Kıran, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) ve Uluslararası Türk Akademisi iş birliğiyle düzenlenen “Bağımsızlıklarının 30. Yıl Dönümünde Türk Cumhuriyetleri: Dün, Bugün ve Yarın, Eğitim ve Bilim Alanlarında İş Birliğinde Fırsatlar ve Sınamalar” konulu çevrim içi konferansta konuştu.
Büyükelçiler ve Türk Konseyi çatısı altında faaliyet gösteren kuruluşların temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Kıran, toplantının düzenlenmesine sundukları katkı dolayısıyla SAM ve Uluslararası Türk Akademisine de teşekkür etti.
Kıran, Göktürk Devleti’nin Veziri Tonyukuk’un, geçen yıl ortaya konan ortak girişimlerle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatının (UNESCO) anma programına dahil edildiğini belirterek bu hafta TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un katılımıyla Altındağ Belediyesi ile “Türk Dünyası Tonyukuk Parkı”nın açılışını yaptıklarını hatırlattı.
Bir başka büyük değer olan Yunus Emre’nin de UNESCO’nun 2021 yılı anma programına dahil edildiğini belirten Kıran, şöyle devam etti:
“Bu konferansımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Yunus Emre ve Türkçe Yılı’ olarak ilan ettiği 2021’de gerçekleştirmemiz son derece anlamlıdır. Aynı zamanda bu yıl, Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının 30. yıl dönümünü kutluyoruz. 1991 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde, kardeş Türk cumhuriyetlerini tanıdığımızı iki saat içinde açıklamıştık. Sadece ilk tanıyan değil aynı zamanda Türk cumhuriyetlerinde ilk büyükelçilik açan ülke de Türkiye oldu. Bugün geriye dönüp baktığımızda, Türk cumhuriyetlerinin kısa bir sürede kendi ayakları üzerinde durmayı başardıklarını, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiklerini görüyoruz. Bu kolay bir iş değildir ve hepimizin gururudur.”
Kıran, Türkiye’nin bu süreçte Türk cumhuriyetlerinin kalkınma çabalarına elinden gelen desteği verdiğini, Türkiye’nin “bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yollarının (THY) Türk dünyasının dünyayla bağlantısını sağlayan ilk hava yolu olduğunu, Türk iş insanlarının büyük altyapı projeleri ve yatırımlarla Türk cumhuriyetlerinin ekonomik gelişmesine katkıda bulunduğunu” anlattı.
“Yakında Semerkant’ta başkonsolosluğumuzu açacağız”
Köklü tarihin ve kültürel bağların güç verdiği ilişkilerin her alanda hızla geliştiğini belirten Kıran, “Yakında ortak tarihimizde son derece önemli bir yere sahip Semerkant’ta Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun bizzat katılacağı bir törenle başkonsolosluğumuzu açacağız.” dedi.
“Artık Türk cumhuriyetleri güçlüdür”
Kıran, bağımsızlığın ilk ilan edildiği yıllarda pek çok zorlukla mücadele edildiğini belirterek o yıllarda Türk cumhuriyetlerinin, yazar Cengiz Aytmatov’un sözleriyle “asra bedel günler” yaşadığını söyledi.
Azerbaycan’ın, bağımsızlığının hemen ardından Ermenistan’ın saldırısına uğradığını hatırlatan Kıran, şunları kaydetti:
“29 yıl önce Hocalı’da Ermeniler tarafından hunharca katledilen Azerbaycanlı kardeşlerimizi de bugün anıyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ama artık Türk cumhuriyetleri güçlüdür. Vatan muharebesiyle işgal altındaki topraklarını 44 günde kurtaran can Azerbaycan, bunu bütün dünyaya gösterdi. Bu zafer, Azerbaycan’ın olduğu kadar bizlerin de zaferidir. Aynı zamanda birlik olursak aşamayacağımız hiçbir engelin olmadığının da bir delilidir.”
“Bu yıl Türk Konseyinin dönem başkanlığını devralacağız”
Kıran, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk Dünyası Miras Vakfı ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) gibi Türk dünyasını bir araya getiren ve iş birliğini kuvvetlendiren birçok uluslararası örgütün kurulup geliştirildiğinin de altını çizdi.
