Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, 6 ayın geride bırakıldığı Rusya-Ukrayna savaşında ateşkesin önemine dikkati çekerek “Biz diyoruz ki, ateşkes bir an önce sağlanmalı, bir çözüm mümkünse ateşkes içerisinde bulunmalı.” dedi.
Kaymakcı, Avusturya’ya ziyaretinin son gününde basın mensuplarına, buradaki temaslarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ülkenin Tirol eyaletindeki Albach kasabasında düzenlenen Avrupa Albach Forumu’na davet edilmesi ve Avusturyalı muhataplarının yanı sıra çeşitli Avrupalı temsilcilerle yaptığı görüşmelere değinen Kaymakcı, Albach Forumu’nun kıtanın çeşitli sorunlarının görüşüldüğü ciddi bir forum olduğuna, buraya Türkiye’nin davet edilmesinin önemine işaret etti.
Avrupalı gençler Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor
Kaymakcı, burada AB -Türkiye ilişkilerinin nasıl canlandırılabileceğini ele aldıklarını, forum kapsamında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gençlere, “AB’ye aday ve üye olmuş son 13 ülke arasında hangi ülkenin birliğe üyeliği size göre en değerli şeklinde” bir soru yönelttiklerini, gençlerin yüzde 55’lik bir oranla Türkiye’yi seçtiğini söyledi.
“Gençler önyargısız şekilde Türkiye’nin AB üyeliğinin yararını görüyorlar.” diyen Kaymakcı, “Kriterleri yerine getirmiş bir Türkiye’nin üye olabileceğini de savunuyorlar, bu aslında Albach’tan Viyana’ya gönderilmiş bir mesaj.” ifadesini kullandı.
Türkiye-Avusturya ilişkileri
Kaymakcı, Türkiye-Avusturya ilişkilerinin son 4-5 ayda katettiği olumlu ivmeye dikkati çekerek “Bu gelişmeleri neye borçluyuz? Birincisi, popülizmin ve gereksiz popülist açıklamaların hiçbir işe yaramadığını hatta ters teptiğini gördük. Bazı şüpheler ve endişeler vardı iki tarafta da bunların gereksiz olduğunu, bizim iki medeni Avrupa ülkesi olarak açık konuşabilmemiz gerektiğini gördük ve bu sanırım iki tarafta da güveni artırdı. İlişkilerde de bir canlanma oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu durumun hem ticari ilişkilere hem de Avusturya’dan gelen turist sayılarına yansıdığını belirten Kaymakcı, bu ülkeden Türkiye’ye gelen turist sayısının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 80 arttığını, 2,5 milyar dolar olan ticaret hacminin de 3,3 milyar dolar seviyesine yükseldiğini aktardı.
Kaymakcı, Avusturyalı muhataplarıyla konsolosluk ve din görevlileri gibi çeşitli konular üzerine görüşmeler yaptıklarını, gelecek dönemde ise bilim, kültür ve araştırma alanında ortak etkinlikler düzenleme amacıyla bir niyet mektubu imzaladıklarını aktardı.
“İlişkiler iyi bir noktaya geldi”
Avusturya ile ilişkilerin iyi bir noktaya geldiğini vurgulayan Kaymakcı, “Umarız bu ilişkilere nazar değmez ve daha da iyi yerlere gider. Çünkü gerçekten de iki tarafın da bu ilişkiden kazanacağı çok şey var.” diye konuştu.
Karşılıklı ön yargı ve endişeleri aşmanın yolunun, sağlıklı diyalog ve iletişimle mümkün olacağını dile getiren Kaymakcı, Avusturya’nın Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin yaklaşımına ilişkin de “Eğer bizim üyeliğimizi desteklemiyorsanız engel de olmayın diyoruz.” ifadesini kullandı.
“Türkiye’nin içinde olduğu güçlü bir Batı, savaşı önlerdi”
Kaymakcı, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında AB-Türkiye ilişkileri konusunda ise şunları söyledi:
“Eğer Türkiye AB üyesi olmuş olsaydı veya Türkiye-AB ilişkileri güvene dayalı bir noktada olmuş olsaydı, bu NATO, AB birliğini de sağlayacaktı. Böyle bir ortamda güçlü bir Batı karşısında bu savaş gerçekleşemezdi. Biz Batı olarak caydırıcı bir görüntü sergileyemedik. Rusların kendi argümanları olabilir savaşı başlatmakla ilgili ama Batı cephesinde savaşa neden olan boşluklardan bir tanesi de Batı’nın caydırıcı güç olamaması, NATO’nun sorgulanması, NATO-AB iş birliğinin olmaması, Birleşik Krallık’ın AB’den çıkmış olması, Türkiye’nin AB’den uzaklaştırılmaya çalıştırılması. Bunlar aslında Rusya’yı bir anlamda da savaşa götürdü.”
Bu savaşın, AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesinin neden zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Kaymakcı, güvenlik ve savunma, enerji güvenliği, göçle mücadele konularının Türkiye olmaksızın ilerleme kaydedilebilecek hususlar olmadığına dikkati çekti.
Tahıl anlaşmasıyla Afrika’da açlık krizi önlendi
Kaymakcı, Türkiye’nin çabalarıyla gerçekleştirilen Tahıl Anlaşması’nın önemine işaret ederek “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Dışişleri Bakanımızın yapmış olduğu çabalar sonucunda, belki de Afrika’da bir açlık krizini önledik.” ifadesini kullandı.
Kaymakcı, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşına yönelik birçok Avrupa ülkesinden daha etkili sonuçlar aldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna’nın Lviv kentinde düzenlenen üçlü görüşmeye katılıp çeşitli alanlardaki yanlış yaklaşımlar ve bu krizde Ankara’nın net tutumunu ortaya koymak açısından belirleyici bir rol oynadığını anlattı.
“Çözüm ateşkes içerisinde bulunmalı”
“Bizim ateşkes ve barış için çabalarımızla ilgili olarak farklı düşünceler olabilir. Bizim için önemli olan şu, biz diyoruz ki ateşkes bir an önce sağlanmalı, bir çözüm mümkünse ateşkes içerisinde bulunmalı.” diyen Kaymakcı, Türkiye’nin “yurtta sulh cihanda sulh” anlayışıyla barışçı mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğini belirtti.
Rusya-Ukrayna savaşı ve salgın nedeniyle ekonomik daralmanın yaşandığı dünyada ekonomik toparlanmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kaymakcı, “Bu ekonomik zorluktan çıkmanın önemli araçlarından bir tanesi de Türkiye ve AB’nin ticaretinin, yatırımın önünün açılması.” dedi.
Kaymakcı, Türkiye’nin ihracatının yarısını AB’ye yaptığını, AB için de Türkiye’nin 5. büyük ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak burada herhangi iki ilişkiden bahsedilmediğinin, Türkiye-AB ekonomik ilişkilerinin küresel çapta çok çeşitli yansımaları olan önemli bir çarpan olduğunun altını çizdi.
Yunanistan ve Rum kesiminin gayrimakul tutumu
Kaymakcı, yaşanan bu sürecin ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat olduğunu yineleyerek “Umarız Türkiye-AB ilişkileri, Güney Kıbrıs Rum Kesimi veya Yunanistan’ın dar görüşlü, maksimalist, gayrimakul taleplerinin aşılmasıyla iyi bir noktaya gelir. Aksi takdirde Yunanistan ve Rum kesiminin bu maksimalist ve gayrimakul tutumu Türkiye-AB ilişkilerini rehin alır.” diye konuştu.
NATO’nun bir üssünden 30 Ağustos Zafer Bayramı’na ilişkin yapılan paylaşımın Yunanistan tarafından kaldırılmasının istenmesinin müttefikliğe aykırı bir durum olduğunu vurgulayan Kaymakcı, “Yunanistan maalesef 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bile sindiremeyecek kadar, -veya Yunanistan’daki bazı çevreler, genellemek istemiyorum – sorunlu bir anlayışa sahip. Bu, bizi bir yere götürmez.” değerlendirmesinde bulundu.