İşgal altındaki Doğu Kudüs’te, İsrail’in evinden zorla çıkarmak istediği Filistinli baba, aile üyelerini de beraberinde çıkardığı çatıda, yanına aldığı birkaç tüp gazı patlatmakla tehdit etti.
İsrail polisi, İsrail’e bağlı Kudüs Belediyesi’nin istimlak kararı üzerine işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Salihiye ailesini, Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki evinden zorla çıkarmak üzere geldi.
Aile üyeleri ve polis arasında arbede yaşanırken, baba yanına ailenin diğer üyeleri ve birkaç tüp gaz alarak çatıya çıktı.
Filistinli Mahmud Salihiye, evinden zorla çıkarılması halinde tüpleri patlatacağını söylerken, İsrail güçlerinin bekleyişi sürüyor.
Mahalle sakinleri Salihiye ailesinin evinde, çocuk, yetişkin ve yaşlı yaklaşık 17 kişinin yaşadığını ifade etti.
AA muhabirine telefonda konuşan Salihiye, artık kendileri için bir seçeneğin kalmadığını, onurlu yaşamak istediğini söyledi.
Filistinlilerin “ne yaparlarsa yapsınlar İsrail’in Yahudileştirme politikaları karşısında çaresiz kalacağını” belirten Salihiye, barışçıl olmalarının da bir yararı olmadığını savundu.
Bölge sakinleri ve basın mensupları evin etrafında toplanırken, polis de güvenlik kordonu oluşturdu. Bölgeye gelen aktivistlerse İsrail işgaline karşı slogan attı.
Evde yaşayan aile mülkün, İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967’den önce kendilerine ait olduğunu belirtirken, Kudüs Belediyesi, Ürdün yönetimi döneminde bu arazinin bir vakfa ait olduğunu bu nedenle “Gaiplik Yasası” doğrultusunda 5 yıl önce araziyi istimlak ettiğini duyurmuştu.
Aile, bu kararın ardından 5 yıl boyunca tahliyenin önlenmesi için yargı mücadelesi vermiş ancak geçen yıl mahkeme tahliye kararını onaylamıştı.
Filistinlilerin İsrail bürokrasisi ve hukuk sistemiyle mücadelesi
İsrail’in 1967 yılında Doğu Kudüs’ü işgal etmesiyle Tel Aviv yönetiminin tanımladığı belediye sınırı içinde kalan Filistinlilere kalıcı oturum verildi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yaşayan yaklaşık 350 bin Filistinli, “Makdisi” olarak isimlendiriliyor, kalıcı oturum statüsünde İsrail hukukuna tabiler, vergilendiriliyorlar ancak İsrail’de seçme ve seçilme hakkından yoksunlar.
Filistinliler, kalıcı oturum statülerini kaybetmemek için İsrail bürokrasisi ve hukuk sistemiyle de mücadele ediyor.