Çin Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, zorunlu karşılık oranının 5 Aralık’tan itibaren yüzde 0,25 azaltılacağı bildirildi.
Piyasaya daha fazla likidite sağlamayı ve kredi piyasasını rahatlatmayı hedefleyen kararın, yaklaşık 500 milyar yuan (yaklaşık 70 milyar dolar) nakit varlığı kredi verilmek üzere serbest bırakacağı tahmin ediliyor.
Çin Merkez Bankası, kararın ardından Çin’deki finans kuruluşlarının uyguladığı zorunlu karşılık oranlarının ağırlıklı ortalamasının yüzde 7,8’e ineceğini belirtti.
Karar, zorunlu karşılık oranı halihazırda yüzde 5 olan kuruluşları kapsamayacak. Dolayısıyla bu, ülkedeki asgari zorunlu karşılık oranı olacak.
Kararın, bankaların ve finans kuruluşlarının finansman maliyetlerini de yılda yaklaşık 5,6 milyar yuan (780 milyon dolar) azaltacağı öngörülüyor.
Banka, karara dair açıklamasında, “istikrarı önceleyen ihtiyatlı para politikasının sürdürüleceği”, “reel ekonominin teşvik edileceği” ve “aşırı parasal genişlemeden kaçınılacağı” mesajlarını verdi.
PBoC, en son nisanda zorunlu karşılık oranını yüzde 0,25 azalmıştı. Banka geçen yıl da temmuz ve aralık aylarında yüzde 0,5 düşürmüştü.
GSYH’nin beşte biri karantinada
Kararın, Kovid-19 kısıtlamalarının olumsuz etkisini hisseden ekonomiye bir nebze nefes aldıracağı umuluyor.
Japon yatırım bankası Nomura, bu hafta yatırımcılarına gönderdiği analiz notunda, Çin’de artan Kovid-19 vakaları nedeniyle kısmi karantina uygulanan bölgelerin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yaklaşık beşte birine ulaştığını bildirmişti.
Omicron’un bulaşıcılığı yüksek alt varyantlarının yayılmasıyla sonbaharda ülkede vaka sayısı artarken, ekonomik faaliyetleri sekteye uğratan salgın tedbirlerinin son çeyrekte değişeceğine dair işaret görülmemesi, ekonomik beklentileri ve güveni olumsuz etkiliyor.
Çin ekonomisi 2022’nin ilk üç çeyreğinde yüzde 3 büyüme kaydederken, hükümetin bu yıl için yüzde 5,5 civarında olmasını öngördüğü büyüme hedefine ulaşması zor görünüyor.
Çin, Kovid-19 salgınına karşı vakaları ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen “sıfır vaka” stratejisini uyguluyor. Strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması veya kapalı devre sürdürülmesi gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor. Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyor.