CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ülkemizi seviyoruz, evet. Her birimiz farklı görüşlerde olabiliriz, evet. Farklı kimliklerde olabiliriz, evet ama bayrağımız ve vatanımız söz konusuysa kenetlenmemiz gerekiyor, bir arada olmamız gerekiyor.” dedi.
Şehitler Abidesi ziyaretinin ardından Gelibolu ilçesi Bolayır köyüne geçen Kılıçdaroğlu, şair Namık Kemal’in mezarını ve Gazi Süleyman Paşa Türbesi’ni ziyaret etti.
Bazı partililerle fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu’na vatandaşlar, “Andımız tartışmaları”na ilişkin görüşlerini iletti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, söz konusu tartışmanın demokratik yollarla çözüleceğini ve bu yönde mücadele ettiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, tarihi bölgede bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
“Bu bölgenin değerini acaba 83 milyonumuz biliyor mu? Bu bölgede nasıl mücadele edildiğini, bedenlerin kurşunlara nasıl siper edildiğini yeteri kadar çocuklarımıza anlatabildik mi? 1915’te ‘Çanakkale Geçilmez’ destanını yazanları acaba gençlerimize yeteri kadar anlattık mı?” diyen Kılıçdaroğlu, “Çanakkale’yi geçilmez yapanlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının verdikleri mücadeleyi, o mücadelenin değerini yeteri kadar çocuklarımıza anlatabildik mi?” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Savaşı ile tarihin sahnesine çıktığını yeteri kadar çocuklarımıza anlatabildik mi? Burada verilen savaşın bir milletin Kurtuluş Savaşı’nın öncüsü olduğunu yeteri kadar anlatabildik mi? Bedenlerini kurşunlara siper edip bu mücadeleyi verenler sadece 3 yıl sonra 1915, 1918… 1915’te Çanakkale geçilmez destanı yazıldı. 1918’de 3 yıl sonra aynı gemiler, aynı güçler, aynı egemen güçler tek kurşun atmadan Çanakkale’yi geçip, İstanbul’a Dolmabahçe’nin önüne demir attılar. Payitahtı yani Osmanlı’nın başkentini işgal ettiler. Orduyu tasfiye ettiler. Milli irade yani ordumuz yani bedenini kurşunlara siper edenler ‘Çanakkale Geçilmez’ destanını yazdılar ama bir kişi, padişahın bir imzasıyla aynı egemen güçler 3 yıl sonra tek kurşun atmadan bu boğazı geçip, İstanbul’a gittiler. Kaçımız bunu sorguladı? Yüz binler hayatını verdi. Her karış toprağında şehit kanı var ama 3 yıl sonra aynı Boğaz’dan bir mermi atılmadan gidildi ve İstanbul işgal edildi. Neden tek adam rejimine karşıyız? Neden tek adam hükümetine karşıyız? İşte bunun için. Tarihi bilirseniz, tarihte verilen dersleri bilirseniz, tarihin bize verdiği dersleri unutmazsanız o nedenle ‘Tek adam rejimleri olmaz.’ diyoruz.”
“Vatanımız söz konusuysa kenetlenmemiz gerekiyor”
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.” sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, dedi. Neden? Çanakkale’de olanları da gördü, 3 yıl sonra İstanbul’un nasıl işgal edildiğini de gördü. Egemenlik padişaha değil, bir kişiye değil, bir avuç insana değil, ‘Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.’ dedi. Bu sözün değerini yeteri kadar biliyor muyuz? Egemenliğin ne olduğunu biliyor muyuz acaba? Çocuklarımıza bu tarihi öğrettik mi acaba? Öğretmeye, anlatmaya, söylemeye çalışıyorum dilimin döndüğü kadar. Aradan o kadar süre geçti. O kadar zaman geçti. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ dedik. Peki şu soruyu soruyor muyuz kendimize? Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse nasıl oluyor da 83 milyon insan Londra’daki bir avuç tefeciye dünyanın faizini ödüyor? Nasıl oluyor?”
