Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, vesayet sistemlerini geri getirmek isteyenler, Türkiye’nin kalkınmasından, gelişmesinden, ilerlemesinden rahatsız olan iç ve dış mihraklar olduğunu belirterek, “Gerektiği zaman terör örgütleriyle kol kola girip, dışarıdan doğrudan müdahaleleri yapıp bu ülkenin önüne engel koymak isteyenler, eskiden olduğu gibi öyle gizli kapaklı işler çevirmiyorlar, açıktan konuşuyorlar.” dedi.
Oktay, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışanın, emekçinin, memurun, işçinin yanında olduğunu net şekilde ifade ettiğini söyledi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 1 Mayıs’ın bayrama, birlik ve beraberliğin sembolüne dönüştüğünü belirten Oktay, “Emekçinin, memurun, işçinin güçlenmesi, refah düzeyinin arttırılması, şartların daha da iyileştirilmesi anlamında bir bayrama dönüştü. Bugün o bayramı kutluyoruz.” diye konuştu.
“Tek yumruk oluruz”
Oktay, Memur-Sen’in geçmişten bu yana vesayetlere karşı demokrasi mücadelesi verdiğini ve dik durduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
“Bugün de aynı vesayet sistemlerini geri getirmek isteyenler var. Türkiye’nin kalkınmasından, gelişmesinden, ilerlemesinden rahatsız olan iç ve dış mihraklar var. Gerektiği zaman terör örgütleriyle kol kola girip, dışarıdan doğrudan müdahaleleri yapıp bu ülkenin önüne engel koymak isteyenler, eskiden olduğu gibi öyle gizli kapaklı işler çevirmiyorlar, açıktan konuşuyorlar. Hatta devlet başkanları açıktan konuşuyor. Ne diyorlardı? ‘Eskiden iktidarları değiştirmek istediğimiz zaman askeri vesayet sistemlerini devreye sokardık. Artık onların işe yaramadığını gördük başka şekillerde devreye sokmanın yollarını arayacağız.’ Bunu hatırlıyorsunuz, kim olduğunu da, ne zaman bu açıklamanın yapıldığını da hatırlıyorsunuz.
Biz bu mücadelede bu tür müdahaleleri kabul eder miyiz? Biz istiklalimizden ve istikbalimizden ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyen bir milletiz. Bizi seçim dönemi veya başka bir dönemde farklı şekilde görme arzusunda olanlar şunu bilsinler. Söz konusu Türkiye’nin çıkarları olduğunda tek yumruk oluruz. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, milletiyle, ülkesiyle, vatandaşıyla, emekçisiyle, işvereniyle birlikte tek yumruktur ve tek yumruk olmaya da devem edecektir. Ve bu tüm sektörlerde de böyle olacaktır.”
– “Savunma sanayi buradan çıktı”
Oktay, dış politikada bağımsızlık istedikleri için savunma sanayisini öncelediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Çünkü gördük ki terör örgütleri vesayet odaklarının ülke yönetimlerini baskı altına almak için kullandıkları bir enstrüman, başka bir şey değil. Siz onlarla mücadele etmek istediğinizde ne oluyor? ‘Silah vermem’ diyor. ‘Versem bile şu terör örgütüyle mücadelede kullanamazsın’ diyor. Neden alacağım o zaman silahını? ‘Veririm ama dış politikada şöyle davranacaksın. İç politikada böyle davranacaksın. Gel bakalım bunda bir anlaşalım’ diyor. Recep Tayyip Erdoğan ne dedi? ‘Dur’ dedi. ‘Dünya beşten büyüktür’ dedi. ‘Sizinle hangi konuyu konuşuyorsak onun dışına çıkma haddiniz de yetkiniz de yoktur.’ dedi. IMF ile NATO ile Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya veya Çin ile de masaya oturduğunda da bunu söyledi. Bundan rahatsız olanlar oldu. Biz de dedik ki o zaman kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Savunma sanayi buradan çıktı. Beraberinde hem terör örgütleriyle mücadeledeki başarıyı hem de dış politikadaki bağımsızlığı ve dik duruşu getirdi.”
