Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Devlet Başkanı, 11-15 Temmuz’da özerk bölgenin merkezi Urumçi ile Şihızi ve Turpan şehirlerinde “teftişlerde bulundu”.
Yalnızca devlet medyasının izlediği gezide, Şi, Urumçi’de Sincan Üniversitesi’ni, Urumçi Uluslararası Kara Limanı Bölgesi’ni, etnik azınlıkların yaşadığı Guyüenşiang yerleşimini ve bölge müzesini ziyaret etti.
Devlet Başkanı, Şihızı’da yarı askeri bir yönetim ve üretim birimi olan Sincan İmalat ve İmar Kolordusu’na (XPCC), “gerçekleri araştırma gezisi” düzenledi, buradaki pamuk ekim alanlarından birinde incelemelerde bulundu.
Şi, Turpan şehrinde ise üzüm bağlarını, bir köyü ve Tarım Havzası’nın kuzeyindeki Ciaohı Harabereri’ni ziyaret etti. Ziyaretleri sırasında Şi’ye, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Bölge Komitesi Sekreteri Ma Şingrui ile Sincan Yerel Hükümetinin Başkanı Erkin Tuniyaz ve diğer yetkililer eşlik etti.
Devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekteri Şi, ziyaretinde verdiği mesajlarda, “Sincan’ın yeni dönemdeki yönetiminde ÇKP Merkez Komitesinin kararlarının, plan ve politikalarının bütünüyle ve kararlılıkla uygulanmasının” altını çizdi.
Çin’in “çok etnikli birleşik bir ülke” olduğunu dile getiren Şi, “etnik eşitlik ve birliğin, bölgesel etnik özerkliğin, kalkınma ve refahın paylaşılmasının ve tüm etnik grupların eşitlik, birlik ve ilerlemenin faydalarından yaralanmasının” önemini vurguladı.
2014 ziyareti olaylı olmuştu
Şi, Devlet Başkanı sıfatıyla en son 2014’te Sincan’ı ziyaret etmişti. Ziyareti sırasında bölgede bıçaklı ve bombalı terör saldırıları düzenlenmiş, saldırılarda 3 kişi ölmüş, 79 kişi yaralanmıştı.
Söz konusu ziyaretten 3 yıl sonra Pekin hükümeti “terörizmle mücadele” ve “aşırılıktan arındırma” programı altında geniş çaplı bir güvenlik politikasını yürürlüğe koymuştu.
Program kapsamında başta Uygur Türkleri olmak üzere azınlıklara mensup binlerce kişi tutuklanmış, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 1 milyonu aşkın kişi, “mesleki eğitim merkezleri” adı verilen yeniden eğitim merkezlerinde yargı kararı olmadan alıkonulduğu iddia edilmişti.
Öte yandan çok sayıda Uygur Türkü’nün bölgedeki fabrikalarda zorla çalıştırıldığı ileri sürülmüş, Sincan’daki bazı işletmeler, “zorla çalıştırma” yoluyla üretim yapıldığı iddialarının hedefi olmuştu.
ABD Kongresi, Aralık 2021’de Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygur Türkleri ile diğer etnik ve dini azınlıkların zorla çalıştırılması yoluyla ürettiği malların ABD’ye ithalatının yasaklanmasını öngören yasayı kabul etmişti. Washington yönetimi, iddialara konu olan işletmelere ve onlarla çalışan şirketlere yaptırım kararları almıştı.
Pekin yönetiminin sözcüleri ise insan hakları ihlalleri ve zorla çalıştırma iddialarını “Çin-karşıtı güçler tarafından uydurulmuş yalanlar” olarak nitelemiş; ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.