Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Eğitim Bakanlığınca 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında 81 ilden lise öğrencilerinin katılımıyla çevrim içi düzenlenen toplantıya Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Oktay, “Milletimizin istiklal meşalesini 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’mızın tüm kahramanlarını rahmetle, şükranla yad ediyorum.”dedi.
O meşalenin ışığının Samsun’dan doğup Amasya’ya, oradan Erzurum’a, Sivas’a ve tüm Anadolu’ya dalga dalga yayıldığını belirten Oktay, 30 Ağustos’ta şanlı bir zaferin, 23 Nisan’da milli egemenliğin ve 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu aydınlatanın da yine 19 Mayıs ruhu olduğunu söyledi.
“19 Mayıs da şanlı dönüm noktalarımızdan birisi”
“Bayrağımızın gönderde özgürce dalgalanması için yakılan meşaleyi bugün gözlerinizde görmekten, sizlerle o ruhu hissetmekten mutluluk duyuyorum.” diyen Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
“2200 yılı aşkın devlet geleneğimizde yüreğimizle ve bileğimizle hakkını verdiğimiz nice zaferler, istiklal uğruna verdiğimiz nice mücadele bulunduğunu biliyorsunuz. Medeniyetlerin gözbebeği Anadolu coğrafyasını yüzyıllardır vatan bilmemizin gerisinde büyük bir birikim, mücadele ruhu ve hürriyete bağlılığımız bulunuyor. 19 Mayıs da şanlı dönüm noktalarımızdan ve bu birikimin en değerli halkalarından birisi. Tarih boyunca hangi başarımıza bakarsak bakalım mutlaka bir gencin dokunuşunu ya da ön saflarda gençlerin olduğunu görüyoruz.
Bizim gençlerimiz 26 Ağustosların, 29 Mayısların, 18 Martların ve 15 Temmuz’un cesur kahramanlarıdır. Sizler 30’larında Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 20’li yaşlarda boyunun başına geçmiş Osman Bey’siniz. Gemileri karadan yürüten Fatih, Çanakkale’de hiç düşünmeden cepheye koşan on beşlisiniz. 19 Mayıs ruhunu taşıyan sizler gibi gençlerimiz, üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle ‘Kim var diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert, ben varım cevabını veren, her ferdi benim olmadığım yerde kimse yoktur fikrini besleyici dava ahlakına kaynak bir gençlik’tir. ‘Kökü ezelde ve dalı ebedde bir gençlik’tir.”
“Sizleri hem bugünümüz hem geleceğimiz olarak görüyoruz”
Milli Teknoloji Hamlesini adım adım başarıya taşıyan, Milli Uzay Programı’na öncü olanların bir zamanlar lise sıralarından geçtiğini hatırlatan Oktay, “Biz sizleri sadece istikbalimiz olarak değil hem bugünümüz hem geleceğimiz olarak görüyoruz.” dedi. Oktay, şöyle konuştu:
“Biz sizlere baktığımızda Ahmet Hamdi Tanpınarlar, Aziz Sancarlar görüyoruz. Aranızdan hem başarıları hem de ilkeli duruşuyla örnek olan yeni Mesut Öziller, Rıza Kayaalpler, ufuklar açan Fuat Sezginler çıkacağına inanıyoruz. SİHA’ları tasarlayıp uçuranlar ya da ilk yerli otomobilimiz TOGG’un mutfağında yer alanlar sizler gibi gençler değil mi? Hepsi de bir zamanlar Gümüşhane’den Vildan kardeşim senin gibi, Batman’dan Rıfat kardeşim senin gibi ya da Bilecik’ten Orçun kardeşim senin gibi ülkemize dair hayalleri olan lise öğrencileriydi.
Yozgat’tan aramıza katılan Aybüke kardeşim ben de bir zamanlar senin gibi Yozgat Çekerek’te bir lise öğrencisiydim. Milli Eğitim Bakanımız da, Sayın Cumhurbaşkanımız da bir öğrenciydi. İyi bir üniversite eğitimi almak, ufuk açıcı projelerde çalışmak, memleketimin ve ülkemizin ve gönül coğrafyamızın gelişmesine, kalkınmasına katkı vermek yönünde hedeflerim vardı. Hamdolsun Rabbim kısmet etti, bu yönde gayret etmeye devam ediyoruz. İnşallah sizleri de hem ailenize hem de ülkemize çok daha fazla katma değerler sağlarken göreceğiz, buna yürekten inanıyorum.”
“İnanırsanız ve çalışırsanız mutlaka başarırsınız”
Rekabette öne çıkmanın yolunun asla pes edip kenara çekilmekten değil, daha çok çalışmaktan, hayallere, ideallere ve hedeflere daha sıkı şekilde sarılmaktan geçtiğini belirten Oktay, “Unutmayın ki hayalleriniz ile hakikatler arasında sadece azminiz kadar mesafe vardır. İnanırsanız ve çalışırsanız mutlaka başarırsınız.” vurgusu yaptı.
