Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminde Esenler’de tankın çarpmasıyla şehit edilen Emrah Sağaz’ın 4 yaşındaki kızı, babası gibi çok cesur ve hiçbir şeyden korkmuyor.
Şehidin eşi Elif Sağaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Emrah Sağaz vefat ettiğinde 1.5 yıllık evli olduklarını, şimdi 4 yaşındaki kızına o dönem 5 aylık hamile olduğunu söyledi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz’un kendileri için çok normal bir gün olduğunu, eşiyle pazara gittiklerini ve evde beraber yemek yediklerini ifade eden Sağaz, daha sonra darbe girişiminden haberdar olduklarını ve köprünün kapatıldığını gördüklerini belirtti.
O sırada eşinin panik olduğunu kaydeden Sağaz, “Ben ‘Ne oluyor Emrah?’ dediğimde, ‘Bir şey yok, sanırım içimizdeki düşmanlar artık kendilerini belli ettiler’ dedi. Daha sonra eşimin ağabeyi geldi. Onlara gittik ve orada oturup televizyondan gelişmeleri izledik.” dedi.
“Vatan, bayrak aşkı dediğin zaman her şey onun için önde gelirdi”
Sağaz, eşi ve ağabeyinin aralarında konuştuklarını, daha sonra bir anda ayağa kalkarak, dışarı çıkma kararı aldıklarını anlattı.
Eşinin kapıdan kendisine baktığını dile getiren Sağaz, “Hiç konuşmadık ama benim içim böyle hani ‘gitme’ diyordu. Hiçbir vedalaşma olmadı. Kendisine hiçbir şey söyleyemedim. Zaten ben söylesem de beni dinlemez giderdi. Yani öyle vatan, bayrak aşkı dediğin zaman her şey onun için önde gelirdi.” diye konuştu.
Eşiyle daha sonra hiç irtibat kuramadığını ifade eden Sağaz, aradığında ise cep telefonunu başka bir kişinin açtığını, kendisine “telefonu yerde bulduğunu, orasının çok karışık” olduğunu söylediğini aktardığını kaydetti.
Eşinin kolunun kırıldığını söylemeleri üzerine hastaneye gittiğini ifade eden Sağaz, hamile olduğu için şehadet haberinin doktor eşliğinde kendisine verildiğini belirtti.
Sağaz, eşine karşı çok farklı bir bağı olduğuna dikkati çekerek, “Eşten ziyade, ben onu her şeyin yerine koydum. Baba yerine, arkadaş yerine, eş yerine, yani birçok sıfatı vardı benim içimde. Ama diyorlar ya, hani böyle derin bir kuyunun içine düşüyorsun, sevdiğinin acısını aldığında, o kuyuyu gördüm. Derin bir kuyunun içine düştüm ve oradan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum.” dedi.
Eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde çok mutlu olduğunu anlatan Sağaz, doğacak kızının isminin “Hira” olmasını şehidin istediğini ancak bu adı koymanın kendisine nasip olduğunu söyledi.
Sağaz, 15 Temmuz’daki darbe girişimini yapanların karşılıksız kalmayacağını, hepsinin teker teker cezalarını alacaklarını belirterek, eşinin isminin Esenler’de bir ilkokula, otobüs durağına, memleketi Giresun Çamoluk’taki bir ilkokula verildiğini kaydetti.
“Kızım babası gibi cesur, hiçbir şeyden korkmuyor”
15 Temmuz’dan sonra hayatının kendileri için hiç de kolay olmadığını vurgulayan Sağaz, şöyle devam etti:
“Bir kolaylığı vardı. o da Hiranur’un dünyaya sağlıklı bir şekilde gelmesi. Onunla vakit geçiriyoruz. Babasıyla beraber yapmak istediklerimizi ikimiz beraber yapıyoruz. Onun istediklerini ben yapıyorum. Gidiyoruz beraber şehitliğe, bahçe olarak biliyor. ‘Buraya babam çiçek ekti, biz de onları sulamaya geldik’ diye. O şekilde biliyor. Onun haricinde hiçbir şekilde bilmiyor. Tabii ki zorluğu, sürekli soru soruyor okula gittiği için. Onun da artık babasının gelip onu okuldan almasını istiyor. Biz de ‘Uzakta, o gelmeyecek. Biz onun yanına gideceğiz.’ diyoruz. Sohbetimiz hep bu şekilde oluyor. Bir de beğenmediği konuları da değiştiriyor. Hiranur ile hayat çok güzel geçiyor. Babasının aynısı, bütün özelliklerini ondan almış. Ben de zaten böyle olmasını istiyordum. Onun gibi cesur… Hiçbir şeyden korkmuyor. Çok cesur, ben hayret ediyorum, bu kadar mı olur diye.”
