CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP’den 3 milletvekilinin istifasına ilişkin, “İstifa tek taraflı bir müessesedir. İstifa, partimizden ayrılan arkadaşlarımızın arkadaşların takdiridir ama tam da partimiz iktidara yürürken vefa duygusunu unutup giderken partimize ve partililerimize Cumhur İttifakı’nın ağzı ile yönelttikleri ithamları ve ettikleri hakaretleri asla kabul etmeyiz, bunları da asla unutmayız.” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy ile gazeteci-yazar Abdi İpekçi’nin ölüm yıl dönümü olduğunu hatırlatarak her iki ismi de saygı ve rahmetle andı.
Türkiye’nin iki yılı aşkın süredir derin bir buhranın içinde olduğunu öne süren Öztrak, 2018’de başlayan ekonomik krizin, derinleşen devlet krizi ve salgınla birleşerek, şiddetli bir buhrana dönüştüğünü savundu.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne bir ay önce “kayyum” atandığını söyleyen Öztrak, “Atama dünyada kabul görmüş yöntemlere göre yapılmadı. Boğaziçi Üniversitesinin teamüllerine uygun olarak da yapılmadı. OHAL’e başlayan, OHAL’den sonra da olağanlaştırılan bir düzenlemeyle bu atama yapıldı.” diye konuştu.
“Kayyumun”, siyasi bir isim ve ehliyeti ayrıca liyakatının tartışmalı olduğunu öne süren Öztrak, Boğaziçi Üniversitesinin öğretim üyeleri ve öğrencilerinin de “haklı olarak” bu atamaya demokratik tepki gösterdiklerini vurguladı.
Bu tepkinin “son derece meşru” olduğunu savunan Öztrak, şöyle devam etti:
“Bu barışçı direniş son derece haklıdır. Bu tepkiye ve direnişe sonuna kadar elbette sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz ancak Boğaziçililerin haklı ve meşru taleplerinin itibarsızlaştırılmasına, kirletilmesine yönelik her türlü provokasyona, tahrike karşı da öğretim görevlileri, öğrenciler, hepimiz uyanık olmalıyız. Bu provokasyonlara ve provokatörlere izin vermemeliyiz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, insanların inançlarına yönelik aşağılamaları da insanların tercih ve yaşam tarzına yönelik nefret dilini ve hakareti de kabul edemeyiz. Hukukun siyasetin oyuncağı yapılmasını reddederiz. Savcıların talimatla suçun vasfının değiştirerek, öğrencileri tutuklamasını, yapılan tahrik ve kışkırtmanın bir devamı olarak görüyoruz. Ülkenin polis teşkilatının emanet edildiği İçişleri Bakanının, yaşam tarzı ve tercihler üzerinden kullandığı sapkın dil bir nefret suçudur. Bunu kınıyoruz.”
Öztrak, bugün AK Parti il kongrelerinde bu nefret söyleminin en üst perdeden devam ettiğini ileri sürerek, “Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim ile dalga geçen, rüşvetçi bir bakan eskisini bu ülkenin büyükelçisi yapanların, Kabe’yi pastalarına maket yapıp kesenlerin, Kabe’nin etrafına oteller, AVM’ler yapılırken sessiz kalanların ne insanların kutsalını ne de Kabe’yi savunmak gibi bir dertleri olmadığını da biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Öztrak, hükümetin milletin sorunlarını, dertlerini görmediğini savunarak, hayat pahalılığa dikkati çekti.
Esnafın, vatandaşın zor durumda olduğunu anlatan Öztrak, doğru teşhis olmadan, tedavi olmayacağının altını çizdi.
Çiftçilerin sorunlarına da değinen Öztrak, gübredeki yıllık fiyat artışlarını ve bu alandaki ithalatı eleştirdi.
Çiftçilere hak ettikleri desteklerin ödenmediğini de iddia eden Öztrak, “Bu hükümet kendi çiftçisini destekleyeceğine, bu ülkenin topraklarında üreteceğine Sudan’da, Nijer’de tarım yapmaya kalkıyor. İthalatla elin çiftçisini abat ediyor.” dedi.
