Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye’nin internet erişim ve sosyal medya kullanım oranlarına ilişkin, “2021 yılı ocak ayında başladığımız araştırmamızın ilk yıl verilerine göre, Türkiye’nin internet erişim oranı yüzde 85,7, sosyal ağ kullanım oranı da yüzde 82,8 gibi yüksek bir seviyede bulunuyor. İnternete erişimi olan vatandaşların yüzde 51,8’i de internete hem kablosuz ağlar hem de mobil cihazlar üzerinden bağlanıyor. Bu istatistikler Türk toplumunun büyük bir kesiminin gündelik hayatının her aşamasında çevrim içi olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.
Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen Sosyal Ağ Haritası Projesi’nin tanıtım toplantısında, Türkiye’nin sosyal ağ hareketliliğini ve dinamiklerini ortaya koyacak yerli ve milli platformun hayırlı olmasını diledi.
Bir kısmı kar amacı güden, bir kısmı kar amacı gütmeyen, bazısı da farklı çıkar çevrelerinin arasında kalan uluslararası kuruluşların Türkiye dahil pek çok ülkeyi kapsayan internet ve sosyal ağ kullanım araştırmaları yaptığını belirten Altun, bu verilerin içlerinde bazı sorunları barındırdıklarını görebildiklerini söyledi.
Düşük örneklem sayılı, seyrek periyotlu ve çok uzun aralıklı araştırmalarla toparlanan verilerin metodolojik güvenilirliğinin sorgulanmaya açık olduğunu dile getiren Altun, “Bu araştırmaların diğer araştırmalarla ve aynı araştırmanın farklı periyotlarda kendi içinde tevili mümkün olmayacak derecede tutarsız rakamlar ve istatistiklerle yol alması da yine sorgulamaya açık bir başka durumdur.” değerlendirmesini yaptı.
Günümüzün rekabetçi dünyasında, sosyal medya ekosisteminin maddi değeri ve büyüklüğünün her gün arttığına vurgu yapan Altun, burada herhangi bir verinin ticari ve ideolojik kaygılardan tamamen bağımsız olarak üretildiğini düşünmenin oldukça iyimser bir yaklaşım olacağına işaret etti.
Mevcut şartların kamunun, akademinin, özel sektörün ve vatandaşların kullanımına sunulacak tarafsız, güvenilir ve doğru verinin üretilmesi ihtiyacını doğurduğunu aktaran Altun, bu ihtiyacı karşılamanın, akademi ve sektör kurumları ile birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın da öncelikli vazifeleri arasında yer aldığını ifade etti.
Altun, bu noktadan hareketle, hem kamu politikası üretmek hem de ilgili tüm paydaşların istifadesine sunmak için Türkiye’de internet ve sosyal ağ kullanımını detaylarıyla ölçen ve analiz eden Türkiye Sosyal Ağ Haritası platformunu hayata geçirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 19 yılda eğitimden sağlığa, ekonomiden teknolojiye, diplomasiden şehirciliğe, sosyal hizmetlerden turizme, bütün alanlarda çok büyük bir atılım içinde olduğuna dikkati çeken Altun, “Ülkemizin son 20 yılında yaşadığı gelişme, büyüme, kalkınma, örnek bir Türkiye modeli ortaya çıkarmıştır. Bu dönemin sağladığı kazanımlar sayesinde büyüyen bir ekonomik aktivitemiz, genişleyen bir uluslararası etkinliğimiz var. Genç, dinamik, eğitimli ve üreten nüfusumuz en büyük avantajımız. Haberleşme ve iletişim altyapımız da yenilikçi ve öncü yatırımlarla güçlenmeye devam ediyor. Dünyaya sunduğumuz markalarımız ve dijital kamu hizmetlerimiz hamdolsun göz dolduruyor. Bu tabloda Türkiye, dijital dönüşümde öncü ülkelerden birisi olarak ilerlemeye devam ediyor ki bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu en somut şekilde Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nde de kendisini göstermiştir.” diye konuştu.
