Aralarında Yılmaz Ateş ve Şahin Mengü’nün de bulunduğu eski bazı parti yöneticilerince başlatılan CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi, “Kendisini ve partiyi ‘yeni’ olarak tanımlayan bugünkü yönetim CHP’yi tarihi misyonundan, ilkelerinden uzaklaştırmıştır. İlkelerinden koparılan CHP, Türkiye için de kayıplara neden olmuştur.” açıklaması yaptı.
“CHP’nin kuruluş ilkelerine dönmesi amacına” dönük olarak eski yöneticilerle parti üyelerinin aralarında bulunduğu isimlerce oluşturulan CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi adına, Yürütme Kurulu olarak eski CHP MYK üyeleri Yılmaz Ateş ve Şahin Mengü ile akademisyen Suay Karaman ortak açıklama yaptı.
Dünyanın, küresel büyük bir salgın ve ekonomik bunalım yaşadığı belirtilen açıklamada, devletlerin, bir taraftan gündemin birinci sırasına oturan Kovid-19’dan halkını en az kayıp ve zararla çıkarmaya çalışırken bir taraftan da var olan sorunlarını çözme uğraşlarını sürdürdükleri vurgulandı.
Böyle bir dönemde Türkiye’nin ise enerjisinin önemli kısmını gereksiz polemiklere harcadığı savunulan açıklamada, yaklaşık yüz yıl önce kendi küllerinden var olan Türkiye’nin, bugün dünyanın 20 büyük ekonomisi içinde ve dünya demokrasi liginde yer almasının Atatürk ve arkadaşlarının attığı sağlam temeller sayesinde olduğu aktarıldı.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki milli kalkınma temelli ekonomik modelin tasfiye edilerek, Türkiye’nin borç batağına sürüklendiği ileri sürülen açıklamada, sorunların aşılmasını ve demokratikleşmeyi sağlayacak proje üretme görevinin Türkiye’nin kurucu partisi CHP’ye düştüğü belirtildi.
Ancak içerikten yoksun açıklamalarla sorunların tartışılmasının önlendiği, gereksiz polemiklerle gündemin doldurulduğu vurgulanan açıklamada, “Kendisini ve partiyi ‘yeni’ olarak tanımlayan bugünkü yönetim CHP’yi tarihi misyonundan, ilkelerinden uzaklaştırmıştır. İlkelerinden koparılan CHP, Türkiye için de kayıplara neden olmuştur. Siyasi arenada etkisizleşen yeni yönetimin bürokratları hedef almasının, parti ve siyaset kültürümüzde yeri yoktur.” değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Yurtta barış, dünyada barış sloganıyla özdeşleşen CHP, dış sorunları, tam bağımsızlığı kırmızı çizgisi olarak görmüştür. Yeni yönetime kadar Kıbrıs, Ege, deniz, kara, hava gibi milli güvenliğimizi ilgilendiren sorunlarda tavizci bir duruş sergilenmemiştir. Bir kırmızı çizgimiz de üniter yapımızdır. Ulusal bütünlük ve birliğimize zarar verenleri, zarar verenleri koruyup kollayanları CHP müttefik olarak görmemiştir, görmemelidir de. Türkiye’nin ulusal birliğine dostça bakmayanlar, CHP’nin dostu olmamıştır, olmamalıdır. Tek başına iktidar olmayı hedefinden çıkaran bugünkü yönetim, umudunu ilkesiz ittifaka ve emperyalist güçlerin Türkiye üzerine oynayacakları oyuna bağlamıştır. ‘Demokrasi güçleri’ diye tanımlayarak ‘dost’ ilan ettiği dış ve iç güçlere yaranmak uğruna, demokrasinin ve inanç özgürlüğünün teminatı olan laiklik ilkesinin çiğnenmesine seyirci kalmakta, ağzına almaktan kaçınmaktadır. Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne kast eden FETÖ terör örgütüne övgü dizenlerin, bağlantılı iddiasıyla yargılananların yönetim ve danışman kadrolarında, parlamentoda kendilerine yer bulmaları hiçbir koşul altında kabul edilemez.
Bölgemiz emperyalist güçlerin birbirlerine üstünlük sağlama alanına dönüşmüştür. Güç savaşlarının ülkemize zarar vermesini önlemek, Atatürk’ün tanımlamasıyla iç cephemizi, ulusal birliğimizi güçlendirmekten geçmektedir. Kuruluş felsefesiyle bütünleşen CHP, Türkiye’nin ulusal birlik ve bütünlüğünün de güvencesi olmaya devam edecektir. Ayrımsız ulusumuzun bütün bireylerini, kendi üzerlerine düşen görevi yapmaya davet ediyoruz.”