Faik Öztrak, taşıma maliyetlerinde yüksekliğe de değinerek, şöyle konuştu:
“Milleti canından bezdiren pahalılığın nedeni çiftçi değil, esnaf değil, kamyoncu değil, sarayın kötü yönetimi. Buradan bir kere daha çağrıda bulunuyoruz. Madem yenilenebilir enerjide dövizli alım garantilerinden vazgeçip bu garantileri TL’ye çevirebiliyorsunuz, o halde şu yandaş müteahhitlere verdiğiniz dövizli garantileri de TL’ye çevirin. Milletin, sırtına yüklediğiniz milyarlarca liralık yükü hafifletin. Biz gelip gereğini yapana kadar, vatandaşı biraz rahatlatın. Saray hükümetini uyarıyoruz. Hayali düşmanlarla uğraşmayın. Artık sorumluluğunuzu bilin. Pahalılığı çözün.”
“Vatandaşlarımızın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu son bir yılda yüzde 44 arttı”
Öztrak, vatandaşların iktidar koltuğunda oturanlardan beklentisinin, devletin “şirket gibi” değil, “devlet gibi” yönetilmesi olduğunu dile getirdi.
Kovid-19 salgınında hükümetin bedava maske dağıtamadığını, esnafa bakamadığını ve yaşlıların “aşı kalmadı” denilerek, kapılardan döndürüldüğünü öne süren Öztrak,”Şu dar günde millete destek vereceklerine varsa yoksa borç verdiler. Sadece vatandaşlarımızın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu son bir yılda yüzde 44 artarak, 820 milyar liraya ulaştı. Bankalarda yakın izlemedeki kredilerin tutarı 360 milyar liraya, takipteki alacak bakiyesi ise 150 milyar liraya çıktı. Bunca borç nasıl ödenecek?” diye sordu.
Özel İletişim Vergisi ve doğal gaz ile Avrasya tüneli geçiş ücretine yapılan zamlara da tepki gösteren Öztrak, Berat Albayrak döneminden kalan iki bakan yardımcısının görevden alınıp, yerlerine yapılan atamaları eleştirdi.
Öztrak, hükümetin reform paketinin geciktiğini ifade ederek, paketin içeriğine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Cumhurbaşkanının Yüksek Yargıya yapacağı atamalarda, Anayasa’ya karşı hülle yapmasını engelleyecek düzenlemeler olacak mı? HSK’yı istediği gibi tasarlamasını engelleyecek düzenlemeler olacak mı? TBMM’nin yasama yetkisine ortak olduğu kararnamelere sınır getirilecek mi? TCMB Başkanının görevden alınması zorlaştırılacak mı? Düzenleyici Denetleyici Kurumların bağımsızlığı güçlendirilecek mi? Kamu İhale Kanunu AB standartlarına getirilecek mi? Beş müteahhide verilen dövizli garantiler TL’ye çevrilecek mi? Mücbir sebep nedeniyle bu projeler kamuya devredilecek mi? Şu salgın döneminde sosyal yardımları güçlendirecek, milletin gelecek kaygısını azaltacak, bir Aile Destekleri Sigortası getirilecek mi? Bankalardaki sorunlu kredilerin boyutunu görmek için, stres testi yapılacak mı? En önemlisi Cumhurbaşkanı parti genel başkanlığını bırakıp, tarafsız olacak mı? Bunların hepsinin cevabının ‘hayır’ olduğunu biliyoruz. Çünkü Erdoğan bu reformları yaparsa kendini inkar eder ama bunları biz yapacağız. Güçlü bir siyasi iradeyle ortak akılla ekonomide doğru politikalarla bu ülke hızla ayağa kalkacak güce ve potansiyele sahiptir.”
Öztrak, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında CHP’nin demokrasiden, hukuk devletinden yana olanlarla güçlendirilmiş demokratik parlamenter rejimi bu ülkeye getireceğini belirterek, “Bu ülkenin evlatları birlik ve bütünlük içinde yarınlara yürüyecek. Tüm vatandaşlarımız huzur ve refah içinde yaşayacak. Yarın bugünden daha güzel olacak.” görüşünü dile getirdi.
