OMÜ’den yapılan yazılı açıklamada ifadelerine yer verilen Dinçer, gün geçtikçe teknolojik cihazların insanların hayatında daha çok yer aldığına, sosyal medya kullanımının da buna bağlı olarak arttığına işaret etti.
2020 yılı verilerine göre yaklaşık 3,6 milyar kişinin sosyal medya kullandığını, bu sayının 2025 yılında 4,5 milyara yükseleceğinin tahmin edildiğini belirten Dinçer, internetin ise artık hayatın her alanında olduğunu ve çocukların teknoloji ortamına doğduklarını kaydetti.
Erken çocukluk döneminde çocukların beyin gelişimleri için ebeveynlerin teknolojik cihazların kullanımı konusunda dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizen Dinçer, “Teknoloji doğru bir şekilde kullanıldığı zaman faydalı, fakat aşırı ve uzun süre kullanımda her anlamda sorunlara yol açıyor. Uzun süre kullanıldığı zaman bağımlılık yapıyor. Çocuklar bu dönemde yaşadıkları olumlu ve olumsuz birçok tecrübeden etkileniyorlar. Ebeveynlerin teknolojik cihaz alışkanlıkları, tutumları ve koyduğu limitler oldukça önemli.” ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütüne göre günde bir saatten fazla internet kullanılmaması gerektiğini bildiren Dinçer, şöyle devam etti:
“Amerikan Pediatri Akademisi ise yaşlara göre sınırlandırıyor. Çocuklar telefon, televizyon ve tablete baktıklarında tek taraflı iletişim halinde oluyorlar. Gelişebilmeleri ve öğrenebilmeleri için iki taraflı iletişim olması gerekiyor. Bu iletişim sözlü veya sözsüz olabilir ama ekran ya da dijital medya bunu çocuklara veremez. Çocukların ilk üç yaşta öğrenebilmesi için yanında anne ve babasının olması gerekmektedir. Bu çift taraflı iletişimi ebeveyni ile yapabiliyor olması gerekiyor. Sözsüz iletişim de mimik, jestler, göz teması ile gerçekleşir ve bunu ekran çocuklara veremez. Çocuklar ekranda gördükleri bir nesneyi üç boyutlu aleme aktaramazlar. Bu yüzden aile gözetimi çok önemli. Öğrenmeleri sadece ezberleme ve hatırlama yoluyla olur. Dolayısıyla 18 aydan önce çocukların ekranla tanışmasını istemiyoruz. Amerikan Pediatri Akademisinin önerisi 18-24 ay arası çocuklarda ebeveyn gözetiminde yüksek kaliteli uygulamaların çocuğa tanıtılması yönünde.”
Kontrolsüz kullanılan teknolojik aletlerin, çocukların bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkilediğini vurgulayan Dinçer, şöyle devam etti:
“Çocukların, teknolojik cihazları uygun olmayan süre, sıklık ve farklı duruş porsiyonlarında kullanmalarının gelişimsel problemler, kas-iskelet sistemi problemleri, fiziksel inaktivite, obezite ve uyku kalitesinde yetersizlik gibi sağlık riskleri doğurduğu görülmektedir. Telefon, tablet ve televizyondaki mavi ışık, melatonin dediğimiz uyku hormonu salınımını baskılıyor ve uyku problemlerine yol açıyor. Ekrana bakmaktan dolayı görme problemlerine de sebebiyet verebiliyor. Çocuklarda sağlıklı yaşamı geliştirmek için teknolojik cihaz kullanımının süre, sıklık ve içeriklerinin gözetim altında olması, yeterli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, iyi uyku ve besleyici bir sosyal çevre sağlanması gerekiyor.”
“Çocuğu oyalama yolu hiçbir zaman ekran olmamalı”
Telefon, tablet ve televizyon gibi ekranları sakinleştirici olarak kullanmanın yapılan en büyük hatalardan biri olduğuna dikkati çeken Dinçer, şunları kaydetti:
“İnternette aile filtreleri kullanılmalı, mutlaka kullanırken çocuğun yanında olmalıyız. Çocuğunuzla bu konu hakkında konuşarak interaktif olmasını sağlamalısınız. Bu keyifli ve zorlu yolculukta tabii ki ebeveynlerin bunaldığı zamanlar olacaktır. Bunun çözümü kesinlikle çocuğu oyalama yolu hiçbir zaman ekran olmamalı. Günü kurtaracağız derken çocuğumuzun geleceğini olumsuz yönde etkilememeliyiz.”