Oktay, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, ulaşım ağlarının kalbinde bulunan Türkiye’den, dünyaya yeni bir ulaştırma perspektifi sunma hedefiyle düzenlenen şurada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
55 farklı ülkeden hükümet temsilcileri, uluslararası toplumdan üst düzey katılımcılar ve ulaştırma alanında uzman özel sektör temsilcilerinin ufuk açıcı politika önerilerinde bulunduğunu aktaran Oktay, yakın zamanda Teknofest’e ev sahipliği yapan Atatürk Havalimanı’nda markalaşmış bir etkinliğin daha tamamlandığını belirtti.
Oktay, “Yeni Lojistik Rotalar ve Türkiye’nin Stratejik Önemi”, “Yeşil Lojistik Uygulamaları ve Sürdürülebilir Ulaşım”, “Yeni Nesil Ulaşım ve Dijital Çağda Ulaştırmanın Geleceği” konularında kayda değer politika önerilerinin oluştuğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını gerçekleştirdiği özel oturumla başlayan programın bu son gününde, tüm katılımcıların katkılarıyla sonuç bildirgesi hazırlanmış durumdadır.” dedi.
Fuat Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu’nun az önce detaylarını paylaştığı bildirgenin hayırlı olmasını diliyor, 2053 hedeflerimize giden yolda bizlere ışık tutacağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri gibi ‘Dün bir vizyon, bir hedef olarak ifade ettiğimiz başlıkların çoğu, bugün tamamlanmış projeler olarak önümüzde duruyor.’ Sizler ulaştırma, lojistik ve haberleşme yatırımlarımızla sağlanan ilerlemeleri şura boyunca zaten ele alarak tüm yönleriyle tartıştınız. Bugüne kadar gerçekleşen şuraların sonuçlarını yatırım ve projelerimize yansıttığımız gibi buradan çıkan politika önerilerini de önümüzdeki dönemde somutlaştırarak hayata geçireceğiz.”
“Küresel tedarik zinciri, Asya-Pasifik ağırlıklı bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır”
Küresel tedarik zincirinin, Asya ve özelikle Çin’e bağımlı bir küresel tedarik ağından, Türkiye gibi üretim kalitesini ve lojistik becerisini kanıtlamış olan ülkelere yöneldiğinin altını çizen Oktay, “Şuranın ilk gününde ağırlıklı olarak ele alındığı gibi Kovid salgını sebebiyle küresel tedarik zinciri, Asya-Pasifik ağırlıklı bir yapıdan uzaklaşmaya başlamıştır.” dedi.
Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“Aslında salgın öncesi kendini gösteren ticaret savaşları ve korumacı yaklaşımların da etkisiyle pek çok küresel şirketin ‘tedarikte ağ zenginleştirmesi’ stratejisi izlediğini söylemek mümkündür. Bizim salgın öncesi dönemde de salgın sürecinde de her zaman söylediğimiz bir şey vardı. Krizleri fırsata çevirmek ve avantajlarla yolumuza devam etmek. İş dünyamızla bir araya geldiğimiz her platformda bunu vurguladık. Halihazırda bölgesel bir üretim ve lojistik üssü olarak küresel bir hub’a dönüşmeyi hedefliyoruz dedik. Bu hedefi belirlerken üretim kapasitemize, iş gücümüze ve sanayimize güvendiğimiz kadar lojistik imkanlarımıza ve mobilite becerilerimize de güvendik.”
“Güvenilir bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız”
Üst üste kırılan ihracat ve sanayi üretimi rekorlarının da bu sayede, lojistik altyapısı ve ulaşım avantajlarının etkisiyle kazanıldığını söyleyen Oktay, şöyle devam etti:
“Dijitalleşmede elde ettiğimiz kazanımlar lojistik ve ulaşım ağlarımızla birleşince rekabetçi üstünlük olarak sanayi ve ticaretimize yansımaktadır. Yeni ticaret rotası halkalarını Türkiye’de birleştiren, Türkiye’nin lojistik, ulaştırma ve haberleşme altyapısı yani Cumhurbaşkanımız liderliğinde ülkemizin dört bir yanında yükselen mega eserler olmuştur.