“Başkalarına aratıyorduk”
Millet İttifakı’nın eski vesayetçi sistemleri tekrar yürürlüğe koymak için “ağababalarına söz verdiğini”, buna karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Milletim benimle birlikte olduğu sürece, emekçim benimle birlikte olduğu sürece, işverenim, vatandaşım benimle olduğu sürece, ne pahasına olursa olsun Türkiye dik durur, ben dik dururum.” dediğini belirten Oktay, şöyle konuştu:
“Biz bu sözümüzü tuttuk mu? Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşuna şahit misiniz? İşte sizlerle birlikte dik durdu. Tüm sektörlerde aynısını yaptık. Gördük ki enerji bağımsızlığı aynı sıkıntı, yani savunma sanayinde olandan farklı bir şey değil. Türkiye dışa bağımlı mı enerjide? Bağımlı. Biz yıllarca enerjiyi gerek karada gerek denizde gerek tüm ilgili sahalarda aradık mı? Aradık. Bulabildik mi? Bulamadık. Niye bulamadık? Çünkü kendi imkanlarımız yoktu. Başkalarına aratıyorduk. Ne zaman ki kendi filolarımızı kurduk, kendi mühendislerimizle ekiplerimizi oluşturduk, kendi analiz yöntemlerimizi kullandık, baştan sona kendimiz yapmaya başladık. Ne oldu? Karadeniz’de doğal gazı bulduk mu? Bulduk. Gabar’da, terörün merkezinde petrolü bulduk mu? Dün terörle anılan Gabar ve Şırnak, bugün petrol üreticisi bir şehir ve mekan haline geldi. Yani refahın sembolü oldu. Terörden çıkıp, 2200 metre derinlikten gazı çıkardık mı? Kendi mühendisimiz ve kendi teknolojilerimizle 170 kilometre taşıdık mı denizin altından? Getirdik karaya. Şimdi sizin evlerinize geliyor. 24 Nisan-31 Mayıs arasında da kullandığınız, ısınma dahil her türlü doğal gaz faturası ücretsiz dedik.”
Oktay, bunun da ötesinde, Türkiye’nin enerjideki bağımlılığını bitirmek istediklerini ve bir enerji üssü olmasıyla ilgili çalışmaya başladıklarını ancak muhalefetin bundan rahatsız olduğunu dile getirerek, “Dün seksen yıl önce Nuri Demirağ’a yapılanın yani uçaklarını yaptığında İspanya’ya, Mısır’a, Irak’a ihraç ettiğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine soktuğunda, kendi uçak fabrikalarını yaptığında, nerede Atatürk Havalimanı’nda. Birdenbire İsmet İnönü’nün uçakların ihracatını yasakladığı, Türk Silahlı Kuvvetlerine olan siparişleri iptal ettiği, Atatürk Havalimanı’ndaki fabrikalarını kapattığı ve iflas ettirdiği Nuri Demirağ… Unutmamak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Benim işçimin alın teri var”
80 yıl sonra da aynı zihniyeti gördüklerini belirten Oktay, şöyle konuştu:
“Dedelerinden babalarından aldıkları mirası aynen devam ettiriyorlar demekle bunu kastediyorum. Burada alın teri var. Benim işçimin alın teri var. Emekçimin alın teri var, mühendisimin alın teri var. Bunu yedirecek miyiz size? Yıllarca Devrim otomobilini düşünün. Bunları özellikle söylüyorum. Bunların her birisi farklı sektörler ama o farklı sektörlerdeki ürünleri ayağa kaldıran, tasarımından en nihai ürün haline getiren sizlersiniz. Siz çok kıymetli emekçilerimizsiniz. Ve bunun, açık söylüyorum işçi memur ayrımı da yok. Orada çalışan kardeşimiz işçi ise şunu unutmayın ki sizin burada verdiğiniz memurlar olarak o emek olmasa o ürünler yine hayata geçmez. ‘Bu bir birlik ve beraberlik dayanışma duygusu’ dediğimizde bunu kast ediyoruz. Hep birlikte Türkiye’yiz biz ve inşallah çok daha ilerilere götüreceğiz ama hep birlikte.”
Oktay, her yere, muhalefetin, ‘Mümkün değil. Siz kim, bunu yapmak kim?” dedikleri Togg ile gittiklerini dile getirerek, “Aslında ‘Siz kim dedikleri’ aynaya baktıklarında kendilerini görüyorlar. Eğer benim mühendisimi, benim memurumu, benim işçimi görse ülkemizi ve milletimizi görse gurur duyacak. Kendisine de özgüveni gelecek ama baktığında, aynadaki gördüğü vesayetçi ağababasının, kendisine, kendi kulaklarınla fısıltısını duyuyor ‘Sen kim bunu üretmek kim’ diye.” ifadelerini kullandı.