Cezayir’de Ulusal Halk Meclisindeki 407 temsilcinin belirlenmesi için seçime gidildi.
- Cezayir’deki seçimde 24 milyondan fazla kayıtlı seçmenden yüzde 30,2’si oy kullandı
Muhaliflerin boykot çağrısı yaptığı seçimlerde, kayıtlı 24 milyondan fazla seçmenden sadece yüzde 30,2’si sandığa gitti.
Oy verme işleminin tamamlanmasının ardından 24 saat geçmesine rağmen henüz sonuçlar açıklanmadı.
Buna karşın Cezayir siyasetinde bağımsızlıktan bu yana hakim, rejim yanlısı Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) ve İslami eğilimli Barış Toplumu Hareketi (MSP) ayrı ayrı zafer ilan etti.
UKC Genel Sekreteri Ebu Fadıl el-Baci, ülke basınına yaptığı açıklamada, “vilayetlerden gelen açıklamalara göre partilerinin birinci olduğunu ve resmi sonuçları beklediklerini” duyurdu.
Benzer şekilde, bunun öncesinde Cezayir’deki en büyük İslami eğilimli parti MSP Lideri Abdurrezak Mukri, partilerinin yurt içi ve yurtdışındaki oylarda önde olduklarını duyurarak seçmenlere teşekkür etti.
Mukri, “seçim zaferlerini kendilerinden çalmaya yönelik girişimler olduğunu” savundu, ancak suçlamalarına ilişkin detay vermedi.
Seçimleri yöneten Bağımsız Ulusal Seçim İdaresi (ANIE) Başkanı Muhammed Şerfi, dün düzenlediği basın toplantısında, oy sayım işleminin önceki seçimlere göre “karmaşık” olacağı için resmi sonuçların açıklanmasının yasanın öngördüğü “96 saat sınırına varabileceğini” ancak en kısa sürede süreci tamamlamak için çalışacaklarını söylemişti.
Ülke tarihindeki rekor düşük katılımlı genel seçim
Öte yandan yerel basında, ilk sonuçların yarın açıklanabileceği belirtildi. Ülkede 2017 yılındaki 37,09 katılım oranındaki genel seçimden sonra yüzde 30,2 katılım oranının rekor düşüklükte olduğu aktarıldı.
Cezayir, 2019 yılında Abdulaziz Buteflika’nın kitlesel halk protestoları karşısında devrilmesinin ardından Buteflika dönemindeki isimlerin tasfiyesi, Cumhurbaşkanlığı seçimi, yeni bir anayasa gibi birçok değişimi peş peşe yaşadı.
Rejim, seçimlerle geçiş sürecinin devam ettiği mesajını verirken, Buteflika’yı koltuğundan eden lidersiz protesto hareketi “Hirak”, seçimleri “kozmetik vitrin değişikliği” şeklinde tanımlayarak boykot çağrısı yapmıştı. Aralarında sol ve liberal partilerin de yer aldığı bazı partiler seçimlere katılmayarak boykot çağrısı vermişti.
-Cumhurbaşkanı’ndan “katılım oranı sonucu değiştirmez” mesajı
Ülkeyi seçimlere taşıyan Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, oyunu kullanmasının ardından verdiği mesajlarında, “katılım oranının yasama organını belirleyecek sonuçlar kadar önemli olmadığını” belirterek, netice ne olursa olsun demokrasiye uygun kararlar alacağız” ifadelerini kullanmıştı. Tebbun, ayrıca boykot çağrısı yapanlara da saygı duyduğunu ifade etmişti.
Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamalarına rağmen, seçimlerden hemen bir gün önce seçimlere yönelik boykot çağrılarında önde gelen protesto hareketinden muhalif isimler gözaltına alınmıştı.
Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliğinden yapılan yazılı açıklamada, Hirak hareketinin destekçilerinden muhalif aktivist Kerim Tabu, gazeteci Halid Dırareni ve daha önce de tutuklanmış medya mensubu İhsan el-Kadi dahil 7 muhalifin gözaltına alındığı duyurulmuştu.
Cezayir’de değişim beklentisi
Henüz birkaç ay önce kabul edilen yeni seçim sistemine, seçmenlerin aday listeleri arasından istedikleri sıralamayı seçebilecekleri “açık liste” seçim sistemi getirildi. Yeni uygulanmaya başlanan bu sistemle temsilin artırılması hedeflendi.
Seçimlerle ilgili birçok düzenleme ve denetim de İçişleri Bakanlığından alınarak yeni anayasayla kurulan Bağımsız Ulusal Seçim İdaresine verildi. Yönetim bu adımla seçimlerin şeffaf yürütüleceği mesajını verdi.
Yeni yasa ayrıca partilerin ve bağımsız listelerin seçime katılabilmesi için gereken şartları hafifletti. Bunun neticesinde aday sayısında büyük artış oldu.
Uzmanlar, Mecliste bağımsızların da katıldığı çok parçalı bir yapının şekillenmesini, rejim yanlısı yerleşik partilerin güç kaybetmesini ve İslami eğilimli partilerin oylarını artırmasını bekliyor.
Rejimin getirdiği seçim sistemiyle belirli bir tarafın mutlak üstünlüğüne müsaade etmeyeceğini aktaran analistler, seçimin ardından kurulacak koalisyon hükümetinin ülkenin geleceğine ilişkin resmi belirginleştireceğini ifade ediyor.