Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurul Görüşmeleri için ABD’nin New York kentinde bulunan Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Yıllık Koordinasyon Toplantısı’nda konuştu.
Müslüman dünyası yalnızca dayanışma içerisinde hareket ettiğinde önemli sonuçlar elde edilebileceğini belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BM Genel Kurulu’nun da 15 Mart’ı “Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü” olarak belirlemiş olması, bunun önemli örneklerinden bir tanesidir. Sevgili kardeşlerim, Kur’an, ‘İnananlar kardeşlerinizdir ve kardeşleriz ile barış içerisinde olun’ diyor. O yüzden bizim de Müslümanlar arasındaki kardeşliği siyasetin üzerinde tutmamız gerekiyor. Bizim sesimiz yalnızca tüm ümmeti ilgilendiren meselelerle ilgili birlikte hareket edersek duyulabilir.”
Çavuşoğlu, Pakistan’daki sel sebebiyle yaşanan kayıplar için taziyelerimizi sunduklarını belirttiği konuşmasında, Türk halkı olarak, Pakistanlı kardeşlerini desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Günümüzde dünyanın daha az güvenli ve daha fazla belirsiz bir yer haline geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Bugün 2 milyardan fazla kişi çatışma bölgelerinde yaşıyor. Ve bu çatışmaların yaklaşık yüzde altmışı da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın coğrafyasında gerçekleşiyor.” bilgisini paylaştı.
Bakan Çavuşoğlu, artmakta olan eşitsizlikler, sağlık krizleri, gıda ve enerji belirsizliği, terör ve göç gibi küresel zorlukların, İİT üyeleri üzerinde daha büyük bir etkisinin olduğunu vurgulayarak, “Bu sebeple de bu zorluklara karşı birlikte hareket etmek bizim bir sorumluluğumuz. Biz bu bölgesel, çalışma alanlarında barış ve stabilizeyi, istikrarı sağlamaya çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Filistin Devleti’ni ve başkenti Kudüs’ü savunmak sorumluluğumuzdur”
Türkiye’nin, Filistinli kardeşlerine desteğinin somut şekilde bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, “Bağımsız ve egemen bir devlet olan Filistin Devleti’ni ve aynı zamanda onun başkenti olarak Kudüs’ü savunmak bizim sorumluluğumuzdadır.” sözlerini sarf etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 numaralı kararının doğrultusunda siyasi süreçle kalıcı bir çözüm elde edilebileceğine dikkati çekti.
Libya’da da yasal bir temeli olan ve somut bir yol haritasıyla hareket edilecek şekilde seçimlerin yapılmasının, büyük önem taşıdığını kaydeden Çavuşoğlu, “Şu anda mevcut barışın altına oymak için gerçekleştirilen çabalarsa bu konuda yardımcı olmamaktadır ve çok tehlikeli şeylere sebep olabilecek durumdadır.” düşüncesini dile getirdi.
Çavuşoğlu, İİT İnsani Güven Fonu’nu da desteklediklerini, Pakistan’ın İİT’nin barış ve güvenlik için çabalarını yeniden hareketlendirmek için verdiği teklifi de önemli gördüklerini ve ilerideki adımların atılabilmesi için İslam İşbirliği Teşkilatı ara buluculuk temas grubunun büyük önem taşıyacağını ifade etti.
“Kıbrıslı Türkler haksız bir izolasyon ve ambargoyla karşı karşıya”
Türkiye’nin İslam dünyasında dayanışmaya ve aynı zamanda dünyanın her tarafındaki Müslümanların haklı davalarının savunulmasına inandığını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Kıbrıslı Türkler haksız bir izolasyon ve ambargoyla karşı karşıya. Biz İİT’ye üye devletlerin Kıbrıslı Türklerle bir arada durmasını bekliyoruz. Ve buradaki, Yunanistan’daki Müslüman Türk azınlığı da aynı zamanda temel haklarından ve özgürlüklerinden mahrum bırakılmaktadır. Onların müftüleri tanımlanmamaktadır ve onların aynı zamanda etnik kimliklerini ve eğitimdeki özerkliklerini kullanmalarına izin verilmemektedir. Bir kardeşlerimizden onlarla dayanışma göstermesini istiyoruz.”
En büyük ikinci uluslararası kuruluş olarak İİT’nin, Müslümanlara karşı yapılan adaletsizliğe karşı müşterek ses olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “Biz tekrardan Uygur Türkleri, Arakanlı Müslümanlar, Keşmirli kardeşlerimiz ve aynı zamanda dünyanın her tarafında adaletsizlikle karşılaşan Müslüman camiasıyla dayanışmamızı tekrar dile getirmek istiyoruz.” dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin yayımlamış olduğu son raporun, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine karşı yapılan insan hakları ihlallerini açık şekilde ortaya koyduğunu ve aynı zamanda uluslararası camia için de çok önemli tavsiyeler barındırdığını sözlerine ekledi.