Dünyaca ünlü uyuşturucu baronu ve bir zamanlar Kolombiya’daki Medellin kartelinin lideri Pablo Escobar’ın hem çocukluk arkadaşı hem de ömrünün son zamanlarına kadar yanında bulunan fotoğrafçısı Edgar Jimenez Mendoza, Escobar ile hatıralarını anlattı.
AA muhabirine, Escobar’ın bilinmeyenlerini paylaşan “El Chino” lakaplı yazar Egdar Jimenez Mendoza, Escobar ile 13 yaşında lise yıllarında tanıştığını söyledi.
Jimenez, Escobar ile 3 yıl aynı sınıfta okuduktan sonra 15 yıl boyunca kendisiyle hiç görüşmediğini belirterek “Pablo, ortalama bir öğrenciydi, öyle çok göze çarpan bir öğrenci değildi. Çok güzel anılarımız oldu sonra irtibatı kaybettik.” dedi.
1980’de Forbes dergisine göre dünyanın en zengin 5. kişisiyken Escobar’ı tekrar gördüğünü anlatan Jimenez, bir arkadaşı sayesinde kendisiyle yıllar sonra konuştuğunu dile getirdi.
Jimenez, Escobar’ın dünyanın en büyük uyuşturucu baronuna dönüştüğünde onunla ünlü “Hacienda Napoles” çiftliğinde bir araya geldiğini söyleyerek “Pablo, beni büyük bir mutluluk ve coşkuya karşıladı, bana ne iş yaptığımı sordu. Ben de ona fotoğrafçılık yaptığım anlattım. Beni hayvanat bahçesindeki hayvanların fotoğraflarını çekmem için işe aldı. Sonra onun zamanla kişisel fotoğrafçısı oldum.” ifadesini kullandı.
Escobar’ın siyasi kampanyası süreci dahil aile fotoğrafları, doğum günleri, düğünler, aile partileri gibi fotoğraflarını çektiğini aktaran Jimenez, Pablo’nun ailesiyle son fotoğraflarını da oğlunun doğum gününde çektiğini dile getirdi.
Jimenez, hükümetin, ABD’nin ve ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesinin (DEA) Pablo Escobar ile 10 yıl boyunca mücadele ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Pablo’yu diğer uyuşturucu baronlarından ayıran birinci temel fark; uyuşturucu kaçakçılığındaki en güçlü adam olması, ikincisi de tarihte görülmemiş bir insan olarak ‘devlete savaş ilan etmiş tek baron’ olmasıdır. Pablo’nun iki zıt yönü vardı. Bir yanı iyilik, diğer yanı kötülüktü. Onun mahallesindeki bazı insanlar Pablo’ya çok bağlıydı, her yerde resmini görürdünüz fakat savaşın kurbanları için Pablo’nun şeytandan bir farkı yoktu.”
– “Pablo’nun kartellerle mücadelesinde çok masum öldü”
Jimenez, devletin Escobar ve diğer suç örgütleriyle giriştiği mücadelede yüzlerce masum kişinin hayatını kaybettiğine işaret ederek, “Önemli kişiler kaçırılıp rehin alınıyordu, sokaklar güvensiz, sürekli bombalar patlıyordu. Pablo’nun kartellerle mücadelesinde çok masum öldü.” şeklinde konuştu.
Escobar’ın, çok kötü koşularda yaşayan kişiler için siyasi kampanya süresince onlarca ev inşa ettiğini anlatan Jimenez, “Tabii ben de en yakınındaki kişi olarak bu icraatlarının fotoğraflarını çektim.” dedi.
Jimenez, Escobar’ı kaleme alan çok sayıda kitap yazıldığını, hayatını filmlere yansıtan birçok projenin yapıldığını hatırlatarak “Netflix’in ‘Narcos’ serisinde pek çok tarihi yanlışlık var. Örneğin Adalet Sarayı’nın ele geçirilmesini ve M19 Gerilla ile ilişkisini anlattıkları bir sahnede eksik bilgi var. Pablo’nun hayatını yansıtan Hollywood filmlerini gerçeklerden kopuk görüyorum.” diye konuştu.
Pablo’nun serveti nedeniyle özellikle 80’li yıllarda çok sayıda iş insanının, politikacının onunla iş yapmak isteğini vurgulayan Jimenez, El Espectador gazetesi Müdürü Guillermo Cano’nun, Pablo’nun bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu ortaya çıkarmasıyla her şeyin değişmeye başladığını kaydetti.
– “Escobar öldürülmedi, intihar etti” iddiası
Escobar’ın ölümünün ardından kardeşinin o gün gazetecilere verdiği demeçlere değinen Jimenez, “Pablo’nun kardeşi Marina, ‘Pablo’nun ölümüyle bu ülkedeki uyuşturucu ticaretini ve şiddeti bitirdiğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz’ demişti. Pablo’nun ölümünden 29 yıl sonra uyuşturucu kaçakçılığı devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Jimenez, Escobar’ın nasıl öldüğüne ilişkin muhtelif iddiaların bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Polis Albay Aguilar, Pablo’yu kendisinin öldürdüğünü söyledi, ikinci iddiada ise DEA, ‘biz öldürdük’ dedi. Ama Pablo’nun ailesi, Pablo’nun intihar ettiğini söylüyor ve şahsen ben de buna daha çok inanıyorum. Zira Pablo pek çok konuşmasında kendisinin canlı yakalanmasına asla izin vermeyeceğini söylemişti. Pablo’nun ölümünün ardından bazı mülkleri devlet tarafından kamulaştırıldı, bazıları ise Cali karteli tarafından karısının elinden alındı.”
– Pablo Escobar
Kolombiya’nın Rionegro kentinde 1 Aralık 1949’da doğan ve asıl adı “Pablo Emilio Escobar Gaviria” olan ünlü baron, yasa dışı giriştiği birçok işin ardından 70’li yıllarda bölgenin en güçlü baronlarını bir araya getirerek kokain ticaretini tekelleştirmişti.
Escobar, özellikle yoksul kesimlere yönelik yaptığı sosyal projeler sayesinde 1982’de meclise girmeye hak kazandıysa da dönemin Adalet Bakanı’nın iddiaları sonucu istifa etmek zorunda kalmıştı.
Forbes dergisinin dünyanın en zengin 10 kişisi listesine giren Escobar, 16 ay süren uzun bir kovalamacanın ardından güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada 2 Aralık 1993’te Medellin’de bir evin çatısında 44 yaşında hayatını kaybetmişti.
– 1 kişi için 110 kişinin ölümüne yol açtı
Uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra “Kolombiya hükümetine savaş ilan eden”, güvenlik birimlerine, kamu çalışanlarına ve sivillere karşı bombalı ve silahlı eylemler gerçekleştiren Escobar, en az 4 bin kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.
Kolombiya’da 1990’da yapılacak devlet başkanlığı seçimi öncesinde favori olarak gösterilen Cesar Gaviria’nın ölüm emrini veren Escobar, 27 Kasım 1989’da Bogota’dan Cali’ye gitmek üzere havalanan yolcu uçağının kalkıştan 5 dakika sonra önceden yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 110 kişi yaşamını yitirmişti.
Seçim kampanyasında Cali’ye gitmek için uçağa binmesi beklenen Gaviria, son anda alınan karar üzerine başka bir uçağa binmiş, ölümden dönmüştü.