Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ve Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner’le görüşmelerinin ardından Dışişleri Bakanlığında ortak basın toplantısı düzenledi.
- Türkiye ve Avusturya güvenlik alanında ortak mücadele yürütecek
Son zamanlarda Türkiye ve Avusturya arasında ilişkilerde yakalanan ivmeden duyulan memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, iki ülke arasında liderler düzeyinde temasların sürdüğünün ve ortak konularda çalışma prensibi üzerinde mutabık kalındığının altını çizdi.
Çavuşoğlu, iki ülke arasında istişarelerin her düzeyde artırılması hususunda varılan mutabakata dikkati çekerek bugün dışişleri ve içişleri bakanları düzeyinde bir araya geldiklerini söyledi.
Son zamanlarda Türkiye ve Avusturya arasında yakalanan ivmeyi bu formatlardaki ve kurumlar arası görüşmelerle sürdürmek istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, “İkili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için çalışmamız lazım. İş birliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor.” dedi.
Çavuşoğlu, iki ülke arasında ikili ticaret hacminin geçen yıl yüzde 30 artış gösterdiğini aktararak “Bu sene ilk 5 ayın rakamlarına baktık, yine artış devam ediyor, 3,5 milyar doları geçeceğiz. Gelecek için 5 milyar dolarlık bir hedefi koymamız gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.” ifadesini kullandı.
Türkiye ve Avusturya’nın dışişleri bakanlıklarınca yürütülen sanat ve bilim diyaloğunun iki ülke arasındaki pozitif gündeme katkı sunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Avusturya’daki Türk toplumunun özellikle iki ülke arasında güçlü bir bağ oluşturduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, Türk toplumunun huzur ve refahının her iki ülkenin yararına olduğuna dikkati çekerek “Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliğinin (ATİB) aşırıcılıkla mücadelesi önem arz ediyor hem Avusturya için hem Türkiye için. Sonuçta Avusturya makamlarının ATİB’e bu anlamda desteği de önem arz ediyor.” dedi.
Toplantıda bölgesel konuları da değerlendirdiklerini belirten Çavuşoğlu, Ukrayna-Rusya savaşının küresel bir gıda krizine de yol açtığının altını çizdi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin gerek savaşın müzakere yoluyla sonlandırılması gerek gıda krizinin Birleşmiş Milletler (BM) planı çerçevesinde sonlandırılması ve tahıl ihracatının önünün açılması için verdiği katkı ve sarf ettiği çabalara da dikkati çekti.
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini de ele aldıklarını belirten Çavuşoğlu, “Özellikle Gümrük Birliğinin güncellenmesi her iki tarafın da yararınadır. Bu konuda da mutabıkız. Yine AB ile 2016’da göç mutabakatımız vardı, ortak deklarasyon. Bunun da bugünün şartlarında güncellenmesi gerektiğini vurguladık.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin, NATO ortaklarından olan Avusturya’nın İttifak’ın faaliyetlerine katılmasına her türlü desteği verdiğini dile getirdi.
“(Ermenistan ile) Önümüzdeki süreçte yapıcı diyaloğumuzu devam ettirmek istiyoruz”
Türkiye ve Ermenistan’ın özel temsilcileri arasındaki görüşmelerin seyrine ve ilişkilerin normalleşme sürecine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, Avusturya’ya bu görüşmelere Viyana’da ev sahipliği yaptığı için teşekkür etti.
Çavuşoğlu, “Özel temsilcilerimiz artık aracı olmadan Ermenistan’la doğrudan görüşmemize vesile oluyor. Güven artırıcı adımlardan tutun da gelecekte atılabilecek adımları da kendi aralarında görüşüyorlar, istişare ediyoruz.” dedi.
Bugüne kadar Türkiye ve Ermenistan arasında güven artırıcı adımların atıldığını belirten Çavuşoğlu, “Sonuçta biz süreci tedrici bir şekilde devam ettirmek istiyoruz. Her zaman söylediğim gibi, can Azerbaycan’la da istişare içindeyiz. Onlarla birlikte koordine ediyoruz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki normalleşmeyi de desteklediğini söyleyerek “Azerbaycan’ın Ermenistan’a teklif ettiği kapsamlı barış anlaşmasının da bir an önce imzalanmasını istiyoruz. Çünkü bölgede kalıcı bir barışa ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında mutabakata varılan altyapı projelerinin de hayata geçmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Güney Kafkasya’da kalıcı bir istikrar için hep birlikte adımlar atmamız lazım. Bizim burada gördüğümüz en büyük engel, maalesef Ermenistan üzerindeki baskı. Diaspora bölünmüş durumda. Bir kısmı kesinlikle hiçbir şekilde normalleşmeyi istemiyor. Bir kısmı destek veriyor. Ermenistan içinde de aşırı gruplar, Başbakan’ın evine saldırıyorlar sürekli… Ciddi bir baskı oluşturuyorlar. Bu da Ermenistan’ın normalleşme konusunda gerek Azerbaycan ile gerekse Türkiye ile cesur bir adım atmasının önünde engel oluşturuyor. Ama biz önümüzdeki süreçte bu yapıcı diyaloğumuzu devam ettirmek istiyoruz.
