CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, geçen hafta TBMM Genel Kurulunda, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin hakkında verdiği “yeniden yargılama ve infazın durdurulması” kararıyla ilgili Başkanlık tezkeresinin okunmasıyla yeniden kazandığı milletvekili vasfının ardından CHP’nin TBMM Grup toplantısına katıldı.
Toplantı öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunarak soruları yanıtlayan Berberoğlu, Irak’ın Gara bölgesinde, terör örgütü PKK tarafından silahsız bir şekilde şehit edilen 13 Türk vatandaşı için başsağlığı ve yakınlarına sabır diledi.
Türkiye’nin asıl gündeminin terör, enflasyon, hayat pahalılığı, siyaseten yönetilememeyle mücadele olduğunu belirten Berberoğlu, ancak derin bir üzüntü içinde kendisinden bahsetmek zorunda kaldığını söyledi.
Berberoğlu, yaklaşık 5 yıldır süren hukuki mücadelede, bitmese bile önemli bir merhale aşıldığını, bunun da Meclis’e geri dönmesi olduğunu kaydetti. Ancak meselenin kendisinin bu hukuk mücadelesinde belli bir noktaya gelmesi olmadığını belirten Berberoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu aslında herkesin, bu topraklar üzerinde adalet için verdiği, beni sevenler, sevmeyenler, nefret edenler, yaptığım her şeyi onaylayanlar, yani tamamının verdiği bir hukuki mücadelenin bir noktaya gelmesidir. Zaten bu boyutta, bu iktidara karşı bu noktaya gelmem, tek başına mümkün olmazdı. Bu noktaya gelmekte başta Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu, partim, örgütüm, kamuoyu desteği, adalete inanan insanlar başroldedir. Ben sadece bir dava dosyası adıyım; o kadar. Anayasa Mahkemesi kararları, Berberoğlu 1, Berberoğlu 2, Berberoğlu 3 diye geçiyor. Burada şahıs olarak söylüyorum kazanan, kaybeden yoktur. Kazanan adalet duygusu olmuştur. Böyle bir şeyin mümkün olduğunu, bu ülkede kör topal da olsa adaletin yerine geldiğini göstermesi açısından bu dosya önemlidir. “
“Var mı böyle bir dünya rekoru?”
Berberoğlu, 5 yıl önce bir “hukuk komedisi, rezaleti başladığını” savunarak bunları söylerken utandığını çünkü ülkenin gündeminin bambaşka olduğunu, esnafın siftah etmeden kepenk kapattığını, insanların pandemiden kırıldığını öne sürdü.
CHP’li Berberoğlu, 5 yıldır bunları unutmaya çalışırken unutturmamaya çalışanlar, bunun üzerinden ucuz siyaset yapanlar olduğunu söyledi. Daha Meclis’te vekilliğinin onaylanması anlamına gelen karar okunurken bu davanın adına “MİT TIR’ları davası” denildiğini dile getiren Berberoğlu, “Elinizi vicdanınıza koyun. MİT TIR’larını ben mi durdurdum, TIR’ları durduran savcı, hakim, jandarmayı, askerleri ben mi atadım? Ne utanmazlıktır.” dedi.
Berberoğlu, kendisine atılan suçun, bir haberle ilgili olduğunu belirterek “Bir gazetede çıkmış olan Anayasa Mahkemesi tarafından ben hüküm giymeden 1 yıl önce haber olduğu teyit edilen, bu nedenle hapse atılmış gazetecilerin o kararla serbest bırakıldığı bir haberdir.” ifadesini kullandı.