Durmadan artan bölünmüş yol ağımız ve otoyol uzunluğumuz, şehirleri birbirine bağlayan köprüler, viyadükler, demir İpekyolu Türkiye hattımız, 127 ülkeye ulaşan hava ağımız ve büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan limanlarımız sayesinde güvenilir bir üretim güzergahına dönüşmüş durumdayız.”
“Ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz”
Geçen günlerde gerçekleştirilen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu toplantısında Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanının taleplere yetişemediklerini ifade ettiğini hatırlatan Oktay, “Bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak ticaret ve lojistik koridorlarımızın gelişimi için çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
Şuranın sonuç bildirgesinde de vurgulandığı gibi dijital dönüşümün ulaştırma ve haberleşme alanına etkilerini son derece önemsediklerini, ulaşımda geleceği çığır açan teknolojilerle kurguladıklarını vurgulayan Oktay, “Sahip olduğumuz altyapıyı otonom yol ve araçlar, akıllı ulaşım sistemleri, ulaşımda bulut bilişim, data hub uygulamaları ve depo otomasyonu gibi teknolojilerle donatarak jeo-stratejik avantajlarımızı dijital çağa taşıyacağız. Pek çok alanı kapsayan bu hedefe tüm Bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımız ile odaklanmış durumdayız.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının sektör sektör dijital dönüşüm destekleri verirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının coğrafi bilgi sistemleri altyapısını zenginleştirdiğini aktaran Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm ofisimiz yapay zeka uygulamaları ve büyük veri gibi konuları çalışırken, Ticaret Bakanlığımız gümrük işlemlerini tamamen çevrim içi ortama taşıyor.” bilgisini verdi.
“Öncü ülke konumuna geleceğimize yürekten inanıyorum”
“Ulaştırma altyapımızı bugünden, uçan arabalara bazıları inanmasa bile insansız kara, hava ve deniz araçlarına ve akıllı kent sistemlerine hazırlayan plan ve programlarını çalışıyoruz.” diyen Oktay, savunma sanayiinde elde edilen başarılar nasıl bir ekip çalışmasının sonucuysa, ulaşım ve haberleşme teknolojilerindeki ilerlemenin de ekip çalışmasıyla sağlanacağını söyledi.
Fuat Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İşte o ekibin doğal üyelerini şuan bu salonda görüyorum, bugüne kadar ulaşım ve haberleşme alanlarında sağladığımız başarının mimarları burada. Şura sonuç bildirgemiz gösteriyor ki yeşil lojistik, sıfır emisyonlu ulaşım çözümleri ve akıllı altyapı gibi alanlardaki duyarlılığınızla, yarının başarıları da yine sizlerin imzasını taşıyacak. Özel sektör, kamu ve üniversite iş birliğinin oluşturduğu sinerjiyle ulaşım ve haberleşmede olduğu gibi ulaştırma ve haberleşme teknolojilerinde de öncü ülke konumuna geleceğimize yürekten inanıyorum.”
“İklim değişikliği gerçeğini göz ardı etmiyoruz”
Şurada, yeşil lojistik ve yeni nesil ulaşım gibi çevre farkındalığı içeren gündemlerin ele alınmış ve sonuç bildirgesinde önemli yer ayrılmış olmasının takdire şayan olduğunu vurgulayan Oktay, “Kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşımında ağlarımızı sürekli geliştirip, haberleşme ve uydu altyapımızı güçlendirirken iklim değişikliği gerçeğini göz ardı etmiyoruz.” dedi.
