18-19 Mayıs’ta Şian’da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyerv, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ile Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov’un katılımıyla düzenlenen Çin-Orta Asya Zirvesi’nin bölgedeki yankıları sürüyor.
Orta Asya basını, zirvenin, bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasına önemli katkıda bulunacağını yazarken, bazı uzmanlar ise Çin’in bölge ülkeleri ile ekonomik ve siyasi işbirliğini derinleştirerek egemenlik, kalkınma ve güvenlik taahhütlerini içeren bir hamilik rolüne soyunacak olması ve bölgedeki nüfuzunun artmasının Orta Asya ülkeleri için bir tehlike oluşturabileceğini savunuyor.
Bölge basınında, Çin’in inisiyatifiyle ilk kez düzenlenen zirvenin, bölgenin 3 ülkesiyle ortak sınırları olan Çin’in Orta Asya ülkelerine yönelik politikasında yeni dönemin başlangıcı olarak değerlendirilirken, zirve, son yüzyılda Rusya’nın güçlü etkisi altında olan bölgede, Çin’in artık daha aktif bir politika izlemek istediğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
“Zirve, Çin’in Orta Asya politikasında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor”
Özbek siyaset uzmanı Rustam Usmanov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin-Orta Asya Zirvesi’nin, bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasına önemli katkıda bulunacağını belirterek, öte yandan da Çin’in bölgedeki nüfuzunun artmasının bölge ülkeleri için bir tehlike oluşturabileceğini ileri sürdü.
Zirvenin, son yüzyılda Rusya’nın güçlü etkisinin olduğu bölgede, Çin’in artık daha aktif bir politika izlemek istediğinin göstergesi olarak nitelendiren Usmanov, bölge ülkelerine yeni bir işbirliği mekanizmasını öneren Çin’in bölgede Rusya’yı dengelemeye çalıştığını dile getirdi.
Usmanov, Çin’in Orta Asya ile ilgili yeni girişiminin, Ukrayna’ya savaş açan Rusya’nın Batı’nın yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğuna, Afganistan’daki askerini geri çeken ABD’nin Avrasya bölgesindeki etkisinin azaldığı bir dönemde ortaya çıkmasına dikkati çekerek, “Çin, bundan sonra bölge ülkeleri ile siyasi, ticari-ekonomik, güvenlik, yatırım, enerji ve ulaşım alanlarında daha sıkı işbirliği içinde olacaktır. Zirve, Çin’in Orta Asya politikasında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.” ifadesini kullandı.
Son dönemde, bölgedeki projeleri ile siyasi, ekonomik ve yatırım imkanlarını da artıran Çin’in aslında bu ülkeler üzerinde önemli etkisi olan Rusya’nın karşısında, bölgedeki jeopolitik etkinin dengeleyici unsuru olabileceğini ileri süren Usmanov, buna rağmen bölge ülkelerinin yarısından fazlasıyla ortak sınırları bulunan Çin’in, bölge ülkeleri için bir tehlike oluşturabileceğine dikkati çekti.
Rustam Usmanov, zirvenin Çin ve Orta Asya ülkeleri arasında daimi işbirliği mekanizmasına dönüştürülmesi ve bu çerçevede Çin’de bu işbirliği mekanizmasının daimi organı olan sekretaryanın kurulacak olmasının Çin’in bu işbirliğini en üst düzeye çıkarma konusundaki kararlılığını gösterdiğini vurguladı.
Çin liderinin, Orta Asya ülkelerine 3,8 milyar dolarlık hibe yardımında bulunacaklarına dair açıklamasına değinen Usmanov, Çin’in ilk defa Orta Asya ülkelerine bu denli mali yardımda bulunmak istediğini ve böylece Rusya’nın, bölgedeki etkisini azaltmayı amaçladığını belirtti.
Rusya’yı bypass edecek proje
Usmanov, zirvede, liderlerin Tarihi İpek Yolu güzergahı üzerinde ulaştırma ve altyapı projeleriyle Doğu-Batı ticaretini yeniden canlandırmayı amaçlayan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında, Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu ve karayolu inşaatı projesini hayata geçirilmesi konusunda anlaştığını anımsattı.
Bu projenin, Ukrayna’ya savaş açmasından ötürü Batı’nın yaptırımlarıyla karşı karşıya kalan Rusya’yı baypas edeceğini belirten Usmanov, Çin’in en kısa yoldan Avrupa’ya ulaşmasını da sağlayacağını kaydetti.
Usmanov, bu güzergahın hayata geçirilmesiyle Çin’in Rusya’ya bağımlı olmadan Avrupa’ya daha hızlı şekilde ulaşmasına imkan sağlayacağını, Avrupa ile ticari ilişkilerini daha da geliştireceğini dile getirerek, Orta Asya ülkelerini Avrupa ile Asya arasında önemli bir ulaşım merkezine dönüştürecek “Çin-Kırgızistan-Özbekistan” demir yolunun, Çin ile Avrupa arasındaki en kısa güzergah olacağını belirtti.
Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolu projesinin hayata geçirilmesiyle toplam 5 bin 470 kilometre uzunluğundaki Kaşgar-Oş-Taşkent-Serahs-Tebriz-İstanbul-Varna Limanı’nı birbirine bağlayacak Çin-Kırgızistan-Özbekistan-Türkmenistan-İran-Türkiye güzergahında demir yolu taşımacılığı devreye alınmış olacak ve “Çin ile Avrupa arasındaki en kısa güzergah” olarak mevcut güzergahlara güçlü bir rekabet teşkil edecek.
