Çin Dışişleri Bakanlığı, Kuzey Kore ve ABD’nin diyalog kurmasını desteklediklerini bildirdi. Bakanlık Sözcüsü Cao Licien, Kore Yarımadası’nın mevcut barış ve istikrarlı durumunu devam ettirmesi gerektiğini belirtti. Hong Kong konusunda da açıklamalarda bulunan Licien, Hong Kong’da alınan kararların Çin’in iç işlerine dahil olduğunu vurguladı.
Bakanlık Sözcüsü Licien, başkent Pekin’de düzenlediği olağan basın toplantısında, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile iletişim kurmaya çalıştığı ancak Pyongyang yönetiminden yanıt alamadığı iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Çin, Kuzey Kore ve ABD’nin diyalog ve teması, ilgili tarafların karşılıklı çok taraflı diyalog başlatmasını destekliyor” ifadesini kullanan Cao, tüm tarafların ortaklaşa çaba harcaması ve Kore Yarımadası’nın mevcut barış ve istikrarlı durumunu devam ettirmesi gerektiğini belirtti.
Cao, Çin’in, karşılıklı hareket ve adımların eş zamanlı olması ilkesi çerçevesinde yarımadadaki siyasi çözüm sürecinin teşvik edilmesi noktasında yapıcı rol oynamaya hazır olduğunu söyledi.
Çin, G7 ve AB ülkelerinin Hong Kong açıklamalarından memnun değil
Cao, G7 ve AB ülkelerinin Çin’in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresinin (UHK) Hong Kong’un seçim sisteminde reform yapılmasına yönelik aldığı kararı eleştirmelerine değindi.
“Son zamanlarda bazı ülkelerin UHK’nin aldığı kararı art niyetle karaladığı ve açıkça Hong Kong ve Çin’in iç işlerine karıştığı” değerlendirmesinde bulunan Cao, “Çin bundan güçlü şekilde hoşnutsuzluk duyuyor ve bu duruma kararlılıkla karşı çıkıyor” ifadesini kullandı.
Cao, “Hong Kong’daki seçim sistemi Çin’in bölgesel seçim sistemidir. Nasıl planlanacağı, nasıl geliştirileceği ve nasıl iyileştirileceği tamamen Çin’in iç işleridir” dedi.
Hong Kong’un 150 yıldan fazla İngiltere idaresi altında kaldığı sürede baskıyla karşılaştığı, kimsenin demokrasiden bile bahsedemediği değerlendirmesinde bulunan Cao, ilgili tarafları ‘Hong Kong’un Çin’e dönmesinin üstünden 24 yıl geçtiği gerçeğini görmeye, uluslararası hukuka saygı duymaya ve Çin’in iç işlerine karışmayı bırakmaya’ çağırdı.
Hong Kong’da reform kararı
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell 12 Mart’ta yaptığı açıklamada, AB’nin Hong Kong’daki temel özgürlükler, demokratik ilkeler ve siyasi çoğulculuğun artan bir baskı altında olmasından üzüntü duyduğunu, reform kararının ‘bir ülke iki sistem’ ilkesinin ihlali anlamına geldiğini vurgulamıştı.
G7 ülkeleri de karar için ‘Hong Kong’da siyasi çoğulculuğu engelleyeceği ve seçimin demokratik unsurlarını yıpratacağı’ yorumunu yapmıştı.
Çin’in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi 11 Mart’ta yıllık toplantıların son gününde Hong Kong’da seçim sisteminde reform yapılmasına yönelik karar almıştı.
Karar kapsamında Hong Kong’da Baş Yöneticiyi seçen 1200 kişilik Seçim Komisyonunun 1500’e, 70 sandalyeli Hong Kong Yasama Konseyindeki sandalye sayısının 90’a çıkarılacağı duyurulmuştu.
Bununla birlikte Seçim Komisyonu, Yasama Konseyi ve Baş Yöneticilik makamlarına seçilmek isteyen adayların yeterliliklerinin tespiti için İnceleme Komitesi kurulacağı ve Hong Kong’daki kanun ve düzenlemelerinin bu kapsamda yeniden şekillendirileceği açıklanmıştı.