AB Komisyonunun Çin’den ithal elektrikli araçlar hakkında yürüttüğü sübvansiyon soruşturmasının ardından gelen karar sonrası, ABD’li elektrikli araç üreticisi Tesla’nın Çin’de üretilen modellerine yüzde 7,8, Çin şirketleri BYD’ye yüzde 17, Geely’e yüzde 18,8, soruşturmada işbirliği yapan üreticilere yüzde 20,7, işbirliği yapmayan devlete ait SAIC Motor ve diğer şirketlere ise yüzde 35,3 ek vergi getirilecek.
Yüzde 10’luk standart gümrük vergisi ile yüzde 45’i bulan yeni tarifelerle AB ülkeleri, Çin’in yükselen elektrikli araç üretimine karşı ulusal sanayilerini korumak için gümrük duvarlarını yükseltme yoluna gitti.
Son yıllarda Çinli elektrikli otomobil üreticileri, özellikle fiyat avantajıyla tüm dünyada olduğu gibi Avrupa pazarında da paylarını hızla artırıyordu. Dünyanın en büyük otomobil üreticilerine ev sahipliği yapan kıta, içerdeki görüş ayrılıkları ve farklılaşan çıkarlara rağmen bu konuda ortak bir politikada mutabakata varmış oldu.
AB Komisyonu, Ekim 2023’te Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yönelik sübvansiyon soruşturması başlatmış ve soruşturma sonunda bu ülkede üretilen elektrikli otomobillerin birlik üyesi ülkelere ithalatında geçici ilave vergiler getirme kararı almıştı. Karar öncesinde AB, Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara standart yüzde 10 vergi uyguluyordu.
“Kapasite fazlası üretim”
Çin’in elektrikli araç üretimi, 2023’te, dünyada giderek büyüyen bu sektördeki üretimin yaklaşık yüzde 58’ine ulaştı. Çin endüstrisinin, iç talebi karşılayabilecek miktarı aşan ölçekte üretim yaparak ihracata dönük kapasite fazlası yarattığı, bunun devlet eliyle yürütülen bir sanayi politikası olduğu eleştirileri yöneltiliyor.
Çin Otomobil Üreticileri Birliğinin (CAAM) verilerine göre, ülkede 2023’te 9,1 milyon elektrikli araç üretildi. Çin’in üretimi aynı yılda dünyada toplam 13,8 milyona ulaşan elektrikli araç satışının yaklaşık yüzde 70’ini oluşturdu. Çinli üreticiler bu dönemde 1,6 milyon elektrikli aracı ihraç etti.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, nisanda Pekin’e yaptığı ziyarette, Çin ekonomisindeki süregelen makroekonomik dengesizliklere, özellikle de zayıf hane halkı tüketimine karşı, aralarında elektrikli araç üretiminin de olduğu bazı spesifik endüstrilere büyük ölçekli devlet destekleriyle aşırı yatırım yapıldığına dikkati çekerek, bunun hem ABD hem de dünyanın geri kalanı açısından ekonomik riskler barındırdığı uyarısında bulunmuştu.
Çin ekonomisinde öteden beri tasarruf fazlası olduğunu ancak bunun büyük bölümünün gayrimenkul sektöründeki yatırımlara ve devlet öncülüğündeki altyapı inşasına harcandığını hatırlatan Yellen, bugün ise Çin’in sanayi politikasının hedef olarak belirlediği elektrikli araçlar, lityum-iyon bataryalar ve güneş panelleri gibi bazı “yeni” endüstrilerdeki işletme yatırımlarında artış görüldüğüne, bu sektörlerde devlet desteğiyle iç talebi aşan ölçekte yapılan yatırımların, küresel fiyatları kökten değiştirme potansiyeli bulunduğuna işaret etti.
Avrupa Komisyonunun Ticaretin Korunmasından Sorumlu Genel Direktörü Martin Lukas da AB’nin kararı öncesinde Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerine yaptığı bilgilendirmede, Çin’de yılda iç talebi aşan 3 milyon elektrikli araç üretildiğini, bunun AB pazarında yılda 1,6 milyona ulaşan elektrikli araç talebinin iki katına yakın olduğunu belirtti.