Kazakistan’ın Çin ile 30 günlük vizesiz seyahat uygulaması
Kazakistan gündemini de zirve ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in zirve öncesi Çin’e gerçekleştirdiği resmi ziyaretin sonuçları meşgul ediyor.
Özellikle Kazakistan ile Çin arasında imzalanan karşılıklı 30 günlük vizesiz seyahat anlaşmasının da yankıları sürüyor.
Kazak basınında, söz konusu anlaşma, bir taraftan “tehlike” diğer taraftan da “ekonomik açıdan kazanç” şeklinde yorumlandı.
Kazakistan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Ruslan Jeldibay, “Ulysmedia.kz” haber sitesine yaptığı açıklamada, bu kararı turistik ve iş ilişkilerini artırmak için atılan bir adım olarak değerlendirdi.
Jeldibay, anlaşma çerçevesinde bir Kazak vatandaşının Çin’de, Çin vatandaşının da Kazakistan’da 30 günü geçmeme şartıyla kalabileceğini ancak bunun bir iş vizesi olmadığını vurgulayarak, “Bundan dolayı bu konudaki korku ve endişe yersiz. Genellikle vizesiz rejim, iki ülke vatandaşları için de kolaylık sağlıyor. Bu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin özellikle hizmet sektörünün gelişmesine katkı sağlayacak.” dedi.
İki ülke arasındaki söz konusu seyahat uygulamasının, Çin’in Sincan bölgesinde yaşayan etnik Kazakların da giriş çıkışını kolaylaştıracağına işaret eden Jeldibay, böyle bir anlaşmayı Avrupa Birliği (AB) ile de yapmayı planladıklarını kaydetti.
Kazakistan Sosyal Kalkınma Enstitüsü Uzmanı Oljas Beysenbayev de Tokayev’in, Çin ziyaretini başarılı bulduğunu ve sonucunda taraflar arasında 22 milyar dolarlık 47 belgenin imzalandığını aktardı.
Tarihi İpek Yolu’nun başlangıç noktası olan Çin’in Şian kentinde Kazakistan’ın başkonsolosluk açmasının önemine işaret eden Beysenbayev, Kazak lojistik merkezinin temelinin atılmasını kayda değer bir hamle olarak nitelendirdi.
Beysenbayev, zirveye ilişkin “Kuşak ve Yol” projesinin Orta Asya devletlerinin entegrasyonuna fırsat yarattığını belirterek, “Orta Asya ülkeleri, bu platform ve girişimlerin araçlarını kullanarak bölge içindeki diyaloğu güçlendirebilir.” dedi.
“Bölgede Çin’e alternatif yok”
Kırgızistan basını da Orta Asya-Çin Zirvesi’ne geniş şekilde yer verirken, Kırgız uzmanlar, Çin’in yatırımlarının ülke ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayacağına inanıyor.
Kırgızistan’da, Çin’in küresel ekonomik ve jeopolitik dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip yumuşak güç stratejisi “Kuşak- Yol” Projesi’ne sıcak bakanların sayısı artarken, Çin hakkında olumsuz görüşe sahip nüfus oranının da giderek azaldığı dikkat çekiyor.
Kırgızistan da Orta Asya’nın, Güneydoğu, Batı Asya ve Orta Doğu pazarlarına erişiminin sağlanması öngörülen Çin-Kırgızistan-Özbekistan demir yolu projesini çok önemli bulurken, Kırgız uzmanlar, Çin’in söz konusu projeyi başlatması halinde bölge halkı refahının yükseleceğine ve ülke ekonomisinin canlanacağına inanıyor.
Çin-Orta Asya Zirvesi’ni AA muhabirine değerlendiren Kırgız siyasetçi Prof. Dr. Zainidin Kurmanov, son dönemde Çin yatırımlarının arttığı bölgede Çin hakkında olumsuz görüşe sahip nüfus oranının önemli ölçüde azaldığını söyledi.
Prof. Dr. Kurmanov, Çin-Orta Asya Zirvesi’nin C5+C1 formatındaki işbirliğini daha da derinleştirme yolunda önemli bir adım olacağına inandığını belirterek, bugün çalkantılı jeopolitik koşullarda Çin’in komşularında barış ve istikrarın devam etmesine büyük önem verdiğini ifade etti.
Kurmanov, şöyle konuştu:
“Orta Asya’da Çin hakkında olumsuz düşüncelerin yaygın olduğu söylenemez. Birçok anket, Çin hakkında olumsuz görüşe sahip olanların oranının son yıllarda önemli ölçüde azaldığını gösteriyor. Çin’e yönelik olumsuz tutum eğilimi, Orta Asya’da faaliyet gösteren Çinli şirketler için bir sorundu. Bir çoğu, projelerini geciktiren yerel muhalefet ve sık sık protestolarla karşı karşıya kaldı. Zamanla Çinli şirketler, müzakere etmeyi öğrendi.”
Çin’in Orta Asya bölgesinde siyasi ve jeopolitik açıdan önemli bir oyuncu olmak istediğini kaydeden Kurmanov, “Ne derseniz deyin ama Çin, özellikle başka alternatiflerin yokluğunda, bölgedeki ana ekonomik oyuncu olmaya devam edecek. Çin, güvenliğin olduğu yerde çalışmayı sever.” ifadesini kullandı.
Kırgız iktisatçı Marat Musuraliyev de son dönemde Çin’in Orta Asya ülkelerine yönelik yatırımlarının arttığına dikkati çekti.
Çin’in Orta Asya ülkelerine yönelik egemenlik, kalkınma ve güvenlik taahhütlerini içeren bir hamilik rolüne soyunacak olmasıyla ilgili Musuraliyev, “Orta Asya’daki istikrar, Çin için çok önemli.” dedi.