Fuat Oktay, bu mesafeyi kısaltacak yegane unsurun çaba olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Artan nüfus ve salgınla değişen şartlar, rekabetin çıtasını sürekli yükseltiyor. İnanıyorum ki pek çoğunuz gelecekte üzerinde uzmanlaşacağı alanı belirledi veya belirlemeye çalışıyor. Bunun yanında da sosyal becerilerini geliştirmeye devam ediyor. Bildiğim kadarıyla aranızda sivil toplum gönüllüleri, sanatkarlar ve genç mucitler var. Bir taraftan yabancı dilden teknoloji okuryazarlığına kendinizi farklı alanlarda geliştiriyor bir taraftan da ülkemizde ve bölgemizde yaşanan gelişmelere dair farkındalığınızı yükseltiyorsunuz. Takip ediyorsunuz değil mi? Dağlık Karabağ’da verilen mücadeleyi, Suriye’nin durumunu, Irak’ta Yemen’de yaşananları biliyorsunuz? Keşmir’in, Myanmar’ın, Filistin’in acılarını sizler de yüreğinizde hissediyorsunuz. Köklü tarihimizin bizlere yüklediği misyonla gönül coğrafyamızla olan bağlarımızı, mazlum ve mağdurların umudunu ülkemize bağladığını görüyorsunuz.”
Gazze’de, Şeyh Cerrah’ta yaşananların ortada olduğunu söyleyen Oktay, “Bugün Filistin’de devlet terörü uygulayan İsrail tarafından tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık katliamı yapılıyor. Sivillerin başlarına bombalar yağarken çocuklar, gençler ve kadınlar ölüyor, öldürülüyor. Şehit olan o yavrularımızı, genç fidanları gördükçe içimiz yanıyor.” dedi.
“Türkiye olarak biz yine mazlumların umudu, sessizlerin sesi olacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde güçlünün değil haklının hakkını aldığı bir dünya için her platformda çaba göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Oktay, “Eminim sizler de Filistin’den gelen görüntüleri gördükçe kahroluyor, bu adaletsizliği içinize sindiremiyorsunuz.” diye konuştu. Fuat Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
“Peki insanlık onurunu açıkça çiğneyen ve zulme doymayan İsrail’i ne durduracak? Bağımsız bir Filistin’de huzur içinde yaşamak, oradaki çocukların, gençlerin hakkı değil mi? Bağımsızlığa gönülden bağlı bir millet olarak, istiklal için 19 Mayıslara imza atmış, tehditlere asla boyun eğmeyen Türkiye olarak biz yine mazlumların umudu, sessizlerin sesi olacağız. Bunu birlikte başaracağız. Bu çabalar ve verdiğimiz mücadele sizlerle katlanacak, 2053’e ve 2071’e taşınacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Geçtiğimiz 19 yılda yapılan seçilme yaşının 18’e düşürülmesi ve üniversiteye girişlerde katsayı adaletsizliğinin kaldırılması gibi adımlar sizlere duyduğumuz güvenin göstergeleridir. Bu şartsız güvenin karşılığında sizlerden beklentimiz, Türkiye’nin kalkınmasına ve yükselişine vizyonunuzla ve enerjinizle en güçlü katkıyı vermenizdir. Tarihimizdeki sayısız yeniden diriliş tarihlerinden birisi olan 19 Mayıs’ı tam anlamıyla idrak ederek 19 Mayıs ruhunu yaşatacağınıza yürekten inanıyorum. Bugüne kadar daima gençleri desteklemiş kadrolar olarak bizler her zaman sizin yanınızdayız. Eğitimde kalitenin yükseltilmesinden istihdam imkanlarının artırılmasına, sosyal faaliyetlerden genç girişimci desteklerine tüm imkanlarımızla hepinizi donatmayı sürdüreceğiz.”
“Bizim de katkı vermemiz gerektiğine inanan bir nesildik”
Toplantı sonrası öğrencilerin sorularını cevaplayan Oktay, bir öğrencinin “Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi çok önemli bir görevdesiniz? Kariyerinizin bu noktasına gelene kadar gençlik yıllarından bugünlere nasıl bir yol izlediniz ?” sorusu üzerine, “Maddi anlamda bir makam, mevki şeklinde kariyer planı hiç aklıma gelmedi. Bugün de böyle bir düşüncem yok. Dün de olmadı.” karşılığını verdi.
Hayatı boyunca kendi gelişimine önem verdiğini vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
“Bazı bilinçli tercihlerim vardı. Zengin bir aileden gelmiyordum. Yozgat, Çekerek imkanlar son derece dardı. O hayallerimizi gerçekleştirebileceğimiz yerel imkanların olmadığını görünce eğitim boyutu bilinçli seçtiğimiz bir alandı. Bizi besleyen kaynaklar aslında bize bir misyonu da yüklüyordu. Bir istiklal mücadelesinden bir istikbal mücadelesine dönüşen bir Türkiye’de bizim de katkı vermemiz gerektiğine inanan bir nesildik biz. İmkanlarımız da hiç yoktu aslında. Sizin imkanlarınız bize göre çok çok ileride. Şanslısınız dolayısıyla ben inanıyorum ki sizin hayalleriniz de bizim çok çok ötemizde. Bu süreçlerde siz bizden çok ileridesiniz. Beni yönlendiren ve motive eden gönül coğrafyamıza yapacağım hizmetler oldu. Uzmanlaşmada Türkiye’de değil de benim hayalimde biraz da global boyutta sınırların ötesinde hep bir rekabet vardı. O rekabette şahsımla ilgili değil ülkemin rekabette haklı yerde olması gerektiğini düşünenlerdendim.”