İlave gümrük tarifeleri
Dünyada çok sayıda ülke, ulusal pazarlarını Çin’den ithal edilen ucuz elektrikli araçların istilasından korumak için ilave gümrük vergileri getiriyor. ABD, Kanada ve AB ülkelerinin dışında Brezilya ve Türkiye gibi yükselen ekonomiler de ulusal otomotiv sanayilerini koruma hassasiyetiyle son yıllarda bazı adımlar atıyor.
ABD’de Joe Biden hükümeti, mayısta elektrikli araçlar dahil Çin’den ithal çok sayıda ürüne ilave gümrük tarifleri uygulama kararı aldı. Buna göre, eylülden itibaren çelik ve alüminyum ürünleri ile bataryalara yüzde 25, yarı iletkenler ve güneş panellerine yüzde 50 ve elektrikli araçlar için yüzde 100 ilave gümrük vergisi getirildi.
Kanada’da da Justin Trudeau başbakanlığındaki hükümet, Çin’den ithal elektrikli araçlara 1 Ekim’den itibaren yüzde 100, alüminyum ile çelik ürünlerine ise 15 Ekim’den itibaren yüzde 25 gümrük tarifesi uygulayacağını açıkladı. Kanada, böylece bu ürünlerde aynı oranda gümrük tarifeleri belirleyerek ABD’yi izledi.
Güney Amerika ülkesi Brezilya, otomobil ithalatında Çin markalı elektrikli ve hibrit araçların yarattığı ani artış karşısında gümrük tarifelerini aşamalı artırmaya karar verdi. Buna göre, yalnızca bataryayla çalışan, yüzde 100 elektrikli araçlar (BEV) için yüzde 10 olan gümrük vergisi Temmuz 2024’te yüzde 18’e yükseltilmişti ve Temmuz 2026’da da yüzde 35’e çıkarılacak. Hem şarj edilebilen bir bataryası hem de benzinle çalışan içten yanmalı motoru olan hibrit araçlar (PHEV) için ise yüzde 15 olarak belirlenen gümrük tarifesi, Temmuz 2024’te yüzde 25’e çıkarılmıştı, Temmuz 2026’da ise yüzde 35’e yükseltilecek.
Türkiye de Mart 2023’te Çin’den ithal elektrikli araçlara, ardından bu yıl 8 Haziran’da içten yanmalı motorlu ve hibrit otomobillere yüzde 40 ilave gümrük vergisi getirdi. Böylece Çin’den ithal tüm otomobiller için yüzde 40 ilave gümrük tarifesi uygulamaya konuldu.
İkinci “Çin şoku” mu?
Küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin temeli olan yeşil dönüşümün kilit sektörü olarak görülen elektrikli araç üretimi, ulusal endüstrilerin yapılandırılmasını ve sürdürülmesini hayati kılıyor. Ülkeler, bu kritik dönüşümde sanayisizleşmeye yol açabilecek dış etkiye maruz kalmak istemiyor.
Benzeri bir durum yıllar önce yaşanmış, 1990’ların ikinci yarısı ile 2000’lerin başında Çin’de devlet desteklerinin yarattığı ucuz çelik mamulleri küresel piyasayı istila ederken, çok sayıda ülkede demir-çelik sanayilerinin tasfiyesiyle sonuçlanmıştı.
Hem sanayileşmiş ülkeler hem de yükselen ekonomiler, elektrikli araçlara ve diğer yenilebilir enerji donanımlarına geçiş sürecinde yerli sanayilere zarar verecek ikinci bir “Çin şoku”nu yaşamak istemiyor.
Farklılaşan çıkarlar
AB’nin kararında 27 birlik üyesi ülkeden 10’u lehte, 5’i aleyhte oy kullanırken, 12 ülke çekimser kaldı. Komisyonun teklifinin reddedilmesi için AB nüfusunun yüzde 65’ini temsil eden 15 üye ülkenin karşı oy kullanması gerekiyordu, bu söz konusu olmadı.
