Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Suriye halkının acılarını dindirmek için uluslararası toplumun, sahadaki insani ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra krizin altında yatan ana nedenleri de ele alan bir çaba ortaya koyması gerektiğini belirterek, Suriye’ye komşu ülkeleri desteklemek için de uluslararası dayanışma ve yük paylaşımının şart olduğunu söyledi.
Önal, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) ortaklığında çevrim içi düzenlenen “Suriye ve bölgenin geleceğini desteklemek” konulu Beşinci Suriye Konferansı’nın açılış bölümüne video mesajla hitap etti.
BM ve AB’ye bu konferansı zamanında düzenledikleri için teşekkür eden Önal, geçen 10 yılda Suriye’de tarihin en kötü insanlık trajedilerinden birine tanık olunduğunu belirtti.
Önal, Suriye’de yüzbinlerce insanın öldürüldüğünü, ülke nüfusunun yarısından fazlasının yerinden edildiğini dile getirdi.
Ülkede tanık olunan acımasız saldırılara örnek olarak Önal, 21 Mart’ta Halep’in batısındaki Etarip ilçesinde bir hastanenin hedef alınmasıyla biri çocuk çok sayıda sivilin yaşamını yitirdiği saldırıyı hatırlattı.
Önal, Suriye halkının çok uzun süredir büyük acı çektiğini, kayıp ve acıdan ibaret bir on yılı daha kaldıramayacağını vurgulayarak, “Suriye halkının acılarını dindirmeye yardımcı olmak için uluslararası toplumun ortak sorumluluğu vardır. Bu, sadece sahadaki yoğun insani ihtiyaçları karşılamakla kalmayan, aynı zamanda krizin altında yatan ana nedenleri de ele alan uyumlu ve çok boyutlu bir çaba gerektirir.” diye konuştu.
Suriye halkının içinde bulunduğu kötü duruma son vermenin tek yolunun, BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı temelinde kalıcı bir siyasi çözüm olduğunu vurgulayan Önal, böyle bir çözümün ancak ülke içindeki ve dışındaki tüm tarafların konumlarının uyumlu hale getirilmesiyle sağlanabileceğine işaret etti.
“Sahadaki sükuneti muhafaza etmek, sivilleri korumak ve böylece yeni mülteci akınlarını önlemek için de önemlidir”
Önal, Türkiye’nin Cenevre ve Astana’daki süreçlerde aktif rol oynadığının ve süreçleri desteklediğinin altını çizerek, “BM Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in Anayasa Komitesinin çalışmalarını kolaylaştırma ve ilerletme çabalarını destekliyoruz. Elbette, Cenevre’deki görüşmelere daha fazla canlılık kazandırılması gerektiği açıktır.” ifadesini kullandı.
Siyasi süreçteki ilerlemenin, sahadaki durumla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Önal, “Sahadaki sükuneti muhafaza etmek, sivilleri korumak ve böylece yeni mülteci akınlarını önlemek için de önemlidir.” dedi.
Terörizme karşı da birlikte mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Önal, şöyle devam etti:
“Türkiye, 8 bin kilometrekareyi aşkın alanı terör örgütü DEAŞ ve YPG/PKK’dan temizledi ve bu terörle mücadele operasyonlarının başarısı 420 binden fazla Suriyelinin evine dönmesini sağladı. Terör örgütü DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkması tehlikesine karşı tetikte olmaya devam ederken, diğer kötü niyetli faaliyetlere de göz yummamalıyız. Terör örgütü YPG/PKK’nın kuzeydoğudaki bölücü ajandası sadece bizim ulusal güvenliğimiz için değil, aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğü için de varoluşsal bir tehdit olmayı sürdürüyor. Bu tehdidi ortadan kaldırmaya yönelik kararlılığımız tamdır.”
“Uluslararası dayanışma ve yük paylaşımı şarttır”
Önal, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde sahadaki insani durumun çok daha kötüye gittiğine değinerek, “Türkiye, 4 milyondan fazla Suriyeli için BM’nin sınır ötesi insani yardımının ulaşabileceği tek geçit.” dedi.
BM’nin sınır ötesi mekanizmasının tamamını kaybedilmesi riskinin bulunduğunu belirten Önal, “Türkiye’de yaklaşık 3,7 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz ve sınırın diğer tarafında yerinden edilmiş kişilerle birlikte yaklaşık 9 milyon Suriyelinin ihtiyaçlarını karşılıyoruz. (Suriye’ye) Komşu ülkeleri desteklemek için uluslararası dayanışma ve yük paylaşımı şarttır. AB’nin bu konuda devam eden iş birliğini bekliyoruz.” diye konuştu.
Önal, mültecilerin ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının, Suriye krizine kalıcı bir çözüm bulmaya yönelik genel çabaların ayrılmaz parçası olması gerektiğinin de altını çizdi.