CHP’deki istifalar
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
CHP’den 3 milletvekilinin istifası, Muharrem İnce’nin yakın zamanda istifa edeceğini açıklaması ve istifa edenlerin açıklamalarına ilişkin soruyu Öztrak, şöyle cevapladı:
“Ben herkese şunu açık seçik söyleyeyim, kimsenin şüphesi olmasın, ‘sel gider kum kalır’ kişiler gelir, geçer. Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyetimiz ilelebet payidar olmaya devam eder. İstifa tek taraflı bir müessesedir. İstifa, partimizden ayrılan arkadaşlarımızın arkadaşların takdiridir ama tam da partimiz iktidara yürürken vefa duygusunu unutup giderken partimize ve partililerimize Cumhur İttifakı’nın ağzı ile yönelttikleri ithamları ve ettikleri hakaretleri asla kabul etmeyiz. Bunları da asla unutmayız. Ayrıca hem parti içinde kalıp hem de yeni partisinin tüzüğünün, programının hazır olduğunu söyleyenlerin açıklamalarını da etik bulmadığımızı buradan ifade etmek isterim, bu siyasi ahlakla bağdaşmıyor. Hep söylüyoruz milletimiz herkesin ne yaptığını görüyor, notunu da veriyor.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün yaptığı konuşmasında “CHP’nin içindeki istifadan AK Parti’nin sorumlu tutulduğunu belirterek, bunu “yüzsüzlük, pişkinlik, siyasi arsızlık” olarak nitelendirmesine ilişkin soru üzerine Öztrak, “Daha yeni AK Parti Grup Başkanvekili 3 milletvekilinin istifası üzerine açıklama yaptı, Twitler attı. Ne diyor ‘istifalar buzdağının görünen kısmı, bunlar CHP’nin iyi günleri.’ Grup başkanvekillerinin kendilerine muhalefet eden siyasi partilere yazılan kirli senaryolar hakkındaki bilgisi nereden geliyor, ‘yüzsüzlük, pişkinlik arsızlık’ sözlerini geldiği yere aynen iade ediyoruz.” yanıtını verdi.
Cemil Çiçek’in “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarını uyulmalı” sözü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un “Uyulmalı demek siyasi beyandır, hukuk değildir, karar verecek olan mahkemelerdir.” sözleri konusundaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine Öztrak, “Anlaşılan sarayda hukukun nasıl uygulanacağı konusunda kavga var. Hani soruyoruz ya reformlar neden gecikiyor diye, anlaşılan hukuk da yapılacak reformlar konusunda da bir türlü anlaşamıyorlar. Sarayda akort bozulmuş, senkron tutmuyor. Hukukta bir normlar hiyerarşisi vardır, tartışmaya açık değildir, anayasamızda da bu açıkça belirtilmiştir.” cevabını verdi.
Öztrak, gazetecilerin, “CHP Siyasi Partiler Kanunu değişmeli diyor mu? Eğer değişmeli diyorsa ne tür değişiklikler istiyor?” sorusuna, Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanununda hangi değişiklikleri istediklerini en son “2’inci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nde söylediklerini hatırlattı.
“İnceleme sonucunu merakla bekliyoruz”
Ordu’da bir savcının aracının camına “hatalı park” notu bırakan bir vatandaşın gözaltına alınmasıyla ilgili görüşleri sorulan Öztırak, “Bu yapılan ayıptır, vatandaş arabasını yolun ortasına bırakmış olan savcıya usulünce, edepli bir not bırakmış, koskoca Ordu’da da ortalık bunun için birbirine girmiş. Bu ülkede hukuk herkese eşit uygulanmıyor, belli ki eşitlerden daha eşit vatandaşlar var. Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku var. En son bakanlık tarafından Hakimler Savcılar Kuruluna bu olayı inceleme izni verildiği ifade ediliyor, inceleme sonucunu merakla bekliyoruz.” diye konuştu.
Öztrak, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Demokrat Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi bir ittifak kuralım, CHP yalnız kalsın diye ittiren bir el var, bize yönelik bir el var” sözlerinin hatırlatılarak, bu elin kimin olabileceğine ilişkin soru üzerine şu bilgileri verdi:
”Aslında bu elin kim olduğunu burada tarif etmeye hiçbir ihtiyaç yok. Burada yeniden AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Akbaşoğlu’nun sözlerini hatırlatmak istiyorum; ya bu işleri öyle gizli saklı değil, davul zurna ile yapıyorlar ama şunu açıkça ifade edelim, biz biliyoruz ki bu ülkede demokrasiye sahip çıkanların, birlik ve beraberliğini bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.”