Kamu yönetimi, özel sektör ve vatandaşların dijital imkanları yüksek verimlilikle kullandığını, dijital teknolojilerin aynı zamanda devlet ile vatandaşların arasındaki bağı ve iletişimi daha nitelikli bir hale getirdiğini kaydeden Altun, internet ortamından ulaşılan birçok kamu hizmetinin vatandaşlar için devleti çok daha erişilebilir kıldığına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı dinamik kamu yönetimi vizyonuyla internetin ve dijitalleşmenin imkanlarını sonuna kadar kullandıklarını ifade eden Altun, başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere bakanlıklardan valiliklere, yerel yönetimlerden kamunun taşra teşkilatlarına kadar devletin tüm organlarının, iletişim ve sosyal medya imkanlarından sonuna kadar istifade ettiğini söyledi.
Vatandaşların interneti ve sosyal medyayı etkin şekilde kullandığı gerçeğinin Sosyal Ağ Haritası Projesi’nde elde edilen verilere birebir yansıdığını belirten Altun, “2021 yılı ocak ayında başladığımız araştırmamızın ilk yıl verilerine göre, Türkiye’nin internet erişim oranı yüzde 85,7, sosyal ağ kullanım oranı da yüzde 82,8 gibi yüksek bir seviyede bulunuyor. İnternete erişimi olan vatandaşların yüzde 51,8’i de internete hem kablosuz ağlar hem de mobil cihazlar üzerinden bağlanıyor. Bu istatistikler Türk toplumunun büyük bir kesiminin gündelik hayatının her aşamasında çevrim içi olduğunu ortaya koyuyor. Salgın sürecinde vatandaşlarımızın çevrim içi olma süreleri ve çevrim içi aktiviteleri de arttı. Sosyal Ağ Haritası kapsamında periyodik olarak yapılan anketlerde, özellikle tam kapanma dönemlerinde internet erişim oranının yüzde 91’e, internetten alışveriş oranının da yüzde 54’e yükseldiği gözlendi. Elbette bu istatistikler de göstermektedir ki toplumumuz sosyal ağları oldukça yaygın bir alanda ve yüksek bir oranda kullanıyor.” dedi.
Yerli ve milli sosyal medya platformlarının daha fazla tercih edilmesi noktasında zaman zaman çağrı yaptıklarını hatırlatan Altun, bu noktada özellikle özel sektörün bu alana daha fazla yatırım yapmasının Türkiye’nin artan itibarına ve ulusal güvenliğine katkı sunacağına dikkati çekti.
“Dijital evreni ‘siber vatan’ olarak tanımlıyoruz”
Farklı yaş gruplarının sosyal ağ kullanım istatistiklerinin toplumun neredeyse tamamının sosyal ağları günlük hayatının bir parçası yaptığını gösterdiğini ifade eden Altun, “Sosyal Ağ Haritası’nın 2021 verilerine göre, 15-17 yaş arası gençlerimizin yüzde 98’i internete erişimi olan toplum kesimleri. İnternet erişimi olan gençlerimizin yüzde 93’ü de en az bir sosyal ağ mecrasını kullanıyor. İnternete erişim oranları yaş ilerledikçe görece düşse de nihai rakamlar elbette oldukça yüksek. İnternete erişim oranlarının yüksekliğinde, hiç şüphesiz hükümetimizin yaptığı altyapı yatırımlarının ve dijitalleşme reformlarının büyük bir katkısı vardır. Bu anlamda gerek geleneksel medya, gerek sosyal medyanın altyapısının geliştirilmesi noktasında, bu alanlarda yapılan yatırımların kapsamı noktasında Türkiye çok ileri bir noktadadır. Bu anlamda yapılan yatırımlar çok net şekilde Türkiye’yi pozitif olarak ayrıştırmıştır.” dedi.