Kılıçdaroğlu, bu konuların hepsinin oturulup düşünülmesi gerektiğine işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hepsini oturup tartışmamız lazım. Ülkemizi seviyoruz, evet. Her birimiz farklı görüşlerde olabiliriz, evet. Farklı kimliklerde olabiliriz, evet ama bayrağımız ve vatanımız söz konusuysa kenetlenmemiz gerekiyor, bir arada olmamız gerekiyor. Bir kişiye vatan teslim edilmez. Vatan hepimizindir, 83 milyonundur. Bir kişiye bayrak teslim edilmez. Bayrak hepimizindir, 83 milyonundur. Biz milleti bir arada tutuyorsak, bayrak ve vatan yüzünden tutuyoruz. Bayrağımız, vatanımız için hepimiz rahatlıkla canımızı feda edebiliyoruz. O nedenle ‘Çanakkale, Milli Kurtuluş Savaşı’nın ön sözüdür.’ diyoruz. Bedeller ödendi burada, onu biliyoruz. Hayatlar gitti burada, onu biliyoruz. 7’den 70’e herkes Çanakkale’ye koşuyorsa temel nedeni budur. Siyasiler gerçeği yeteri kadar kavradılar mı? Yeteri kadar öğrendiler mi? Bunu da hepimizin düşünmesi gerekiyor.”
Kemal Kılıçdaroğlu, Namık Kemal’in mezarını ziyaret ettiğini anımsatarak, “Milli duygularımızı en iyi anlatan vatan şairlerimizden birisidir Namık Kemal. Hiç sorduk mu acaba, Namık Kemal neden her tarafa sürüldü? Şimdi ziyaret ediyoruz. Neden ziyaret ediyoruz? Bizi affetsin diye aslında. Onun verdiği mücadelenin etrafında kaç kişi vardı? Kıbrıs’ı tutun, adaları tutun neredeyse coğrafyanın her yerine sürüldü bu insanlar. Neden sürüldü, Namık Kemal? Neden Namık Kemal’i çok seviyoruz. Çünkü çağları aşan düşüncesi vardı.” dedi.
“Bugün hala eğitim sisteminden şikayet ediyorsak oturup düşünmemiz lazım”
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Çağdaş uygarlığı aşacaksınız, muasır medeniyeti aşacaksınız” dediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Koyduğu hedefe bakıyor musunuz? O hedef için neler yapıyoruz acaba? Hepimizin düşünmesi lazım. İşçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin, herkesin düşünmesi lazım. Tarihimize sahip çıkalım, evet. Tarihin verdiği dersleri asla unutmayalım, evet ama geleceği iyi bilelim ve geleceği iyi çizelim. Bugün hala eğitim sisteminden şikayet ediyorsak oturup düşünmemiz lazım. Bizim çocuklarımız denek mi? Her yıl eğitim sistemi değişiyor. Neden? Neden uygarca bir eğitim sistemi getiremiyoruz? Neden 10 milyonu aşkın işsizimiz var? Neden çiftçi ürettiği ürünün karşılığını alamıyor? Hepimizin düşünmesi lazım. Herkesin kazandığı, herkesin ürettiği, herkesin alın teri döktüğü ve herkesin evinde huzur içinde yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. Çağdaş ve uygar bir Türkiye’yi istiyoruz. Şunu düşündük mü hiç? Konya’dan küçük bir devlet olan Hollanda yıllık 183 milyar dolar tarım ürün ihraç eder. Devasa Türkiye Cumhuriyeti devleti 18 milyar dolarlık ihracatı var, daha fazla ithalatı var.”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin insanının, toprağının, güneşinin, denizinin, göllerinin, suyunun olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bereketli her şey. Gençlerimiz var, taşı sıksa suyunu çıkaracak. Neden bu işsizlik? Neden bu fukaralık? Neden bu tablo? Neden bu karamsarlık? Düşüneceğiz ve kararımızı vereceğiz. Demokratik yollarla… Türkiye’yi bu hale düşürenlerden demokratik yollarla gidip, sandıkta hesabını sormak zorundayız. Bu bir vatan borcudur aynı zamanda. Siyaset bir kavga alanı değildir. Siyaset bir dövüş alanı değildir. Siyaset, siyasetçilerin cebini doldurduğu bir alan da değildir. Siyaset vatandaşa hizmet etme alanıdır. Hizmet edeceksiniz. Hizmet ederken her kuruşun hesabını vatandaşa vereceksiniz. Vermediğiniz andan itibaren Çanakkale şehitlerinin hakkını ödeyemezsiniz. Onlar kanlarını, canlarını biz huzur içinde yaşayalım diye verdiler.”
Gelibolu Belediyesine de ziyarette bulunan Kılıçdaroğlu, daha sonra şehit aileleriyle bir araya geldi.