BM 77. Genel Kurul Görüşmeleri için New York’ta bulunan Çavuşoğlu, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyinde konuştu.
Çavuşoğlu iklim değişikliği, çatışmalar, terörizm, gıda ve enerji güvenliği gibi ortak zorluklar karşısında uluslararası sistemin, iş birliğine dayalı ciddi bir reforma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Orta Doğu, Karadeniz, Kafkaslar, Balkanlar, Rusya, Ukrayna, Libya, Suriye, Irak, Afganistan ve Afrika gibi yakın çevresindeki bölgelerde, önemli dış politika konularında baş aktör olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, çatışmaların çoğunun bu bölgelerde yaşandığına dikkati çekti.
Türkiye’nin göç, enerji güvenliği, gıda güvenliği ve terör gibi küresel zorluklarla mücadelede doğrudan yer aldığını anlatan Çavuşoğlu şunları kaydetti:
”Bu çatışmaların istikrar ve refahımıza etkilerini en aza indirgemek için proaktif bir dış politika izlememiz gerek. Neticede Türkiye, küresel piyasalara entegre bir piyasa ekonomisi ve herhangi bir çatışma bizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle Ukrayna, Rusya, Afganistan, Libya, Suriye, Balkanlar, Orta Asya gibi konularda aktif politikamız bir seçim değil, stratejik bir zorunluluk.”
Türkiye ve BM’nin arabuluculuğunda varılan İstanbul tahıl anlaşması ile Türkiye’nin Balkanlar ve Libya’daki çabalarını örnek veren Çavuşoğlu, bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye’yi Çin ve Rusya ile Balkanlar’da rakip gördüğünü ifade etti.
”Böylesine kırılgan bir ortamda, rakip aktörlerle ilişkilerimizde ince bir çizgide yürümemiz gerekiyor.” diyen Çavuşoğlu, ”Örnek vermek gerekirse komşularımıza yönelik yaptırımlara BM destekli olmadıkça katılmamız kolay değil. Çünkü en yüksek bedeli biz ödüyoruz ve dikkatli bir politika yürütmezsek arabulucu rolü üstlenemeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
NATO üyesi olarak Türkiye’nin yükümlülüklerinin farkında ve güçlü bir ortak olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, ”Ama aynı zamanda kritik konularda çeşitli aktörlerle konuşabilmemiz gerekiyor.” dedi.
“Bir müttefik olarak ABD’nin ulusal güvenlik endişelerimize saygı duymasını bekliyoruz”
Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendiren ve ABD dış politikasında öncelikli alanlarda Türkiye’nin kilit bir aktör olduğunu belirten Çavuşoğlu, ”ABD ile ilişkilerimiz hiçbir zaman kolay olmadı ama sağlam bir temel üzerine inşa edilmiş durumda. Çeşitli alanlarda birlikte çalışırsak çok şey başarabiliriz.” diye konuştu.
Türkiye ve ABD arasındaki 3 sorunu ABD’nin PKK/PYD/YPG terör örgütüne desteği, FETÖ ve CAATSA yaptırımları olarak sıralayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
”Bütün bu sorunlar bizim için milli güvenlik meselesi ve bir müttefik olarak ABD’nin ulusal güvenlik endişelerimize saygı duymasını bekliyoruz. Terörle mücadelede destek bekliyoruz. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle mücadele için kullanmak kesinlikle kabul edilemez ve tehlikeli.”
Türkiye’nin Biden yönetimi ile anlaşmazlıkları çözmek için yapıcı bir şekilde çalıştığını anlatan Çavuşoğlu, ”ABD bu üç ana sorunu çözebilirse ortak çıkarlarımızın olduğu çeşitli alanlarda birlikte çok şey yapabileceğimizi düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
ABD’deki bazı lobilerin Türkiye ile ilişkilere adil olmayan bir şekilde olumsuz etkisinden bahseden ve bu durumdan üzüntü duyduklarına dikkati çeken Çavuşoğlu, ”Bu lobiler yüzünden ABD bazı konularda Türkiye’ye karşı çifte standartlı bir yaklaşım izliyor.” dedi.
Yunanistan’ın Ege Denizi’nde Türkiye’ye yönelik düşmanca eylemlerde bulunduğunu ve Türk F-16’larına radar kilidi attığını hatırlatan Çavuşoğlu, ”Kimse bu provokasyonlardan bahsetmiyor sadece Türkiye’nin haklı tepkilerini duyuyoruz, eşit muamele görmüyoruz. Mesela Hindistan, S-400 füzesi alınca yaptırımlardan muaf tutuldu ama Türkiye’ye bu yüzden CAATSA yaptırımları uygulanıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin müttefiklerinden sadece tarafsız bir duruş beklediğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
”Dünya daha kaotik bir hal alıyor. Birkaç yıl önce kimse Avrupa’da konvansiyonel bir savaş ya da büyük bir küresel salgın beklemiyordu. Başka ne tür büyük zorlukların ortaya çıkacağını bilmiyoruz ve bu zorlu dönemlerde Türkiye-ABD ilişkileri stratejik düşünme ve dirayetle ele alınmalı, dar çıkarların gölgesinde bırakılmamalı. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”