Kovid-19 salgını ikinci yılını geride bırakırken, ilk vakaların ortaya çıktığı Çin, ilk günlerde izlediği salgınla mücadele stratejisini sürdürüyor.
Pekin yönetimi, ülke orta kesimindeki Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıktığından bu yana Kovid-19 vakalarını görüldüğü yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen “sıfır vaka” stratejisini uyguluyor.
Karantina, seyahat kısıtlamaları ve toplu testler gibi geniş ölçekli katı tedbirleri gerekli kılan stratejinin yalnızca enfekte olanları değil yerleşimleri, toplulukları ve hatta enfekte kişilerle “aynı mekan-zaman aralığında bulunmuş” kişileri dahi etkiliyor.
Sıfır vaka stratejisi, salgını ve zaman zaman ortaya çıkan yerel yayılmaları önleme ve kontrol altına almakta somut başarı sağlarken tedbirlerin hayatın akışına müdahalesi ve yarattığı maliyet zaman zaman tartışmalara yol açıyor.
Dünya Kovid-19’un varlığından ilk kez, Çin’in, 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde kaynağı bilinmeyen gizemli bir solunum yolu rahatsızlığının ortaya çıktığını Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirmesiyle haberdar oldu.
İlk başta Çin ve çevresini etkileyen “epidemi” (yerel veya bölgesel salgın) olarak algılanan Kovid-19, sonraki günlerde sınırları aşıp dünya çapında halk sağlığını tehdit eden “pandemiye” (küresel salgın) dönüştü.
Tüm ülkeler, aradan geçen iki yılda virüsle ilgili gelişmelere kilitlendi, salgının kontrol altına alınmasına yönelik tedbirler tüm dünyanın ana gündemi oldu.
İlk vakalar ve ilk karantina
Hastalık, ilk kez Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentindeki deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görüldü.
Sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle ilk hastalar Kasım 2019 Vuhan’daki hastanelere başvurdu. Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa bilinmeyen yeni bir virüsün sebep olduğu anlaşılacaktı.
Vaka sayıları aralık ve ocak boyunca artarken Ulusla Sağlık Komisyonu tarafından atanan uzman heyeti hastalığın bulaşıcı olup olmadığına dair soruşturma yürüttü. Heyet, soruşturma sonucunda, 20 Ocak’ta “hastalığın kesin olarak insandan insana aktarıldığı” sonucuna varıldığını duyurdu.
Virüsün insanlar arasında yayıldığının doğrulanmasının hemen ardından 23 Ocak’ta Vuhan kentinde karantina ilan edildi. 11 milyon nüfuslu kente giriş ve çıkışlar durdurulurken vatandaşlardan zorunlu olmadıkça evlerini terk etmemeleri istendi.
Vuhan, Kovid-19 nedeniyle karantina uygulanan ilk kent oldu. Sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlamaları, virüs taraması amacıyla yapılan toplu testler, vakalarla yakın temastakilerin tespiti ve gözetim altına alınmasına yönelik afiliasyon çalışmaları ilk kez Vuhan’da uygulandı.
Kentte 76 gün uygulanan sıkı tedbirlerin ardından vaka sayısı sıfırlanırken 7 Nisan 2020’de karantina kaldırıldı.
“Sıfır vaka” stratejisi
Virüs, sonraki aylarda önce Çin’in diğer şehirlerine, ardından tüm dünyaya yayılırken Vuhan’daki uygulamalar, Çin’in daha sonraki dönemde salgının ortaya çıktığı diğer bölge ve şehirlerde uyguladığı önleme ve kontrol tedbirlerine şekil verdi.
“Sıfır vaka” olarak adlandırılan, vakaları ortaya çıktığı yerde tecrit edip bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen salgınla mücadele stratejisine Vuhan’da alınan tedbirlerin başarısı Çin yönetimini diğer bölgelerindeki salgınları da aynı yöntemlerle ele almaya yöneltti.
Söz konusu strateji yerel yayılmanın görüldüğü yerde vaka sayısı sıfırlanana dek karantina, seyahat kısıtlamaları ve toplu testler gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri içeriyor.
Tedbirlerin hayatın olağan akışına müdahalesi ve yarattığı maliyet zaman zaman tartışmalara yol açsa da Çin otoriteleri bunun gerekliliğini savunarak uygulamada ısrar etti.
“Sıfır tolerans” olarak da adlandırılan stratejinin izlenmesi Çin’in toplam vaka sayısının diğer ülkelere kıyasla çok daha düşük olmasını sağladı.
Toplam vaka sayısının ABD’de 50 milyonu, Hindistan’da 30 milyonu, Brezilya’da 20 milyonu, İngiltere ile Rusya’da 10 milyonu aşarken, 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de daha 16 Aralık’ta 100 bin eşiğini yeni geçti.
Çin’e yakın nüfusa sahip Hindistan’da nisanda delta varyantının yol açtığı salgın dalgasında günde 100 bini aşan yeni vakanın ortaya çıkması çarpıcı bir tezat ortaya koydu.
Hindistan örneği Çin’in kendi stratejisinin başarısını ortaya koymasının yanında sıfır tolerans politikasının terk edilmesi halinde büyük nüfusa sahip bir ülkede sağlık sisteminin nasıl çökme noktasına gelebileceğini göstererek tedbirlerin haklılığına kanıt gösterildi.
Delta kaynaklı yayılmalar
Çin’de salgın yurt dışı kaynaklı az sayıda vaka dışında büyük ölçüde kontrol altına alınmış görünürken yılın ikinci yarısında bulaşıcılığı yüksek delta varyantının yol açtığı yurt içi kaynaklı yayılmalar tedbirleri yeniden gündeme taşıdı.
Hazirandan itibaren güneydeki Guangdong, güneybatıdaki Yünnan, doğudaki Ciangsu ve güney doğudaki Fucien eyaletlerinde yerel kaynaklı yayılmalar görüldü.
Ekim ortasında ilk kez İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde ortaya çıkan yurt içi kaynaklı vakalar, 21 eyalet ve bölgeye yayıldı. Bu, Vuhan’da başlayan ilk salgının ardından en geniş ölçekli yayılma oldu.
Öte yandan ülkenin kuzeyindeki Şaanşi eyaletinin merkezi Şian’da ortaya çıkan yerel kaynaklı yayılma ülkede günlük vaka sayılarının ilk kez salgının ilk aylarındaki seviyelere ulaşmasına yol açtı.
Kentte 23 Aralık’ta uygulanmaya başlayan sokağa çıkma yasağı ve karantina tedbirleri hala devam ediyor.
Vakaların ilk ortaya çıktığı 9 Aralık’tan bu yana tespit edilen vaka sayısı 1282’ye ulaşırken numunelerde yapılan incelemelerde, vakaların Kovid-19’unun delta varyantını taşıdığı, hastalığın yurt dışı kaynaklı aynı vakadan yayıldığı bildirildi.
Deltanın ardından omicron gibi bulaşıcılığı yüksek yeni varyantlarla gelişen salgın, dünyada gerileme işareti göstermezken yeni yılda da Çin’in gündeminde önemli yer tutması bekleniyor.
Kovid-19 salgınında ilk vakaların ortaya çıktığı Çin ana karasında bugüne dek 102 bin 83 vaka tespit edildi, 4 bin 636 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 714 hastanın tedavisi sürüyor.