Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Savunma Sanayii sektörünün, geçen günlerde açıklanan Uzay Programı’nda Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda yürütülecek çalışmalara en yüksek katkıyı sunacağını belirterek, “Savunma sanayii sektörü olarak amacımız, ülkemizin uzay yolculuğunda en büyük destekçisi olmak ve sektörel bilgi birikimimizle çalışmaların en hızlı sürede bitirilmesine katlı sağlamaktır.” dedi.
Demir, Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP) düzenlediği Boğaziçi Zirvesi’nde gerçekleştirilen “Savunma Sanayisinde Bölgesel ve Küresel İş Birliği” panelinde yaptığı konuşmada savunma sanayisinde atılan adımları değerlendirdi.
Dünyayı güzelleştiren, daha yaşanabilir hale getiren, insanlığın umudunu yeşerten kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Demir, “Gücü olmayan, gücünü iyi kullanmayan milletler ayakta kalamazlar. Özellikle de milli gücü yüksek olmayan milletler, uluslararası rekabette geride kalmak durumundadır. Milli gücü oluşturan birinci unsur insandır. İkincisi ekonomik güç, üçüncüsü askeri güç, dördüncüsü ise teknolojik güçtür.” ifadelerini kullandı.
Teknolojik gücün tüm diğer unsurların gelişmesini sağladığını anlatan Demir, son dönemde, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına ayrılan kaynağı hatırı sayılır miktarda artırdıklarını belirtti.
Bu kararlılığı sürdürmeye devam edeceklerini aktaran Demir, şunları kaydetti:
“Beklentimiz, bilim, teknoloji ve yenilik kapasitemizi yükselterek, Türkiye’deki sorunlarımızın çözümüne, yaşam kalitemizin ve rekabet gücümüzün yükselmesine, refah düzeyimizin artmasına hız kazandırmaktır. Teknolojik gelişmelerin en önemli uygulama alanlarının başında savunma sanayii gelmektedir.
Ülkelerin savunma harcamaları incelendiğinde, savunma sanayii alanında ciddi bir güç rekabetinin yaşanmakta olduğu çok açık bir şekilde görülür. Savunma sanayi ihracatının ileri teknoloji ihracatı olması nedeniyle bu sektörde güçlü olan ülkeler stratejik rekabet üstünlüğüne sahip olurlar. Burada önemli olan ülkemizin stratejik rekabet üstünlüğünü sağlayacak bir değer zinciri üretebilmektir.”
“Daha etkin ve üretim maliyeti daha düşük sistemler öne çıkıyor”
Demir, Savunma Sanayii Başkanlığı olarak, güvenlik güçlerinin ihtiyacı olan sistemleri azami oranda yerli ve milli imkanlarla sağlamaya çalıştıklarını belirterek, bunu yaparken geleceğin harekât ortamına ilişkin teknoloji ve trendleri yakından takip ederek, buna ilişkin çalışmalara da bugünden başladıklarını kaydetti.
İnsansız teknolojiler, lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, siber güvenlik ve uzay, uydu teknolojileri, sanal gerçeklik, yapay zeka ve robotik gibi geleceğin savunma sanayii trendleri üzerine başladıkları çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini anlatan Demir, şöyle konuştu:
“Günümüzde, özellikle askeri alanda insanlı sistemler yerine otonom hareket eden, daha küçük, daha etkin ve üretim maliyeti daha düşük sistemler öne çıkıyor. Biz de bu alanda yerli ve milli imkanlarla yaptığımız çalışmalarla dünyanın hayranlıkla takip ettiği bir konuma gelmiş durumdayız.
Son yıllarda savunma sanayii alanında yaptığımız atılımlarla dünyada önde gelen ülkeler arasına girdiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada dünyanın en büyük 100 savunma sanayii şirketi arasında 7 Türk şirketi bulunuyor.”
“Ülkemizin ‘Küresel Güç Türkiye Vizyonu’ için kararlı adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz”
İsmail Demir, uzayın muharebe sahası olarak kullanılmasının gündeme geldiği bu dönemde savaş doktrin ve araçlarının önemli değişimlere uğrayacağını ifade ederek, haberleşme, istihbarat, gözetleme ve gezinme yeteneklerini sağlayan uzay varlıklarının, askeri operasyonlarda giderek daha önemli bir rol oynayacağını söyledi.
Uzay çalışmalarının temelde sivil alanın öncü olduğu bir konu olması hasebiyle, Savunma Sanayii Başkanlığı olarak bu alanda ön cephede bulunmadıklarını ifade eden Demir, savunma sanayisi şirketlerinin bu konuda bilgi ve birikimleriyle çalışmaların önemli bir kısmını üstlendiğini kaydetti.
Demir şöyle devam etti:
“Savunma sanayii sektörü, geçtiğimiz günlerde açıklanan ülkemizin Uzay Programında Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda yürütülecek çalışmalara da en yüksek katkıyı sunacaktır. Savunma sanayii sektörü olarak amacımız, ülkemizin uzay yolculuğunda en büyük destekçisi olmak ve sektörel bilgi birikimimizle çalışmaların en hızlı sürede bitirilmesine katlı sağlamaktır.
