Doğan, yaptığı yazılı açıklamada, bahar aylarında görülen yağmurların mantar gelişimi için uygun doğal ortamı sağladığını ancak doğada yetişen mantarların bilinçsizce tüketiminin ölümle sonuçlanabilecek zehirlenmelere yol açabileceğini belirtti.
Mantar kaynaklı zehirlenmelerin sıklıkla ilkbahar ve sonbahar aylarında yağışların başlamasıyla kırsal bölgelerde, bahçelerde ve açık alanlarda bilinçsiz toplanan mantarların tüketilmesi sonucu meydana geldiğine işaret eden Doğan, çoğu durumda tüketilen mantar türlerinin bilinmediğini vurguladı.
Mantar zehirlenmelerinde çoğunlukla hafif bulgular görüldüğünü aktaran Doğan, şöyle devam etti:
“Tüketildikten 6 saat sonra belirtilere neden olan mantarlar, ciddi ve potansiyel olarak ölümcül zehirlenmelere yol açabilir. Bu mantarların yutulmasıyla belirtiler 1 ila 3 saat içinde ortaya çıkar ve mide bulantısı, kusma ve karın kramplarının yanı sıra ishali içerir. Şiddetli zehirlenmelerde karaciğer hasarı, böbrek yetmezliği ile baş dönmesi, titreme, nöbet ve koma gibi nörolojik semptomlar gelişebilir. Bunun sonucu olarak hastalar yoğun bakım takibi gerektiren ve hayatı tehdit eden çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya kalabilmekte ve hatta ölümle sonuçlanabilmektedir.”
Halk arasındaki söylentilere itibar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Doğan, “Öncesinde hayvanlar tarafından tüketildiği görülmüşse yenebilir. ‘Uzun zamandır bahçemizde bulunan mantar, yıllardır aynı mantarı topluyoruz’ gibi yaklaşımlar doğru değildir. Çünkü en sık karşılaştığımız mantar zehirlenmesi vakaları, bu hastalardan oluşmaktadır. Halk arasındaki bir diğer inanış ise mantarların pişirilmesiyle zehrinin geçtiğine yöneliktir. Çoğu mantar türü ısıya dayanıklıdır. Bu nedenle mantarları kaynatmak veya pişirmek zehirlenmeyi önlemez. Mantar yedikten sonra karın ağrısı, ishal, baş dönmesi, uyku hali gibi durumlar olduğunda mutlaka hastaneye başvurulması gerekir.” ifadelerini kullandı.