CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, T24 canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Tam kapanma sürecinde marketlerde satılan ürünler listesine ve alkol satışı yasağına ilişkin bir soruya Kılıçdaroğlu, hükümetin bir karar aldığını ancak o kararın sonuçlarını bilmediğini belirtti.
Verilen karara tepki gelince tekrar genelge çıkarıldığını, bunun da başka bir soruna neden olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, devletin bilgi ve birikimle yönetilmesi, bir karar alındığı zaman o kararın yansımalarının görülmesi gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, “Kovid-19 olayı Türkiye’nin gündemine geldiği andan itibaren ilk çağrım şu olmuştu. Erdoğan’a bu ülkeyi seven bir vatandaş olarak yapmıştım. ‘Lütfen Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayın, karşısına da bakanlarınızı koyun, sorunu yaşayanları bir dinleyin, sorunu yaşayanları dinledikten sonra çözümler üretin. Sorunu yaşayanları hiç dinlemiyorlar.” şeklinde konuştu.
Kanal İstanbul projesine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, projenin yapılacağı havzayı gezdiğini, bölgenin olağanüstü güzel bir doğa harikası olduğunu belirtti.
Bu bölgenin yok edileceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul’un akılcı bir proje olmadığını, gerçekleşeceğini sanmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, yoksullukla mücadeleye ilişkin projelerinin sorulması üzerine, yoksulluğu mantıklı bir yöntemle yok etmenin yolunun Uluslararası Çalışma Örgütünün kabul ettiği Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Sözleşmesi’ni ülkede uygulamak olduğunu ifade etti.
Millet İttifakı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’nın genişleyebileceği yönündeki açıklaması sorulan Kılıçdaroğlu, var olan sistemden rahatsız olan partilerin ortak geliştirdikleri “güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönme” söylemi bulunduğunu anımsattı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönelim derken eskiye dönelim değil. Eskinin hatalarını tümüyle telafi ederek, darbe hukukunun bozduğu bütün o anlayışları, düzenlemeleri tümüyle değiştirerek, çağdaş, uygar yeni bir anayasayı oluşturalım ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistem olsun. İttifakın bileşenleri olarak güçlendirilmiş parlamenter sistemden ne anlıyoruz, bunu da toplumun, vatandaşın önüne koymamız lazım. Bir çalışma yapıyoruz. Sayın Davutoğlu bir çalışma yaptı. Sayın Babacan bir çalışma yapıyor. Bunu ilkeler haline getirmemiz lazım. Hangi ilkelerden yola çıkarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz, bunları belirledikten sonra Millet İttifakı’nı oluşturan partiler bir araya gelip bir karar vereceklerdir.”
“Saydığınız partiler arasında HDP yok. HDP’yi nerede tutacak Millet İttifakı?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı içinde HDP yok ama HDP’nin yöneticileri de zaman zaman güçlendirilmiş parlamenter sistemden söz ediyorlar. Onların da hakkını yememek lazım.” şeklinde konuştu.
MHP’nin anayasa önerisi sorulan Kılıçdaroğlu, “Tümüyle gündem değiştirmeye yönelik uygulama olarak görüyorum.” cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, “Muhafazakar kesim iktidar değişirse kazanılmış haklar kaybedilir mi, başörtüsü sorunları tekrar gelir mi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti için özel soruşturmalar, yargılamalar olur mu diye merak ediyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
“Devlet kinle, intikam duygusuyla, öfkeyle yönetilmez. Dolayısıyla devri sabık yaratacağız, mahkemeye çıkaracağız, bu anlayış doğru değil. Devletin ciddiyetine ve vakarına yakışmaz. Bu anlayış darbeler döneminde olan bir anlayıştır ve intikam üzerine mahkemeler kurulur. Bu mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Dolayısıyla o mahkemelerin verdiği kararlar belli bir zaman diliminden sonra toplum vicdanında sorgulanır. Yapılan yanlışlıklar nedeniyle idam ettiğimiz, astığımız kişiler adına üniversiteler kurarız, yollar, havaalanları yaparız, isimlerini veririz, yaptığımız hataları telafi etmek için. Bu defteri tümüyle kapatmamız lazım. Dolayısıyla devleti bilgi, birikim, adalet ve ahlakla yönetmek zorundasınız. Bunu yaptığınız takdirde zaten vatandaş size güvenir. ‘CHP iktidara geldiğinde başörtüsü, şu, bu, acaba elde ettiğimiz kazanımlar geri alınır mı’ diye kaygı pompalanmak isteniyor. Dostlarımızla beraber iktidar olduğumuzda orada Temel Bey de olacak. Temel Bey’e başörtüsü konusunda güvenmiyorlar mı? İYİ Parti orada olacak. Güvence mi? En büyük güvence o. Öteden beri ısrarla söylediğim bir söz var. Hiç kimsenin inancını, kimliğini, yaşam tarzını kısır siyasete alet etmeyeceğiz. Artık Türkiye bunları aşmak zorundadır. Eğer Türkiye bunları aşmazsa o zaman siyaset Türkiye’yi sorun haline getirebilir.”