Katar’ın başkenti Doha’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla anma etkinliği gerçekleştirildi.
Büyükelçi Göksu, AA tarafından düzenlenen fotoğraf sergisini gezdikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin daha başında bu fitneye son verdikten sonra bu krizin tekrarlanmaması adına devlet birimlerini yeniden inşa edebildiğini kaydeden Göksu, bunun Türkiye’nin demokratik bir ülke olarak kalması, yönetimin cephane sandıklarıyla değil seçim sandıklarıyla devredilmesi için yapıldığını belirtti.
Göksu, darbe girişimini ilk kınayan liderin Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani olduğunun ve Katar halkının Türkiye’nin yanında yer alan tutumunun unutulmayacağını vurguladı.
Darbe girişiminin en tehlikeli yanının bazılarının sandığı gibi sadece siyasi liderleri değil devleti ve kurumlarını da hedef alması olduğuna dikkati çeken Göksu, “Türkiye krizleri aştı, geleceğini inşa etmekle meşgul. Devletin prestiji güçlendirildi ve uluslararası toplumun saygısı kazanıldı.” dedi.
Darbe girişiminin başarısız olmasında halkın fedakarlıklarının küçümsenemeyeceğinin altını çizen Göksu, 250 vatandaşın kurşunlanarak, tanklarla ezilerek şehit edildiğini ve 2 binden fazla kişinin yaralandığını anımsatırken, 15 Temmuz’un çağdaş dönemin en kanlı darbe girişimi olduğunu ifade etti.
Bu suçları işleyenlere istisnai bir yargılama yapılmadığını kaydeden Göksu, hepsinin normal yargı sürecinde davalarının görüldüğünü, herkes için adaletin tecelli edeceğini dile getirdi.
Göksu, kendi halkını vuranların can güvenliğinin olmadığını, vatanın çıkarlarına zarar veren, güvenliğini, toplumsal barışı, insani ve ekonomik imkanlarını hedef alan herkese adaletin elinin değeceğinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası insan hakları sözleşmelerinin güvence altına aldığı en önemli hakkın “yaşam” olduğuna işaret Göksu, ne yüzlerce vatandaş için bu hak ihlal edildiğinde ne de PKK gibi diğer terör örgütlerinin saldırılarında bunları eleştiren bir ses duyulduğunu ifade etti.
Göksu, başarısız darbe girişiminden sonra ülke olarak kendine güvenmenin, ulusal savunma stratejisi ve kendi kendine yeterliliği geliştirmenin öğrenildiğine dikkati çekerek, bu sebeple Türkiye’nin ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda tam bağımsızlık ve egemenliğe sahip olduğunun altını çizdi.
Güçlü bir Türkiye’nin “sürdürülebilir barış ile kalkınmanın sağlanması ve çevredeki tüm havzalar için itici güç” anlamına geldiğini kaydeden Göksu, sözlerini şöyle tamamladı:
“2023’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını gururla kutlayacağız ve bu yıl Türk-Katar ilişkilerinin kuruluşunun 50. yıl dönümü olacak.”