Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Aktaş, “56. Ulusal Oftalmoloji Kongresi” kapsamında geldiği Antalya’da AA muhabirine, glokomun yüksek göz tansiyonuyla genellikle karakterize olan bir hastalık olduğunu söyledi.
Normal tansiyonlu hastalarda da görülebildiğini dile getiren Aktaş, “Asıl karakteristik özelliği göz sinirinde kronik bir hasar, bir kayıp olması. Glokom, genellikle belirti vermeyen çok sinsi bir hastalık, yıllar içinde eğer tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabiliyor.” diye konuştu.
Aktaş, göz tansiyonunun görme alanı kayıplarıyla veya tanı konulmazsa görme kaybıyla bile ortaya çıkabildiğini ifade etti.
Rutin muayenelerin önemine işaret eden Aktaş, şunları kaydetti:
“Rutin klinik muayene sırasında şüphelenip ‘Acaba bu hastada göz tansiyonu olmasın’ diyerek tetkik ettiğimiz hastalarda genellikle tanı koyuyoruz. O yüzden rutin muayenelerin öneminin altını çizmek istiyorum. Glokomun nadir alt tipleri var, açı kapanması glokomu dediğimiz. Onlarda da baş, alın ağrısı zaman zaman görmede puslanma gibi şikayetler olabilir. Bu şikayetlerin mutlaka araştırılması lazım. Glokom yönünden hastalarımızın uyanık olup, bir göz doktorunun kontrolüne gitmeleri lazım.”
“Erken tanıda ilaç tedavisiyle yol alabiliyoruz”
Aktaş, ailesinde göz tansiyonu olanların kontrollerini aksatmaması gerektiğini, genetik geçişli olduğu için bu ailelerdeki gerek erişkin çağında gerekse çocukluk çağındakilerin önemli bir risk faktörü teşkil ettiğini söyledi.
Aile bireylerinin hastalık öyküsünün araştırılması gerektiğini anlatan Aktaş, “Bazı durumlarda glokomun riski artabilir. Eğer bir kişide diyabet varsa, daha önce gözünden travma geçirmişse, daha önce göz içi cerrahiler geçirmişse veya uzun süreli steroid içerikli göz damlaları kullanmışsa bu bireylerde göz tansiyonu oluşma sıklığı daha fazla oluyor. Glokom çocuklarda veya yenidoğan bebeklerde de ortaya çıkabiliyor. Bu noktada anne babaların yanı sıra göz hekimlerinin, yenidoğancıların ve pediatristlerin uyanık olmasını öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Üyesi de olan Aktaş, “Gelişimsel, anne karnında oluşan bir durum. Bu çocuklarda genellikle gözde büyüme, gözün korneasının çapında artma, bulanıklık, sulanma, ışığa hassasiyet, gözünü kısma gibi bebeklerde şikayetler oluşturabiliyor. Öncelikle erken tanıda ilaç tedavisiyle yol alabiliyoruz. Ancak çocukluk çağında ve bebeklerde ortaya çıkan glokomun tedavisi genellikle cerrahi olmakta.” dedi.