Tabii Avusturya’ya, Viyana’ya teşekkür ediyoruz. Ama bundan sonraki görüşmeler niye Türkiye’de ve Ermenistan’da olmasın? Biz hatta Ermenistan’a teklifte de bulunduk, ‘ilk toplantıyı Erivan’da da yapabiliriz’ dedik. Ama henüz Ermenistan buna hazır değil içerdeki baskı sebebiyle. İleride bu tür görüşmeler de olabilir. Kalıcı barış ve istikrar için bu adımların atılması gerekiyor. Tabii Ermenistan ve Azerbaycan arasında da atılması gerekiyor.”
“Diyaloğun her iki tarafa da faydası var”
Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ilişkilere dair bir soru üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Görüş ayrılıklarımız olabilir, gelecekte de olacaktır ama birbirimize karşı politikalar izlemememiz gerekiyor. Türkiye’nin, örneğin Avusturya’daki seçimlerde malzeme edilmesinin ne anlamı var? Son seçimlerde olmadı. Ne zararı oldu Avusturya’ya veya başka ülkelere? Farklı düşünebiliriz ama bunu adeta düşmanlık içerecek şekilde ifade etmenin de anlamı yok.”
İki ülke ilişkilerinde geçmişte kopukluklar olduğunu ancak Avusturyalı mevkidaşı Schallenberg’la diyaloğu devam ettirme konusunda hemfikir kaldıklarını belirten Çavuşoğlu, “Diyaloğun her iki tarafa da faydası var.” dedi.
Çavuşoğlu, görüş ayrılıklarının medeni şekilde görüşülmesinde fayda olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Avusturya’nın, bizim AB üyeliğimize karşı olduğunu biliyoruz. Ama bunu gözümüzün içine sokacak şekilde, Türk milletini kızdıracak şekilde söylemenin bir faydası yok. Diğer taraftan biz de Avusturya’nın NATO’ya katılımı konusunda destek veriyoruz. Kazılar tekrar başladı. Olumlu bir ivme yakaladık. Geçmişten ders alarak geleceğe doğru bu iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. En üst düzeyde siyasi irade var. Gerisini yapmak da bize düşüyor.”
“AB üyeliği, dış politikamızın stratejik önceliklerinden bir tanesi”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin AB’ye üyeliği hala isteyip istemediğine ilişkin bir soru üzerine, “Tüm zorluklara, siyasi engellemelere rağmen milletimizin büyük bir çoğunluğunun halen AB üyeliğini desteklediğini görüyoruz. Diğer taraftan AB üyeliği, dış politikamızın stratejik önceliklerinden bir tanesi.” dedi.
Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin, AB’nin genişleme politikasındaki farklı tutumları, siyasi engeller, fasılların bloke edilmesi gibi engeller nedeniyle ilerleyemediğini belirten Çavuşoğlu, AB ile göç mutabakatında yeni fasılların açılmasının öngörüldüğünü hatırlatarak bu bakımdan da AB’nin sözünü tutmadığının altını çizdi.
Çavuşoğlu, “Biz Türkiye olarak şunu söylüyoruz; bu elbette siyasi bir süreç ama aynı zamanda teknik bir süreç. Bir ülkenin AB üyesi olabilmesi için mevcut 36 fasıl var. Bu fasılların açılıp kapanması gerekiyor. Açılması ve kapanması arasında da müzakerelerin yapılması lazım.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu fasılların içeriğiyle ilgili standartları yakalayabilmesi için atılması gereken adımlar olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Biz diyoruz ki; AB, siyasi engelleri kaldırsın ve bize kriterleri resmi olarak bildirsin. Görecek, birçoğunu zaten resmen bildirmediği halde açılış kriterlerini gerçekleştirmişiz. Açılış kriterlerini gerçekleştiremiyorsak bu fasıllar açılmasın. Eğer kapanış kriterlerini yerine getirmezsek, bu fasıllar kapanmasın. Zaten kapanmadığı sürece de AB’ye üyelik söz konusu değil.”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde kendine güvendiğini ve reform eylem grubunun çalışmalarını sürdürdüğünü ifade ederek “Biz buna varız.” dedi.