Çin Dışişleri Bakanlığı Hong Kong Komisyonu Ofisi, yaptığı açıklamada, ABD’nin Hong Kong’u terk eden Çin karşıtı güçlere sığınma sağlayarak bölgede bölünme ve kargaşa yaratmaya çalıştığını savundu.
Açıklamada karar protesto edilirken, “Çin hükümeti Hong Kong’un iç işlerine müdahaleye kararlılıkla karşı çıkacak, ‘tek ülke, iki sistem’ politikasıyla bölgenin uzun vadeli refahını ve istikrarını koruyacaktır.” ifadelerine yer verildi.
ABD’nin Hong Kong’daki hukuk düzeni ve basın özgürlüğüne ilişkin eleştirilerinin “uydurma” olarak nitelendirildiği açıklamada, Washington yönetimine Hong Kong’u Çin üzerinde baskı kurmak için kullanmaktan vazgeçmesi çağrısı yapıldı.
Hong Kong hükümeti de yaptığı açıklamada, ABD’nin temelsiz iddialarıyla Ulusal Güvenlik Yasası’nı karaladığını, kararı dış politika gerekçelerine dayandırarak “hegemonik zorbalık” niyetini ortaya koyduğu değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden, dünkü kararında, ABD’de yaşayan Hong Konglulara tanınan zorla sınır dışı edilmeme (DED) statüsü getiren genelgenin süresini 24 aylığına uzatmıştı.
ABD’deki 3 bin 680 Hong Konglu sığınma statüsünden yaralanabilecek
Hong Kong’da 2020’de merkezi hükümetin yönlendirmesiyle Ulusal Güvenlik Yasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından muhalif milletvekilleri ve aktivistlere yönelik baskıların ardından dönemin ABD yönetimi 2021’de kabul ettiği genelgeyle bölge vatandaşlarına güvenli liman sağlayan statüyü kabul etmişti. Genelgenin süresi 5 Şubat’ta sona erecekti.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı verilerine göre ülkede zorla sınır dışı edilmeme statüsünden yaralanabilecek 3 bin 680 Hong Kong vatandaşı bulunuyor.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar, 50 yıl boyunca basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “tek ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığına dair eleştirilerin hedefi oluyor.