‘Çukurören biberi’nde kurutma mesaisi köyü adeta kırmızıya boyuyor

Bilecik merkeze bağlı Çukurören köyünde 150 yıldır yetiştirilen, Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillenen kırmızı biber, köyde hemen her alana asılarak kurutuluyor.

Çukurören köyünde yetiştirilen acı kırmızı biber, hasadın ardından kurutma işlemi için kadınlar tarafından özenle iplere diziliyor.

Daha sonra köydeki hemen her evin balkonuna, bahçe duvarına ve çatısına asılarak kurutulan kırmızı biberin oluşturduğu görüntü dikkati çekiyor. Her yıl eylül-kasım döneminde devam eden kurutma mesaisi birçok fotoğraf tutkunu tarafından da görüntüleniyor.

Kurutulan biberler, öğütüldükten sonra İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentine gönderiliyor.

Çukurören Köyü Muhtarı Muhittin Dündar, AA muhabirine, yetiştirdikleri biberin ata tohumundan elde edildiğini söyledi.

150 senedir tohumun genetiğinin değişmediğini belirten Dündar, tohumdan satışa kadar her aşamada emeklerinin olduğunu ifade etti.

Dündar, biberin coğrafi işaret olarak tescil edildiğini dile getirerek, “İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi onaylandı. Proje 3 yıl devam edecek. Sofralara sağlıklı bir şekilde dağıtılıyor. Biberi en çok yetiştiren 9 kişi projeye katıldı. Teorik olarak nasıl yetiştirilmesi gerektiği gösterildi. Üreticimize bununla ilgili belge verilecek.” dedi.

“Biberimiz Türkiye’nin her yerine gidiyor”

Kurutma mesaisinin 2-3 ay sürdüğünü söyleyen Dündar, “Kurutma, kasım ayının 20’sine kadar devam edecek. Biberimiz Türkiye’nin her yerine gidiyor. İstanbul ve Ege bölgesi ağırlıklı olarak gönderiliyor. Köyümüzde bu ürünümüzün pazarlamasını yapan 3-4 kişi var. Ona göre müşterisi var. Şu anda bir sıkıntımız yok.” diye konuştu.

Dündar, Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerine geçen yıl deneme amaçlı 200 kilogram biber gönderdiklerini ve ürünün raflarda yerini aldığını kaydetti.

“Bizim biberin özelliği, yemeğin lezzetini değiştirmiyor”

Dündar, “Her şeyde kullanılır. Bizim biberin özelliği, acı biber çok ama bu yemeğin lezzetini değiştirmiyor. Mesela bir acı biberi yersin. Yemeğin lezzetini anlayamazsın. Bu biberi yediğin zaman yemeğin lezzetini de alırsın. O yüzden çok tercih ediliyor.” ifadelerini kullandı.

“Biberimizin kaybolmaması için üretimi artırmamız lazım”

Köyde 100 dönüm alanda üretimi yapılan biberde sezonda yaklaşık 50 tona yakın verim elde edildiğini bildiren Dündar, şunları kaydetti:

“Fazlası olur eksiği olmaz. Biz üretimini artırmak için uğraşıyoruz. Projelerle inşallah daha çok artıracağız. Bu şekilde yapmazsak yeni nesil bunu kaybedecek. Biberimizin kaybolmaması için üretimi artırmamız lazım.”

“Köyümüzün tanıtımı için çok güzel bir şey”

Üretici Erkan Tozman da biberin doğal olduğu için tercih edildiğini belirterek, “Genetiği karışmamış bir tohum. 150 yıllık bir tohum. Tadı diğer biberlerden çok farklı. Doğal olarak kurutulması nedeniyle tercih ediliyor. Bu sene daha fazla olmasını bekliyoruz. Biber markalaşıyor. Hem Bilecik’in hem de kendi köyümüzün tanıtımı için çok güzel bir şey. El yapımı pek fazla bir şey kalmadı.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.