Sosyal ağların kullanımının yaygınlığı ve sağladığı imkanlar her geçen gün artarken, bu alanın bünyesinde barındırdığı çeşitli tehditler ve sorunlarla da karşı karşıya kaldıklarını aktaran Altun, şöyle konuştu:
“Keşke her şey teknolojik iyimsercilerin söylediği gibi teknolojiyle birlikte sosyal ve bireysel hayatlarımızı sadece iyileştirse. İnternet ve sosyal ağ mecralarında vatandaşlarımızın hukukunu korumak için kanuni düzenlemeler dahil pek çok çalışmaya imkanlarımız ölçüsünde katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu vesileyle bu mecraların ruhuna uygun özgürlükçü tutumu devam ettirirken, vatandaşlarımızın hukukunun çiğnenmesine ve kamu düzenin bozulmasına müsaade etmeme kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. “
Diğer tüm iletişim mecralarında olduğu gibi internet ve sosyal ağ mecralarında da kamu faydası, kamu düzeni ile hak ve özgülüklerin gözetilmesi gerektiğini belirten Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
“Asıl olan bireysel ve kamusal fayda, hak ve özgürlükler, elbette hukukiliktir. Herhangi bir alanın devletin egemenliğinin ve hukukun gücünün dışında olması düşünülemez. Bu anlayışla biz dijital evreni ‘siber vatan’ olarak tanımlıyoruz. Nasıl ki gerçek dünyada bir egemenlik mücadelesi veriyorsak ‘siber dünyada’ da bir egemenlik mücadelesi vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Nasıl ki gerçek dünyada güvenlik sorunlarımızı esas alıp onlarla mücadele ediyorsak aynı şekilde ‘siber dünyada’ da güvenlik meselelerini temel alıyoruz, siber güvenliği, siber suçları mücadele edilmesi gereken asli unsurlar olarak görüyoruz. Ve siber vatanımızı, siber egemenliğimizi korumak için elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz. Bu noktada kamu kurum ve kuruluşlarımızın, özel sektörümüzün, sivil toplum kuruluşlarımızın, üniversitelerimizin el birliğiyle, güçlü bir koordinasyonla, eş güdümle hareket etmesi ve bu siber vatanı vatandaşlarımızın hukukunu temel almak üzere güçlenmesi için çaba sarf etmesi son derece elzem bir husustur. Bu noktada biz son dönemde yaşanan gelişmelerde gördük ki siber alanda yaşanan güvenlik ihlalleri, gündelik hayat, uluslararası politikayı, iç politikayı, özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal edebilmekte, bu alanları tahrif edebilmekte ve manipüle edebilmektedir. Bu nedenle her ne olursa olsun biz ana vatanda, mavi vatanda, gök vatanda olduğu gibi, siber vatanda da vatandaşımızın hukukunu, kamu düzenini, kamu faydasını korumak için elimizden gelen her adımı atmakta kararlıyız. Bundan geri durmayacağız. “
İnternet ve sosyal mecralar dahil tüm dijital evrende vatandaşların haklarının ayakları altına alınmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Altun, “Kişisel verilerin hukuksuz olarak kullanılmasına ya da alışveriş yaparken tüketici haklarının çiğnenmesine engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz, bunların çok temel bir sorun olduğunu görüyoruz. Terör örgütlerinin propaganda ve örgütlenme faaliyetlerinin de karşısında duruyoruz. Çok açık ve net bir şekilde uluslararası sosyal medya şirketlerinin terör örgütlerine payandalık yapmasına, terör örgütlerinin propaganda yuvası olarak hizmet etmesine akıl erdiremiyoruz. Bu noktada muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde terör örgütlerine sağladıkları bu desteğin esas itibarıyla küresel terörizme katkı sunduğunu ifade ediyoruz.” dedi.
“Bunlara karşı gerekli tüm koruma kalkanlarını oluşturmalıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terörün sadece Türkiye’nin, Orta Doğu’nun ya da İslam dünyasının sorunu olmadığına yönelik söylemlerini hatırlatan Altun, terörün küresel bir sorun olduğunu ve terörün, küresel şekilde kararlılıkla mücadele edilmemesi halinde Doğu-Batı demeden bütün ülkelerin temel sorunu olacağını ve olmaya devam edeceğini vurguladı.
