Çavuşoğlu, Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında ADF Gençlik temasıyla düzenlenen TRT oturumunda gençlerin sorularını yanıtladı.
Gönül Dağı dizisi oyuncusu Gülsim Ali İlhan, TRT’nin yeni dizisi Hz. Mevlana’nın başrol oyuncuları Bülent İnal ve Kaan Yıldırım ile dizinin yönetmeni Can Ulkay’ın konuşmacı olarak yer aldığı paneli, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da takip etti.
Türk dış politikasında yumuşak gücün önemine değinen Çavuşoğlu, genç nüfusun yüksek olmasının Türkiye’nin şu anda en büyük güçlerinden bir tanesi olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, ülkelerin gücünün ekonomik, askeri, kültür, sanat, bilim ve eğitim gibi alanlardaki gücüyle ölçüldüğünü belirterek, bunların önemine vurgu yaptı.
Uluslararası ilişkilerde sert ve yumuşak güç kavramlarının olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bu güçlerin hangisinin ne zaman kullanabileceğini ve ikisinin sentezini yapabilmenin önemli olduğunu anlattı.
“Bir ülkenin kalıcı gücü bana göre yumuşak gücüdür”
Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı dışında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Türk Hava Yolları ve Kızılay gibi kurumların Türkiye’nin yumuşak gücüne örnek kurumlar olduğunu kaydetti.
Esas olanın “yumuşak güç” olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “Bir ülkenin kalıcı gücü bana göre yumuşak gücüdür.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin yumuşak gücünde Türk dizilerinin yerinin ne olduğu yönündeki soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Türk dizilerinin dünyanın her yerinde izlendiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, gittiği farklı ülkelerde karşılaştıkları insanların Türk dizileriyle ilgili sorular sormasının ya da dizileri övmesinin önemini belirterek, zaman zaman farklı ülkelerde insanların kendisine bir dizinin gelecek bölümüyle ilgili sorular sorduklarına da şahit olduğunu aktardı.
“Diplomat olmaya lise yıllarında karar vermiştim”
Hedeflerinde çocukluğundan itibaren başarılı olup olmadığının sorulması üzerine Çavuşoğlu, “Gelecekle ilgili hedefler koymak lazım. Hedef koyduğunuz zaman mutlaka ulaşırsınız. Ben hep böyle seçeneklerle beraber kendime hep ilkokuldan sonra hedefler koymaya başladım. Mesela diplomat olmaya lise yıllarında karar vermiştim.” dedi.
Çavuşoğlu, ABD’de okumayı birinci sınıftayken hedef olarak koyduğunu belirterek, “Diplomasi dinamik bir alan. O yüzden mutlaka planlamalar yaparsınız. Ama beklemediğiniz gelişmeler var. Onlara da hazırlıklı olmanız lazım. Biz o yüzden bakanlıkta Koordinasyon ve Destek Merkezini kurduk.” bilgisini verdi.
Başarılı olmak için iş disiplinine de ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “İşleri zamanında yapmak lazım, yoksa değişimin hızına ayak uydurmamız mümkün değil.” uyarısında bulundu.
Mesleğinin “zor bir meslek” olduğunu aktaran Çavuşoğlu, ancak buna rağmen diplomatların normal insanlardan farklı olmadığını ifade etti.
Sanatçılara maddi ve manevi destek
Çavuşoğlu, kültürel diplomasi konusunda Dışişleri Bakanlığının çalışmalarına ilişkin soru üzerine, kültür diplomasisine çok inandıklarını ve faydasını fazlasıyla gördüklerini aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, “Biz sanatçılarımızın, ressamlarımızın, müzisyenlerimizin, sanatın ve kültürün her alanında başarılı arkadaşlarımızın yurt dışındaki faaliyetlerini maddi manevi destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı olarak yurt içi ve dışında çok sayıda etkinlik düzenlediklerini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin bazı Asya ülkeleriyle diplomatik ilişkilerinin yıl dönümünde çeşitli kültürel etkinlikler düzenlediklerini hatırlattı.
Türk dizilerinde aile değerlerinin daha iyi yansıtılabilmesi için nasıl adımlar atılması gerektiğine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, eğlendirmesinin yanında her dizi ve filmde özellikle kadına şiddetin önlenmesi konusu başta olmak üzere mesajların verilebileceğini söyledi.
Çavuşoğlu, Türk dizilerinin Türkiye’nin ve Türk insanının imajını da oluşturduğunu, senaristlerin ve yapımcıların bu konuda sorumluluk duyduğuna inandığını söyledi.
“Muadillerinden daha fazla beğenilip izleniyor”
Oyuncu Bülent İnal, Türk dizilerinin yurt dışındaki etkisine şahit olduğu anıların sorulması üzerine, bu anıları paylaştı.
Başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere farklı ülkelerde Türk dizileri sayesinde Türkçe konuşan çok sayıda insanla sohbet ettiğini aktaran İnal, “Kuzey Amerika, Doğu Avrupa ve Asya’da birçok ülkede dizilerimiz gösteriliyor. Muadillerinden daha fazla beğenilip izleniyor.” diye konuştu.
Yönetmen Ulkay ise Mevlana dizisinin sadece Türkiye için değil tüm dünya için önemli olduğunu belirterek, “Bizim için çok önemli bunu yapmak. Kendimiz için yapmıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin bütün dünyayla paylaşabileceği film platoları olduğunu da sözlerine ekleyen Ulkay, Türkiye’nin bunları paylaşarak ortak yapımlar yapabileceklerine de işaret etti.
“Eminim gelecekte çok fazla ortak yapım olacaktır”
Ulkay, Türk dizilerinin popüler olmasının en önemli nedenlerinden birinin, yeniden uyarlanan filmlerde hikayelerin Türk kültürüne, duygu ve düşüncelerine göre gerçek bir Türk hikayesi adı altında toparlayabilmeleri olduğunu belirtti.
Bu konuda çok hızlı ve kaliteli üretim yapmaya başladıklarını kaydeden Ulkay, Türkiye’de çok sayıda kaliteli oyuncunun da olduğuna dikkati çekti.
“Bulgaristan’da Türk dizilerinin etkisine birebir şahit oldum”
Oyuncu Gülsim Ali İlhan da şahit olduğu Türk dizilerinin yurt dışındaki etkisine ilişkin bir anekdot paylaştı.
İlhan, “Ben Bulgaristan’da doğup büyüdüm. Orada Türk dizilerinin insanlar üzerindeki etkisine birebir şahit oldum. Bizim de oralarda diziler saat 20.00 gibi yayınlanmaya başlardı. İnanır mısınız sokakta insan kalmazdı. Herkes evine gidip televizyon karşısına oturup dizileri izlerdi.” diye konuştu.
Türk sinemasının gelecekte Holywood ve Bolywood gibi bir etkiye sahip olup olamayacağı yönündeki soruya yanıt veren oyuncu Kaan Yıldırım ise ülkede çok iyi yönetmenler olduğunu ve yeterli bütçeye sahip olunması durumunda Türkiye’nin buna başarmasında engel olmadığını söyledi.