Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 1. Su Şurası Kapanış Merasimi’nde konuşan Oktay, suyun dünya üzerindeki tüm canlılar için vazgeçilemez temel kaynak olduğunu belirtti.
Oktay, suyun bugüne kadar uygarlıkların kurulmasını, gelişmesini ve yaşayabilmesini şekillendiren ana unsurlardan birisi olduğuna işaret ederek, “Su kaynaklarına sağlıklı ve güvenilir bir şekilde erişilebilmesi bugün de insanlığın hayati önceliklerinden birisidir.” diye konuştu.
Dünya nüfusunun giderek artması ile insanların suya olan taleplerinin mevcut kaynaklar üzerindeki baskıyı arttırdığını belirten Oktay, su arzının bu talebi karşılamakta yetersiz kaldığını vurguladı.
“BM Dünya Su Gelişimi Raporu’na göre dünyada toplam su miktarı 1,4 milyar kilometreküptür ve bu suyun sadece yüzde 2 buçuğu tatlı sudur” diyen Oktay, insanoğlunun erişebildiği su kaynaklarının ise dünyadaki su varlığının sadece 10 binde 22’sine denk geldiğinin altını çizdi.
“Mevcut su kaynaklarının korunması daha da kritik bir hal almıştır”
Mevcut su kaynaklarının korunmasının ve alternatif su kaynaklarının geliştirilmesinin önemine değinen Oktay, “Ekolojik çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması ve sürdürülebilir su politikalarının oluşturulması, iklim değişikliği etkilerinin fazlasıyla hissedildiği günümüzde daha da kritik bir hal almıştır.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böyle bir ortamda ‘su’ meselesini odağına alan bu kapsamlı şuranın gerçekleştirilmesi ve 7 aylık yoğun çalışmalar sonucunda oluşturulan sonuç bildirgesi son derece kıymetlidir. Bizler, ‘Su gibi aziz ol’ diyerek, suyumuzun değerini çok iyi bilen, suyun kıymetini insanımızla özdeşleştiren bir milletiz. İnancımız, suyu nimet bilerek, her damlasına kıymet vermemizi ve asla israf etmememizi söylüyor. Kur’an-ı Kerim, Hac suresi, 63. ayetinde mealen ‘Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeşil donatıldı. Şüphesiz Allah lütfedicidir, her şeyden haberdardır’ buyuran Rabb’imizin ilahi mesajının bilincindeyiz. ‘Akan bir nehirden bile abdest alıyor olsan yine de suyu israf etme’ diye emreden bir Peygamberin ümmetiyiz.
Bu emri kendimize rehber edinerek suyumuzu daha fazla korumak ve tasarruflu kullanmak için daha etkin politikalar uygulamaya kararlıyız. Türkiye olarak kurak ve yarı kurak bir coğrafyada bulunuyoruz. Yıllık yağış ortalamamız maalesef düşük ve son dönemde meteorolojik kuraklığın yanında, tarımsal kuraklık riskini de ciddi şekilde hissetmeye başladık. Hükümetler Arası İklim Değişikliği (IPCC) panelinin son raporunda; çeşitli iklim değişikliği senaryolarına göre, ülkemizin güney kesimlerinde kış yağışlarının yüzde 5 ila 20 arasında, yaz yağışlarının ise yüzde 10 ila 40 arasında azalabileceği öngörülüyor.”
“Sulama sektörü yatırımlarını 2,5 katına çıkarttık”
Kullanılabilir su potansiyelinde, ilerleyen zamanlarda azalmalar yaşamamak için önlemlerin bugünden alınması gerektiğini vurgulayan Oktay, kaynaklardaki her bir damla suyu değerlendirmek için yoğun gayret içinde olunduğunu aktardı.
Fuat Oktay, şöyle devam etti:
“Tüm illerimizin uzun vadeli su içme ve kullanma ihtiyacını hesaplıyor ve buna göre planlarımızı hayata geçiriyoruz. Bugün Türkiye, güvenilir içme suyu hizmeti kullanan nüfus oranında, yaklaşık yüzde 99 gibi, gelişmiş birçok ülkenin üzerinde çok iyi bir seviyeye ulaşmıştır. Ayrıca tarımda verimli su kullanımı sağlayan basınçlı sulama konusunda çiftçilerimizi bilgilendiriyor; sulama konusunda kredi ve hibe destekleriyle çiftçimizin maliyet yükünü azaltıyoruz. 2021 yılında DSİ’nin sulama sektörü yatırımlarını 2,5 katına çıkarmıştık. Dün de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başlayan bütçe görüşmelerinde bu yatırımları 2022 yılında da yüzde 37 arttırarak 12,2 milyar liraya yükselteceğimizi kamuoyuyla paylaştık.”
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı İklim Değişikliği Başkanlığı kurulacağını açıkladığını hatırlatarak, başkanlığın iklim değişikliği ile mücadelenin de bir parçası olarak su havzalarının geliştirilmesine yönelik ulusal ve bölgesel düzeyde önleyici ve proaktif politikalar geliştireceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Mavi altınımız su kaynaklarımızın verimini ve bereketini artırmak için gayret göstermeye devam edeceğiz. Şura vesilesiyle su kaynağı yönetimi konusunda yönümüzü geleceğe çevirerek su alanında vizyonumuzu ve hedeflerimizi ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.
Su Şurası’nın 29 Mart’ta başladığını hatırlatan Oktay, sürecin, su kaynaklarının yönetimi ve sürdürülebilirlikle ilgili uzmanlar, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenler gibi pek çok kesimin katkılarıyla sonuçlandığını söyledi.
Oktay, “Birinci Su Şurası Sonuç Bildirgesi’nin topraklarımızın bereketi ve Türkiye’nin geleceği için hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki ay İskoçya’da yapılacak 26. Taraflar Konferansı’nda ülkemizin elini güçlendirecek bir politika belgesi olduğuna inanıyor, tüm katkı verenlere teşekkür ediyorum. Sonuç bildirgesinde yer alan her bir maddede bulunan hedefler, eylemler ve faaliyetler sıkı bir şekilde takip edilecektir.” sözlerini sarf etti.