Oktay, iklim krizine ilişkin araştırmaların, krizin yıkıcı etkilerinden kaçınabilmek için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya azaltmak, 2050 yılına kadar ise tamamen sıfırlamak zorunda olunduğunu gösterdiğini aktararak, şunları söyledi:
“Tüm insanlık için kırmızı alarm anlamına gelen bu öngörüler, ulaşım başta olmak üzere tüm politikalarımızı iklim değişikliği risklerine göre planlamamızı gerekli kılmakta. Bu gereklilik, kamudaki karar alıcıların yanı sıra özel sektörün pek çok alanını da yakından ilgilendirmektedir. Carbon Tracker tarafından yayınlanan ‘Hayatta Kalmak İçin Uyum Sağlamak’ başlıklı rapora göre, petrol ve doğal gaz şirketlerinin iklim değişikliğini önleme hedeflerine uymaması durumunda, 10 yıl içinde 1 trilyon dolar kaybetme riski olduğu hesaplanmaktadır. Bu vesileyle ‘Net Sıfır Karbondioksit Emisyonu’ taahhüdü vererek karbon ayak izlerini yönetme ve azaltma çalışmalarına dahil olan İstanbul Havalimanımızın tüm çalışanlarını tebrik ediyor, emsallerine örnek olmasını diliyorum.”
2050 yılına kadar küresel ısınmayı 2 santigrad derecenin altında tutmak ve ideal olarak da 1,5 santigrad derece ile sınırlamak yönünde Türkiye olarak güçlü bir irade ortaya koyduklarını ve Paris Anlaşması’nın Meclis’te kabul edildiğini belirten Oktay, şunları söyledi:
“Bir kez daha ülkemiz ve insanlık için hayırlı olmasını diliyorum. Net Sıfır Emisyon hedefi 2053 vizyonumuzda yerini alırken iklim politikalarında da yeni bir boyuta geçmiş durumdayız. Bundan sonraki süreçte ulaştırma, enerji, tarım ve çevre şehircilik başta olmak üzere tüm alanlarda iklim politikamızla uyumlu yapılarla birlikte yeni eylem planları hayata geçireceğiz.”
“Önerilen hususların hayata geçmesinin takipçisi olacağız”
“Türkiye Ulaştırma Politikası Strateji Belgemizi de yine bu çerçevede güncelleyeceğiz” diyen Oktay, Türkiye’nin ve gezegenin yarınlarını düşünerek sürdürülebilir, verimli ve akıllı çözümlere odaklanacaklarını bildirdi.
Mega projelerden biri olan Kanal İstanbul projesini iklim ve çevre dostu bir perspektifle hayata geçireceklerini, bölgesel ulaşım paradigmalarını değiştireceklerini söyleyen Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“2021’den 2053’e dönük ulaştırma ve haberleşme vizyonumuz, yeşil lojistik, verimli mobilite ve yerli-milli dijitalleşme olacak. Şura Sonuç Bildirgesinde yer aldığı gibi, ulaştırma ve lojistikte akıllı ve sürdürülebilir hareketlilik için bu alanlarda dijitalleşmeyi yükselteceğiz. Uydu-fiber-mobil geniş bandı yaygınlaştıracak, 5G gibi teknoloji altyapısı yatırımlarını artıracağız.
Ulusal MaaS (Mobility as a Service) uygulaması geliştirerek ülkemizin her yerinde ‘lokasyon, tarife ve ücret entegrasyonu’ sağlayacağız. Tarım, Sanayi ve Ticaret Stratejik Planları ile Lojistik Ana Planını uyumlu hale getirecek, tedarik zinciri bazlı kümelenmelerde iş birliğini artıracağız.”
Tüm ulaştırma modlarında kazaları en aza indirmek ve seyahat güvenliğini sağlamak için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştıracaklarını aktaran Oktay, “Tüm ulaştırma ve haberleşme paydaşlarını ‘sürdürülebilir ulaşım’ yaklaşımına ve yeni nesil ulaştırma hedeflerimize hem bireysel hem de kurumsal olarak destek vermeye davet ediyorum. Ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik konumunun ulaşıma sağladığı avantajları en etkin şekilde birlikte fırsata çevirecek, haberleşme teknolojilerinde ortak çabalarla öncü rol üstleneceğiz. Sonuç bildirgesinde önerilen hususların hayata geçmesinin Cumhurbaşkanımız liderliğinde takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.