılabilir.” uyarısı yaptı.
Gazze benzetmesi
Cenin’de çocuk kıyafetleri satan Filistinli esnaf Müeyyed el-Amer, İsrail’in kente uyguladığı kısıtlamaları “Gazze ambargosuna” benzetti.
İsrail’in 16 yıldır hava, kara ve denizden abluka altında tuttuğu, yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığı Gazze Şeridi, yaşadığı insani krizle sık sık gündeme geliyor. Seyahat özgürlüğü olmayan Gazze halkı, çok istisnai durumlar hariç Gazze dışına çıkamıyor.
Cenin’in de aylardır kuşatmaya, kısıtlamalara maruz kaldığını ve son aylarda bunun şiddetinin arttığını söyleyen Müeyyed, bölgede “48 Arapları” diye tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerin kenti ziyaretiyle işlerinin ilişkili olduğuna dikkati çekti.
Filistinli esnaf, “Tüm bu kısıtlamalara işgal yol açıyor. İkinci İntifada sırasında kuşatma altında yaşadık, açlıktan ölmedik, boyun eğmedik; yine boyun eğmeyiz.” dedi.
“Bizler barış yanlısı insanlarız, ölüm peşinde değiliz”
Cenin’de kadın kıyafetlerinin satıldığı bir dükkanın sahibi Filistinli Ahmed Musa da kentteki grev nedeniyle kepenk indirdiğini söyledi.
İsrail’in, Tel Aviv’deki silahlı saldırıların ardından kendi kamuoyunu rahatlatmak için “Cenin’i kurban ettiği” değerlendirmesinde bulunan Musa, “Bir kuşatma var fakat rızık Allah’tan. Kararlılığımızı yitirmeyeceğiz.” diye konuştu.
İsrail ve Filistin coğrafyasında şiddetin tırmandığı geçen yıl ramazan ayından bugüne Cenin’in baskı altında olduğuna işaret eden Musa, “Bizler barış yanlısı insanlarız, ölüm peşinde değiliz. İsrail ordusu, evlerimize baskın düzenliyor. Burada kimsenin güvenliği ve güvencesi yok. Onurlu biçimde yaşamak istiyoruz. Başka arzumuz yok.” dedi.