ABD’nin Hong Kong ve Makau Başkonsolosu Gregory May, Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezinin (CSIS) düzenlediği toplantıda yaptığı açıklamada, Pekin yönetiminin yabancı avukatların görevlendirilmesine izin verme yetkisini yerel yürütme erkine bırakan usul önerisinin, bölgenin özerk hukuki yapısını daha fazla aşındıracağını savundu.
2020’de kabul edilen Ulusal Güvenlik Yasası’nın bu şekilde yorumlanmasının erkler arası yetki ihtilafına yol açacağını ifade eden May, yürütme erkine, davaları doğrudan etkileyecek karar alma yetkisi vererek yargı bağımsızlığını bozacağını belirtti.
May, “Bu ve diğer gelişmeler ışığında ABD’li şirketler, Çin ana karasındaki risklerin artan ölçüde Hong Kong’da da mevcut hale geldiğinin farkında olmalı.” dedi.
Çin’den tepki
Pekin ve Hong Kong yönetimleri, May’in açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Hong Kong ve Makau İlişkileri Ofisinden yapılan açıklamada, ABD’li diplomatın, “Hong Kong’un Ulusal Güvenlik Yasası’nı ve Çin Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) yorumunu kötü niyetli olarak çarpıttığı”, “Hong Kong’daki uluslararası iş ortamını bilinçli şekilde karaladığı” ileri sürüldü.
Açıklamada, May’in, “şehrin hukuk düzenini ve özgürlüğünü lekeleyerek, Hong Kong’u ve Çin’i baskı altına alma niyetini ortaya koyduğu” iddiasına yer verildi.
Hong Kong hükümeti de yaptığı açıklamada, May’in açıklamalarını “gerçek dışı beyan ve iftiralar” olarak niteleyip kınarken, Başkonsolosu “yok yere sorun çıkararak korku iklimi yaratmaya çalışmakla” suçladı.
Medya patronu Jimmy Lai’nin davasıyla gündeme geldi
Hong Kong’da Ulusal Güvenlik Yasası kapsamındaki yargılamalarda yabancı avukatların görevlendirilmesi konusundaki sorun, kapatılan Apple Daily gazetesinin imtiyaz sahibi muhalif Jimmy Lai’nin hakkında açılan davada, müdafi vekili olarak bir İngiliz vatandaşı avukatı tutmak istemesiyle gündeme gelmişti.
Yasada, bu konuda bir düzenleme bulunmadığından Hong Kong hükümeti, ÇUHK’tan izlenecek usule dair yol göstermesini istemişti. ÇUHK Daimi Komitesi de yabancı avukatların doğrudan Baş Yönetici’nin veya yerel hükümetin oluşturacağı hukuk komisyonunun izniyle görevlendirilebileceğini bildirmişti.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar, 50 yıl boyunca basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “tek ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığına dair eleştirilerin hedefi oluyor.