14. Ağır Ceza Mahkemesi, kendisine müebbet hapis cezası verdikten 3 ay sonra açılan başka bir davada takipsizlik verdiğini kaydeden Berberoğlu, “Müebbet-takipsizlik; orantısızlığa bakın. Mesele bir siyasi hukuk rezaletidir. 24 ayrı yargıç tarafından yargılandım, var mı bildiğimiz böyle bir dünya rekoru. Bu yargıçlar lehime karar verdikçe cezalandırıldılar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hukuken ve usul açısından zayıf”
Meclis’e yeniden yargılanma kararı doğrultusunda gönderilecek fezlekede, MHP’nin dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanacağının anımsatılması üzerine Berberoğlu, şöyle konuştu:
“Hiçbir itirazım yok. Biraz hukuk bilen, bizim Anayasa Mahkemesine gittiğimizde zaten talep ettiğimizin yeniden yargılama olduğunu anlar. Adli yargılama olacak mı onu tartışalım. Benim fezlekemi Meclis’e gönderen mahkeme heyeti, hukuken ve usul açısından fevkalade zayıf. Bu topraklarda daha Roma hukuku uygulandığı zaman, mecelle uygulandığı zaman, mecelleden Cumhuriyet kanunlarına geçtiğimiz zaman, çok basit herkesin anlayacağı bir kural var. Eğer bir sanık, mahkum kendi hakkındaki hükme itiraz ederse ve bu konuda da bir yeniden yargılama kararı alabilirse o zaman o yargılama sonucunda verilecek cezanın itiraz edilen cezadan fazla olmaması, ceza muhakemeleri kanunun 2 tane amir maddesinde var. Benim yeniden yargılama sonucunda alabileceğim maksimum ceza 5 yıl 10 aydır. 14. Ağır Ceza Mahkemesi fezlekesinde müebbet isteniyor. 22 yıl daha isteniyor, 5 yıl 10 isteniyor. Şimdi bu mahkeme 4 gün süreyle benim kararımı geciktirdi. Bu arada fezleke düzenledi. Milletvekili olmayan bir kişiye fezleke düzenlendi. 4 ay sonra durduk yerde benim Anayasa Mahkemesinin 2. ihlal kararını uygulayarak hiçbir gerekçe göstermeden 4 ayımı çalmış bir vaziyette benim hakkımda fezleke düzenliyor. Bundan da zerre kadar korkmuyorum. Ben bu mahkemeleri, hapishaneyi, milletvekilliğimin düştüğünü de gördüm. Ne yapacaklar, şu Meclis’in önüne sehpa kurup asacaklar mı beni, ne yapabilirler? Ben unutulmak istiyorum artık. Bu ülkeye yapabileceğim, bu yaşta bu kadar.”
“Siyasi ayağı var”
Berberoğlu, bir gazetecinin, “Anayasa Mahkemesi, siyaset yapma hakkınızın engellendiğine karar verdi. O karara rağmen yeni bir fezlekeyle milletvekilliğinizin düşürülmesi ihlal olmayacak mı?” sorusunu yanıtlarken şunları kaydetti:
“Hayır. Kanunen orada hiçbir sorun yok. Meclis bu sefer doğru bir şekilde milletvekilliğimi düşürecek, eğer o yolda giderse. Yani Karma Komisyondan geçecek, Genel Kurulda oylanacak. Benim dokunulmazlığım sadece bu dava için. Benim bu davada yeniden yargılanmam için bu dosyada dokunulmazlığım kalkıyor. Bu kanuni kısmı. Siyasi kısma dönersek şu anda bildiğim kadarıyla 95 milletvekilinin 1303 tane Meclis’te fezlekesi var. Neden benimki diye sormayacağım. Çünkü nedeni belli soruları sormuyorum. Kim istemiş diye de sormayacağım. Meclis’ten çıkacak oylama konusunda da yorum yapmayacağım. O konuda da sürpriz olacağını zannetmiyorum. Benim fezlekem 1304. 1304’üncü sıradaki fezlekeyi 1. sıraya almak, sadece hukuk ile izah edilmesi mümkün olmayan bir şey. Hukuken bir itirazım yok. Ama bu işin bir siyasi ayağı var.”
Berberoğlu, grup toplantı salonuna Kılıçdaroğlu ile birlikte girdi ve salonda yan yana oturdu. Daha sonra Berberoğlu, milletvekilleri tarafından alkışlandı.