Fransa, İtalya ve Polonya gibi büyük nüfuslu ülkeler öneriye destek verirken, otomotiv sanayisinin Çin’de geniş çıkarları olan Almanya, Pekin ile siyasi yakınlığı bulunan Macaristan ile Malta, Slovenya ve Slovakya gibi küçük nüfuslu ülkeler karşı çıktı.
Özellikle BMW, Mercedes ve Volkswagen gibi şirketleri Çin’in otomotiv sektöründe önemli pay sahibi olan Almanya gümrük tarifelerine karşı çıkarken, diğer ülkeleri ikna etmek için aktif lobi faaliyeti yürüttü. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülke liderlerini telefonla arayıp, atılacak adımların AB ekonomisini ve çıkarlarını olumsuz etkileyebileceği belirterek, bu nedenle Çin ile elektrikli araçlar konusundaki müzakerelerin sürdürülmesi çağrısı yaptı.
Halihazırda Çin’de geniş ölçekte üretim yapan ve Çin’in Avrupa’dan otomobil ithalatının büyük bölümünü karşılayan Almanya, bu ülkeye karşı gümrük tarifeleri uygulamaya başlaması halinde şirketlerinin iki yönlü zararla karşılaşmasından endişe ediyor.
Fransa ve İtalya gibi küresel ölçekte rekabet eden ulusal otomotiv markalarına ev sahipliği yapan ülkeler ise Avrupa pazarındaki olası kayıplarını Çin’deki risklerinden daha önemli gördüğünden tarife artışlarına destek veriyor.
Çekimser ülkelerden İspanya ise başta kararı desteklerken, Çin’in misilleme niteliğindeki tarife artışlarından zarar göreceği endişesiyle çekimser oy kullandı. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, eylülde Pekin’e yaptığı ziyarette, tarife artışlarını desteklemediklerini bildirmişti. Çin’in AB’den ithal domuz eti ürünlerine yönelik damping soruşturması, bu kalemdeki ihracatın büyük bölümünü karşılayan Madrid’i endişelendirirken, tutum değişikliğinde Çinli şirketlerin ülkede yatırım vaatleri de etkili oldu.
“Yerelleştirme”
Pekin yönetimi, şimdiye dek tarife adımlarına aynı şekilde karşılılık vermekten kaçınırken, Çinli şirketler gümrük tarifesi uygulayan ülkelerde üretimi yerelleştirerek iç pazarda etkin olabileceklerini hesaplıyor. Önde gelen Çinli elektrikli araç üreticileri, Avrupa’da fabrikalar kurarak ürettikleri araçları iç pazarda gümrüksüz satmayı planlıyor.
Çinli üretici BYD, Aralık 2023’te Avrupa’daki ilk fabrikasını Macaristan’da kuracağını duyurmuş, şubatta bu tesise arazi tahsisi için ön anlaşma imzalanmıştı. Diğer bir Çinli üretici Chery de Avrupa’da üretime başlamak üzere nisanda İspanya’nın Barcelona şehrindeki bir yerel üreticiyle ortaklık anlaşması imzalamıştı. Kamuya ait SAIC Motor şirketi de yaz aylarında, Avrupa’da fabrika kurmak üzere görüşmeler yürüttüğünü bildirmişti.
Avrupa ile gümrük birliği içindeki Türkiye de bölgesel hinterlandının genişliği ile Çinli şirketlerin üretim üslerini planladığı başlıca ülkeler arasında yer alıyor. Çinli BYD, 8 Temmuz’da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye’de yaklaşık 1 milyar dolar değerinde yatırım yapmak üzere anlaşmaya varmıştı.
Bu arada Chery’nin de Türkiye’de yatırım için hükümetle görüşmelerinin son aşamaya geldiği bildirilmişti. Chery Uluslararası Başkanı Guibing Cang, 28 Eylül’de Türkiye’de Uluslararası Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na katılmış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmişti. Görüşmede, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da hazır bulunmuştu.