Sağaz, bu süreçte devletin her zaman ve her şekilde yanlarında olduklarını ifade ederek, “Devletimizden Allah yüz bin kere razı olsun.” dedi.
Yaklaşık 1,5 yıl süren evliliğini de anlatan Sağaz, şunları kaydetti:
“Eşim çok eğlenceli bir insandı. Bizim evimizde ‘mutsuzluk’ kelimesi yoktu. Bir keresinde televizyonda, ‘Eşler birbirleriyle kavga etmiyorlarsa, o evlilikte sorun varmış’ diye bir program izlemiştim. Ben de akşam işten geldiğinde eşime bunu anlatmıştım. O da, ‘Lütfen, Allah aşkına ne güzel işte, etmiyoruz, niçin kavga edelim ki, zaten dünya boş, bari birbirimizi sevelim, güzellik olsun’ dedi. 1,5 sene çok az bir zaman diyorlar ama o 1,5 sene insanlara göre bir zaman, bana göre öyle değil yani. Her zaman söylüyorum bunu. Belki de bir ömrümü o 1,5 seneye sığdırdım. Bazen düşünüyorum o kadar hızlı yaşamışız ki hayatımızı ama her şeyi yaşamışız. Eğlencesini, ağlamasını, gülmesini, gezmesini, her şeyi sığdırabilmişiz.”
“Cumhurbaşkanının çağrısını duyduktan sonra dışarı çıktık”
Şehidin ağabeyi İmdat Sağaz ise kardeşinin dünyalar tatlısıydı ve iyiliksever birisi olduğunu, onunla beraber tekstil firmasında çalıştıkları ve aynı binada oturduklarını söyledi.
15 Temmuz günü işten çıktıktan sonra akşam evde televizyon izlerken darbe girişiminden haberdar olduklarını ifade eden Sağaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondan çağrısını duyduktan sonra dışarı çıkma kararı aldıklarını, İBB’nin oraya gitmeyi planladıklarını ancak Atışalanı’nda tankları görünce durduklarını ifade etti.
Otoyola inen insanların çok kalabalık olduğunu ve tankı durdurmaya çalıştığını anlatan Sağaz, kardeşinin araçtan indiğini ve tankın yanında gittiğini, o sırada tankın sağa sola hareketle arabalara ve insanlara çarpıp hızla ilerlediğini belirtti.
Kardeşinin bariyer ile tank arasında sıkıştığını ve yere düştüğünü anlatan Sağaz, daha sonra belli bir süre kardeşini sırtında taşıdıktan sonra polis arabasıyla gittikleri hastanede kardeşinin şehadet haberini aldıklarını söyledi.
Sağaz, geçmişteki darbelerin zararlarını her zaman gördüklerini dile getirerek, şöyle devam etti
“Vatana, millete olabilecek zararını, halka olabilecek zararını da görüyoruz. Vatan sevgisi olan her insan, şahsım adına, ailem adına, bugün yine böyle bir şey olsa Allah’a şükür, elimde bir sopa varsa sopamı alır yine dışarı çıkarım. Ağabeyim de gider, babam da gider, çocuklarım da gider. Yine gideriz. Öleceksek bir kere öleceğiz. Vatan sevgisi bambaşka. Çok şükür şehit verdik, kötü bir yol da vermedik biz. Allah yolunda şehit verdik kardeşimizi. Vatan için şehit verdik. Bizim ailemiz böyleyiz. Vatan, millet, muhakkak… Bizim gibi düşünen her kim olursa olsun yine çıkar. Biz öyleyiz yine çıkar, yine gideriz. Bugün olsa yine gideriz yani. Bugün yapmaya kalksalar yine gideriz. Allah’a şükür geri kalmayız yani.”
Vatan, millet ve devlet için ihtiyaç halinde yine sokaklara çıkabileceklerini dile getiren Sağaz, “Biz her zaman hazırız. Hazır asker bekleriz yani. Allah devletimize zeval vermesin.” şeklinde konuştu.