İlçe sınırlarındaki Küçükköy, Esenyurt, Akyar, Bayat, Yazır, İmrahor, Kargalık, Tatköy, Kargın ve Merkez mahallelerinde 1950’li yıllarda yetiştirilmeye başlanan karyağdı armudunun üretimi ve ticari değerini artırmak için Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan müracaatla 2018’de coğrafi işaret belgesi alındı.
Nisan başında çiçeklenen armut ağaçları, gerekli bakım ve ilaçlamanın ardından ekimin ilk günlerinde hasada hazır hale geliyor. Bu yıl havaların sıcak geçmesiyle daha erken olgunlaşan meyveler, her yılki dönemden bir hafta önce toplanmaya başlandı.
Çoğunlukla akıllı tarım uygulamalarının yapıldığı yaklaşık 25 bin dönümdeki armut bahçelerinden elde edilen 70 bin ton civarındaki ürün, Türkiye’nin her yerine gönderiliyor.
“Yıllık 70 bin ton civarında Korkuteli karyağdı armudu üretiliyor”
Yaklaşık 100 dönüm arazide üretim yapan çiftçi Şükrü Doğrul, AA muhabirine, karyağdı armudunun hasadına başlamanın mutluluğunu, heyecanını yaşadıklarını söyledi.
İlçeye has Korkuteli karyağdı armudunun üretim miktarında son yıllardaki kuraklık ve girdi maliyetlerinin artmasıyla sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Doğrul, “Coğrafi işaret belgesiyle piyasadaki tanınırlığı artıyor. Yıllık 70 bin ton civarında Korkuteli karyağdı armudu üretiliyor. Toplanan bu ürünler ilçemizdeki soğuk hava depolarında muhafaza ediliyor. Talep doğrultusunda da özellikle büyük zincir marketlere ve Türkiye’nin her yerine gönderiliyor.” diye konuştu.
Gelecek iki hafta boyunca bahçelerde hasat mutluluğu yaşanacağını dile getiren Doğrul, armudun, ilçenin markası olduğunu belirtti.
“Kumsu yapısı düşük, lif oranı yüksek”
Meyve tadını ve aromasını bulduğunda hasada başladıklarını söyleyen Doğrul, “Korkuteli’nin su ve toprak yapısından dolayı sadece bu bölgede yetişen karyağdı armudunun raf ömrü çok uzundur, tat ve aroması farklıdır. Hem kabuklu olarak hem de soyularak tüketilebilir. Kabuklu olarak tüketildiğinde dişlere parlaklık verir. İçindeki kumsu yapının düşük ve lif oranın yüksek olması nedeniyle hazmı çok kolaydır.” ifadelerini kullandı.
Son yıllarda sıcaklıkların artmasıyla hastalıkla mücadelenin de arttığını aktaran Doğrul, bu durumun da üretim maliyetlerini yükselttiğini, üreticiyi olumsuz etkilediğini kaydetti.