Uyku Uzmanı Öztürk, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli depremlerin geniş bir bölgede yaşandığını ve milyonlarca insanı etkilediğini ifade etti.
Depremin travmatik bir olay olduğunu belirten Öztürk, “Travma sonrası stres bozukluğunun uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve uyuyamama gibi sonuçlar yaşanıyor. Depremi atlatanlarda bu tür uyku bozuklukları yaşanıyor. 1999’daki Gölcük depreminin ardından da uykusuzluk şikayetiyle başvuranlarda büyük artış olmuştu.” dedi.
Öztürk, afetzedelerde uykusuzluk şikayetinin görülebildiğini, bu durumu yaşayanların hekime başvurmaları tavsiyesinde bulundu.
Deprem sonrası yaşanan uykusuzluğun çeşitli sebepleri olduğunu anlatan Öztürk, şunları kaydetti:
“En büyük sebep, ‘uykuda tekrar depreme yakalanırım’ korkusu. İnsanlar deprem bölgesinden ayrılmış olsalar dahi bu korkuyla uyuyamıyorlar. Bu rahatsızlığı yaşayan depremzedeler uzman hekimlerden tıbbi destek almalı. Çünkü uykusuzluğun orta ve uzun vadeli etkilerini biliyoruz. Şeker hastalığından hipertansiyona, obeziteden onkolojik rahatsızlıklara kadar pek çok hastalığa neden olabiliyor. Bu nedenle özellikle deprem sonrasında uykusuzluk yakınması olan bireylerin, bunun nedenine yönelik hekime başvurmaları ve çözüme kavuşturmaları gerekiyor. Bunun altında basitçe tekrar depreme yakalanma korkusu da çıkabilir, travma sonrası stres bozukluğu da çıkabilir. Hızlı bir şekilde müdahale edilerek uykusuzluk şikayetinin ilerlemesi engellenmeli.”
“Uykuyla ilgili sorunlar yıllarca uzayabiliyor”
Öztürk, depremin ardından erken dönemde yaşanan uykusuzluk şikayetinin uzun yıllar sürebildiğine dikkat çekti.
Dünyanın farklı yerlerinde yaşanan büyük depremlerin ardından yapılan uykusuzluk araştırmalarıyla ilgili verileri paylaşan Öztürk, “Peru’nun Piura şehrindeki depremin ardından yapılan araştırmaya göre depremzedelerde 5 yıl sonra bile yüzde 20’lere varan uykusuzluk yakınmaları olduğu gözlenmiş. Yine Çin’in Siçuan eyaletinde yaşanan depremden 10 yıl sonra bile travma sonrası stres bozukluğu yaşayanların yüzde 5’lere ulaştığı, uykusuzluk şikayetlerinin yüzde 20’leri bulduğu tespit edilmiş. Uykuyla ilgili sorunlar yıllarca uzayabiliyor.” diye konuştu.