Kovid-19 salgınının ortaya çıktığı Çin’in salgına ilişkin politikasını değiştirip yurt dışı seyahat kısıtlamaları ve sınır tedbirlerini kaldıracağını açıklamasının ardından, buradan gelen yolculara karşı önlemleri sıkılaştıran ülkelerin sayısı arttı.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonunun, Kovid-19’un “A kategorisi salgın hastalık” olarak ele alınmasına son verileceği, Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası uyarınca uygulanan kısıtlamaların kaldırılacağı tarih olarak duyurduğu 8 Ocak yaklaşırken Çin’den geleceklere yönelik tedbirler alacağını bildiren ülkelere yenileri katıldı.
Kovid-19’a karşı katı tedbirlerin gevşetilmeye başlanmasının ardından 1,4 milyar nüfuslu Çin’de salgın giderek yayılırken, ülkeler bu yayılmanın yeni salgın dalgalarına yol açmasından endişe duyuyor.
Çin’den gelenlere salgın önlemi
Avusturya, Belçika, Almanya, İsveç ve Yunanistan da bugün Çin’den gelenlere yönelik yeni Kovid-19 tedbirleri açıklayan ülkeler arasında yerini aldı. Söz konusu ülkeler, Çin’den seyahat edenlere yönelik test şartının aranması kararı aldı.
Çin üzerinden seyahat eden yolculara yönelik 28 Aralık’ta, Hindistan ve Japonya Kovid-19 testi isterken, Malezya’da da test, aşı ve Kovid-19 takip uygulamalarının güçlendirilerek uygulanması gibi ilave tedbirler alındı.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 28 Aralık’ta aldığı kararla, 5 Ocak itibarıyla Çin’den gelenler için Kovid-19 testi yapılması ve negatif sonuçlu test ibrazını zorunlu hale getirildiğini duyurdu.
İspanya 30 Aralık’ta test veya tam aşı, İtalya da 28 Aralık’ta Kovid-19 testi yapılması ve negatif sonuçlu test ibrazı isteneceğini açıkladı.
Önlemleri sıkılaştıran ülkelere 30 Aralık’ta katılan İngiltere, 5 Ocak’tan itibaren geçerli olarak Çin’den ülkeye gelecek yolcuların seyahatten 2 gün önce Kovid-19 testi yaptırması ve negatif test sonucunu ibraz etmesi kararının alındığını bildirdi.
Kanada’nın Çin Halk Cumhuriyeti, Hong Kong veya Makao’dan gelecek olanların uçağa binmeden sonucu negatif olan bir Kovid-19 testi göstermeleri gerektiğini açıkladığı 1 Ocak’ta, Fas da Çin’den gelen tüm yolcuların ülkeye girişinin bir sonraki emre kadar yasaklanmasına karar verdi.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile AB üyesi olmayan Şengen üyesi ülkelerin kriz yönetiminden sorumlu yetkililerinin 4 Ocak’ta Brüksel’de yaptığı toplantıda, koordineli tedbirler uygulanması konusunda anlaşmaya varıldı. Toplantıda, Kovid-19 testi doğrudan zorunlu tutulmazken, AB ülkelerinin uçuştan 48 saat önce yapılmış negatif sonuçlu test istemesinin de “güçlü şekilde teşvik edileceği” açıklandı.
Hollanda 5 Ocak’tan itibaren Çin’den ülkeye gelenlere Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda ücretsiz Kovid-19 testi dağıtılacağını bildirdi.
Öte yandan, başta Çin’den gelecek yolculara yönelik ilave tedbir ve kısıtlamalara gerek görmediğini bildiren Avustralya, daha sonra karar değiştirerek Çin’den geleceklere yönelik tedbirler alacağını açıkladı.
Bu ülkelerin yanı sıra Fransa, Katar, Malezya, Güney Kore ve Tayvan, Çin ve bölgelerinden seyahat eden yolculara test uygulanması, aşı mecburiyeti veya sağlık durumlarının izlenmesi gibi bazı önlemleri uygulayan ülkelerden oldu.
Pekin yönetimi, “orantısız” önlemlere karşılık verecek
Birçok ülkenin, Çin ve bölgelerinden seyahat edenlere yönelik önlemlerini duyurmasının ardından Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, önlemlerden bazılarının “orantısız” ve “kabul edilmez” olduğunu, karşı tedbirler alınacağını bildirdi.
Mao, bu konuda uluslararası toplumla iletişimi artırmaya hazır olduklarını fakat bazı ülkelerin aldığı tedbirlerin bilimsel temeli olduğuna inanmadıklarını ifade etti.
Kovid-19 önlemlerinin siyasi amaçlar için kullanılmasına ve belirli ülkelere ayrımcı tedbirler uygulanmasına karşı olduklarını vurgulayan Sözcü Mao, “Bu tedbirlerden bazıları orantısız ve basitçe kabul edilemez. Farklı durumlara yanıt olarak, karşılıklılık esasına göre, mukabil tedbirler alacağız.” dedi.
İlk vakaların ev sahibi Çin
Kovid-19 salgınında ilk vakaların, Hıbey eyaletinin Vuhan kentinde görüldüğü Çin, hastanelere ilk başvuruların yapıldığı ve ilk ölümlerin kayda geçtiği ülke olmuştu.
Çin, salgının başından beri uyguladığı, “sıfır vaka” olarak adlandırılan katı tedbirlerle virüsü uzun süre kontrol altına almayı başarmış fakat büyük ekonomik kayıplara yol açan bu tedbirler, bulaşıcılığı yüksek varyantların sebep olduğu mükerrer salgınlar nedeniyle günlük hayatı sürdürülemez hale getirmişti.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, 26 Aralık’ta Kovid-19’un 8 Ocak’tan itibaren “A kategorisi salgın hastalık” olarak ele alınmasına son verileceğini, Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası uyarınca uygulanan kısıtlamaların kaldırılacağını duyurmuştu.
Yeni uygulamayla yurt dışından gelen yolcuların, seyahat öncesi Çin’in büyükelçilik ve konsolosluklarından sağlık kodu almak zorunda olmayacağı, varışlarında pozitif olsalar dahi merkezi karantinada tutulmayacakları bildirilmişti.
Çin Sivil Havacılık İdaresinden 29 Aralık’ta yapılan açıklamada, salgın nedeniyle uluslararası uçuşlara getirilen sefer ve yolcu sayısı kısıtlamalarının, 8 Ocak’tan itibaren uygulanmayacağı belirtilmişti.
Çin, tedbirlerin gevşetilmesinin ardından dünyada şimdiye dek görülen en büyük Kovid-19 yayılmasıyla karşı karşıya. Sağlık otoriteleri günlük vaka, ölüm ve hasta sayılarını açıklamayı bırakırken, her gün milyonlarca yeni vaka ve binlerce ölüm olduğu tahmin ediliyor. Hastanelerde, kliniklerde, morglarda ve cesetlerin yakıldığı krematoryumlardaki artan yoğunluk salgın tablosunun vahametini ortaya koyuyor.
Merkezi İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan sağlık veri hizmetleri ve analiz şirketi Airfinity’nin tahminlerine göre, ülkede aralık ortasında günlük vaka sayısı 1 milyonu aşarken, ay boyunca 18,6 milyon kişi Kovid-19’a yakalandı. Şirket, günlük ölüm sayısının ise aralık sonunda 9 bine ulaştığını tahmin ediyor.