Sözcü Cao, yaptığı açıklamada, Çin’in saldırı nedeniyle “şoka uğradığını” belirterek, “Abe, bir zamanlar Japonya’nın Çin ile bağlarının güçlendirilmesine katkıda bulunmuştu. Ailesine taziyelerimizi iletiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cao, saldırının hemen sonrasında yaptığı açıklamada, Abe’nin hayati tehlikeden kurtulup en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını dilediklerini belirtmişti.
Çin’i yöneten Komünist Parti’nin yayın organı Global Times gazetesi ise Abe’nin ölümünün ardından yayımladığı haberde, eski Japon Başbakanı’nın Çin kamuoyu açsısından “tartışmalı bir figür” olduğu yorumuna yer verdi.
“Abe, Çin’de ikili ilişkilere katkısını bizatihi kendisi bozan tartışmalı bir figür olarak hatırlanıyor.” başlıklı haberde, Japon siyasetçinin iktidarı döneminde 2013 ve 2018 yıllarında Çin’e yaptığı ziyaretlerle iki ülke arasında buzları kırdığı ve ilişkileri geliştirdiği fakat 2. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden Japon askerlerin mezarlarının bulunduğu Yasukini Tapınağı’na yaptığı tartışmalı ziyaretlerin ve ülkesinin işgal tarihine yönelik inkarcı tutumunun, Çin kamuoyunda kötü şöhrete sahip olmasına yol açtığı değerlendirmesine yer verildi.
Haberde ayrıca, Abe’nin başbakanlık görevini bıraktıktan sonraki dönemde, Aralık 2021’de “Tayvan’a yönelik tehdit, Japonya’ya yönelik tehdittir.” sözlerinin “tek Çin” ilkesini ihlal ettiği ve Çin’e yönelik tahrik olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Abe’nin görevi bıraktıktan sonraki bu hatalı söylemleri ve eylemleri, bir zamanlar Çin-Japonya bağlarını güçlendirmek üzere yaptığı girişimleri ters yüz etti.”
“O bir aktördü”
Haberde görüşlerine yer verilen Liaoning Üniversitesi ABD ve Doğu Asya Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Lü Çao, Abe’nin söyledikleri ve yaptıkları ile fikir ve tutumları farklı “bir aktör” gibi davrandığı yorumunu yaptı.
Abe’nin iktidardayken Çin ile iyi ilişkiler kurmayı, özellikle ekonomik bakımdan gözetmek zorunda olduğunu, çünkü bunun Japonya’ya yarar sağladığını vurgulayan Lü, fakat Abe’nin aynı zamanda Japonya’nın savaş suçlarını kabul etmeyi reddeden bir tutumu olduğu, bu yüzden iktidarı bıraktıktan sonra Tayvan gibi konularda ilkesizce hareket ettiği görüşünü dile getirdi.