Bu örgütlerden Türk Konseyinin, şimdiden ticaret, enerji, ulaştırma, gümrük ve kültür gibi pek çok konuda Türk dünyasının iş birliğini güçlendirmek için faydalı bir zemin oluşturduğunu söyleyen Kıran, “Aynı zamanda, Balkanlardan Uzak Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada istikrar ve refaha katkı sağlayacak bir mekanizma niteliği de taşıyor. Geliştirdiğimiz bu iş birliği ruhu, Gürcistan’dan Tacikistan’a, Afganistan’dan Macaristan’a pek çok ülke için de bir çekim alanı yaratıyor.” diye konuştu.
Kıran, Türk Konseyine gözlemci olmak isteyen ülkelerin sayısındaki artışa dikkati çekerek “Bu yıl Konseyin dönem başkanlığını Azerbaycan’dan devralacağız. Hedefimiz Türk Konseyi çatısı altında aramızdaki iş birliğini daha geniş bir perspektife oturtmak.” ifadesini kullandı.
Üçlü iş birliği mekanizmalarıyla da bölgede barış, refah ve istikrara katkıda bulunmak için çalıştıklarını kaydeden Kıran, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan üçlü mekanizmasını aktif bir şekilde çalıştırmayı sürdürdüklerini de belirtti.
Eğitim, bilim ve kültür alanlarında iş birliği
Kıran, dil, kültür ve edebiyatın Türk cumhuriyetleri arasındaki en güçlü bağlar olduğunu vurgulayarak Türkiye’nin, bu nedenle Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerde başından bu yana eğitim, bilim ve kültür alanındaki temaslara büyük önem verdiğini söyledi.
Orta Asya’daki genç nüfusun eğitim seviyesinin yükseltilmesine de Türkiye’nin burs olanaklarıyla destek verdiğini anlatan Kıran, şunları kaydetti:
“İlk olarak kardeş Türk devletlerine yönelik başlatılan Türkiye Burslarıyla 1992’den bu yana Azerbaycan’dan 21 bin, Kazakistan’dan 5 bin 350, Kırgızistan’dan 4 bin 500, Özbekistan’dan 2 bin 400, Türkmenistan’dan 5 bin öğrenciye burs tahsis ettik. Halihazırda ülkemizde bir kısmı burslu olmak üzere Azerbaycan’dan 5 bin 600, Kazakistan’dan 2 bin 500, Kırgızistan’dan 1800 ve Özbekistan’dan 1600 öğrenci kardeşimiz eğitim görüyor.”
Kıran, Türk cumhuriyetleriyle yükseköğretim alanındaki iş birliğinin bir diğer önemli boyutunun da ortak üniversiteler olduğunu vurgulayarak Kazakistan’daki Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi ve Kırgızistan’daki Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesini örnek gösterdi.
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’la bilim ve teknoloji alanında anlaşmalar imzalandığını da kaydeden Kıran, “Kazakistan ve Azerbaycan’la uzay konularında iş birliği yapıyoruz. Özbekistan’la teknoloji parkları konusundaki tecrübemizi paylaşıyoruz.” dedi.
Kıran, Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şenliği gibi etkinliklerin geleneksel hale geldiğini de belirtti.
“Türk dünyası ancak birlik olursa dirliğe kavuşur”
UNESCO çerçevesinde Türk dünyasının kadim kültürünü hem dünyaya tanıtmak hem gelecek nesillere aktarmak amacıyla da yakın iş birliği yürütüldüğünü ifade eden Kıran, “UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne ‘Nevruz’, ‘İnce Ekmek Yapımı ve Paylaşımı Geleneği’, ‘Minyatür Sanatı’, zeka ve strateji oyunu ‘Mangala’ ve ‘Dede Korkut – Korkut Ata Mirası’ gibi kültürel zenginliklerimizi birlikte tescil ettirdik. Çok sayıda somut olmayan kültürel mirasımıza ilişkin ortak çalışmalarımız devam ediyor.” diye konuştu.
Kıran, UNESCO’da “Uluslararası Türk Dili Günü”nün benimsenmesi yönündeki çalışmaların da gelecek dönemde sonuç vereceğine inandığını belirterek “Büyük bir aile olan Türk dünyası ancak birlik olursa dirliğe kavuşur. Birliğimizi sağlamlaştırmak için en emin yol kültür, eğitim ve sanat alanında iş birliğinden geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.