Bizler tüm paydaşlarımızla beraber ülkemizin ‘Küresel Güç Türkiye Vizyonu’ için yeni teknolojilerin takibi ve üretilmesi süreçlerinde kararlı adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.”
“Siber savaş gerçek bir savaş”
Panelde konuşan Birleşik Krallık Savunma ve Güvenlik Forumu Başkanı Lady Olga Maitland ise askeri alanda modern yöntemlerin öne çıktığını ifade ederek, boyut değiştiren tehditlere karşılı daha çevik savunma teknolojilerine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Maitland, “Siber savunmaya dair yatırımlar artıyor. Siber savaş gerçek bir savaş. Ekonomiyi ve ulusal altyapıyı da sekteye uğratabilir. Telekomünikasyon, finans ve sağlık sistemi çökebilir. Siber tehditler, bir ülkeyi yerle bir edebilecek tehdidi barındırıyor. Siber savunma konusunda tek başımıza hareket edemeyiz, burada iş birliği hayati önemde.” değerlendirmesini yaptı.
“Herhangi bir ülkenin GPS olmadan savaşabileceğini düşünmüyorum”
ABD’nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı General Charles Wald, NATO’daki müttefiklerin daha fazla iş birliği yapması gerektiğini belirterek, savunma sanayisinde ortak tedarik zincirinin önem taşıdığını söyledi.
ABD’nin Çin tehdidi nedeniyle Asya’ya odaklandığını ifade eden Wald, “Biz NATO’dan çıkacağız manasında söylemiyorum, kesinlikle böyle bir şey olmayacak. Sayın Başkan Joe Biden da bunu zaten dile getirdi. Fakat yine de Rusya tehdidine odaklanmamız lazım. Orta Doğu’daki problemlere şu an odaklandığımız gibi. Pasifik’in güvenliğini de sağlamak çok önemli. Bütçenin belki 50 milyar doları buraya aktarılıyor olacak.” diye konuştu.
ABD ordusunun ağır zırhlı tanklardan ziyade geleceğin savaş teknolojilerine odaklandığını aktaran Wald, şunları kaydetti:
“ABD’deki yatırımlara bakacak olursanız savaş doktrininin ciddi bir şekilde değişeceğini görmekteyiz. Uzay, belki de yaptığımız her şeyin nüvesini oluşturacak. GPS sistemleri biliyorsunuz bizler için hayati önemde. GPS M-Code adını taşıyor olacak. Hükümetin bir programla ABD ordusu dışındaki tüm GPS’i kapatma gibi bir yeteneği olacak. Böyle bir şey olur mu bilmiyorum ama başka herhangi bir ülkenin GPS olmadan savaşabileceğini düşünmüyorum.
Size şunu söyleyebilirim gizli bilgilere girmeden. Özellikle GPS’lerin jammer’larla bozulması noktasında diğer ülkeler gerçekten çok ciddi bir riskle karşı karşıya kalacaklar. Dolayısıyla varmaya çalıştığım nokta şu: Her ülkenin egemenliğine saygı gösteriyoruz, müttefiklerimiz bizler için çok önemli ve her ülkenin bu bağlamda bizle birlikte savaşabilmesi için askeri kapasitelerini geliştirmesi çok önemli. Dolayısıyla bu toplantının başlığından hareketle tamam, savunma sanayisinde bölgesel ve küresel iş birliği diyoruz. Bunun muhakkak gelecekte gerçekleşmesi gerekecek.”
ABD Komuta Kontrol İstihbarat Başkan Yardımcısı Tümgeneral Robert Wheeler ise askeri anlamda iş birliğinin 30 yıldır hiç olmadığı kadar önem kazandığını belirterek, savunma alanında ülkeler ve topluluklar arasındaki iş birliğinin artırılması çağrısında bulundu.
“Dikey kalkış inişli bulut altı sabit kanat İHA geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz”
Coşkunöz Holding Üst Yöneticisi (CEO) Erdem Acay da Türkiye’nin, modern savunma sanayisinde yeni ve yakın zamanda ortaya çıkan en önemli ve başlıca güçlerden biri olarak sayılabileceğini ifade ederek, bugünün savunma sanayisi konseptinin tehlikeli yerlerde daha az insan kullanmak ve olası tehlikelerde insan kayıplarını azaltmak yönünde şekillendiğini hatırlattı.
Coşkunöz Holding olarak ileri teknolojileri Türkiye’ye kazandırmak adına Ar-Ge ve ürün geliştirme çalışmalarını bu hedefler doğrultusunda hız kesmeden sürdürdüklerini belirten Acay, “Dikey kalkış inişli bulut altı sabit kanat İHA geliştirme, Sabit Kanat Sürü İHA konsepti ve teknolojisi ve yeni bir zırh konsepti geliştirmek üzere yoğun çalışmalar yürütüyoruz.” bilgisini verdi.