Telif ve fikri mülkiyet haklarını da önemsediklerini belirten Altun, sosyal medya platformlarında telif ve fikri mülkiyet haklarının da kolaylıkla ihlal edildiğini gördüklerini bunun da önüne geçmek için gayret sarf ettiklerini anlattı. Altun, bu konuda kamusal farkındalık oluşturmaya da gayret sarf ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Çocuk istismarından cinsel sapkınlıklara kadar birçok şenaatin ve suçun pervasızca sergilenmesine mani olmak için çok büyük bir gayret sarf ediyoruz. Hakikatin tahrif edilmesine izin veremeyiz, vermemeliyiz. Biz ‘yaşasın hakikat’ derken, hakikatin önemsizleştiği bir dönemi mecburi bir koşul olarak sunan sosyo-politik durumu kabul etmiyoruz. Buna karşı mücadele edilmesi, her daim hakikatin safsataya karşı, hakikatin hatalı düşünme yöntemlerine karşı gücünün önemini vurguluyoruz, vurgulamaya çalışıyoruz. Hukuka tabi olmadığı, denetimsiz kaldığı durumlarda hepimiz sosyal medya mecraları üzerinden siyasi süreçlerin de nasıl manipüle edilebildiğini defaatle gördük, yakinen şahitlik ettik. Demokrasinin en temel süreçleri seçimlerdir ve sosyal medya mecraları üzerinden seçimlere yönelik olarak yürütülen, farklı ülkelerde karşımıza çıkan manipülasyon kampanyalarının ne denli yıkıcı etkilerde bulanabildiğini de gördük. Bunlara karşı dirençli olmalı, bunlara karşı gerekli tüm koruma kalkanlarını oluşturmalıyız. Tüm sosyal medya mecralarının bu riskleri görerek ve düzenlemeleri yaparak, geliştirerek net bir şekilde kendilerini revize ve reforme etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar her şeyden önce sosyal medya şirketlerinin sorumluluğudur.”
“Envanter olmadan politika olmaz.” diyen Altun, ölçülemeyen, verisi üretilemeyen bir alanın gelişiminin mümkün olmadığını ifade etti.
Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
“Bu doğrultuda, Türkiye’nin Sosyal Ağ Haritası projesi kapsamında da ‘internet erişimi’, ‘cihaz sahipliği’, ‘oyun alışkanlıkları’, ‘sosyal ağ kullanımı’ ve ‘en çok kullanılan sosyal ağ mecraları’ başlıklarında veriler üretilecek. Bu veriler üretilmeye devam edecek. Bu çerçevede, her yıl 40’ın üzerinde rapor, 200’ün üzerinde interaktif grafik ve 130’un üzerinde infografik hazırlanması hedefleniyor. İnternet erişimi ve sosyal ağ kullanımı konu edilirken, bu araştırmalar esas itibarıyla her dönem kamuoyuyla paylaşılacak ve esas itibarıyla kamuoyunun bu anlamda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi temin edilmeye çalışılacak. Bu kapsamda, Türkiye Sosyal Ağ Haritası platformu ‘sosyalagharitasi.gov.tr’ adresinde erişime açıldı. Kullanıcılar, bu site üzerinden tüm raporlara, interaktif grafiklere, infografiklere dijital olarak ulaşabilecek. Ayrıca, platform üzerinden iletişime geçen kullanıcılar, ticari olmayan kullanım amaçlarını beyan ederek raporların, istatistiklerin ve infografiklerin temelini oluşturan ham veriye erişim talebinde de bulunabilecek. Platform bünyesindeki tüm veri, görsel, grafik ve istatistiklere ulaşım, kamu yararı gözetilerek, tamamen ücretsiz olacak. Sosyal Ağ Haritası kapsamında üretilen verilerin tüm kullanıcıların yanında kamu için de kritik bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Başkanlığımızın yanı sıra ilgili tüm kamu kurumları ve karar vericiler, politika yaparken Sosyal Ağ Haritası’nın sağladığı verilerden faydalanacaklardır.”
Altun, projeye emeği geçenlere teşekkür ederken, Sosyal Ağ Haritası kapsamında yapılan çalışmaların ve elde edilen verilerin daha güvenli, demokratik, şeffaf, hesap verebilir ve sorumlu bir dijital dünyaya katkı sunmasını temenni etti.
Doç. Dr. İsmail Çağlar da danışmanlığını yaptığı projenin tanıtımını yaptı. Konuşmaların ardından TRT Yönetim Kurulu Üyesi Meryem İlayda Atlas’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ali Murat Kırık, GZT Genel Yayın Yönetmeni Doğukan Gezer ile Memoria Bilişim ve Medya A.Ş. temsilcisi Dr. İsmail Maden dijital medyaya ilişkin fikirlerini paylaştı.