Ghebreyesus, haftalık rutin olarak düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye ve Suriye’deki arama kurtarma çalışmalarında sona yaklaşıldığını ancak 20 Şubat’ta Türkiye’de iki depremin daha yaşandığını hatırlatan Ghebreyesus, bunların bölgeye acı getirdiğini söyledi.
Yeni depremlerin, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerden daha az şiddetli olduğuna değinen Ghebreyesus, buna rağmen ölüm ve yaralanmalara neden olduğunu belirtti.
Ghebreyesus, “(Türkiye merkezli depremlerde) Şu anda toplam hayatını kaybeden sayısı 47 binin üzerinde ve 125 bin kişi yaralandı. Türkiye’de en az 15 hastane hasar gördü ve birçok sağlık tesisi etkilendi. Suriye’de ise hastane ve 145 sağlık tesisi hasar gördü. Depremlerden 26 milyon kişi etkilendi. DSÖ, her iki ülkede de acil sağlık müdahale çalışmalarını desteklemek için 84,5 milyon dolar tutarında acil yardım çağrısı başlattı.” diye konuştu.
Bu hafta itibarıyla “Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin” üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatan Ghebreyesus, Rusya-Ukrayna savaşının sağlık açısından yıkıcı sonuçları olduğuna değindi.
“DSÖ, 3 bin ton tıbbi malzeme ulaştırdı”
Ghebreyesus, “Çatışma başladığından bu yana, DSÖ sağlık hizmetlerine yönelik 802 saldırıyı doğruladı. Bu saldırılar, 101 sağlık çalışanı ve hastanın vefatıyla sonuçlandı.” ifadelerini kullandı.
Savaşın, ruh sağlığı ve psikolojik destek de dahil olmak üzere, sağlık ihtiyaçlarını artırdığını vurgulayan Ghebreyesus, yaşanacak aksaklıkların gelecekte sağlık açısından tehlike oluşturacağının altını çizdi.
Ghebreyesus, “DSÖ, Ukrayna’daki ortaklarıyla yakın bir şekilde çalışıyor ve sağlık müdahalesinde bulunduğu kişi sayısı 8,4 milyona ulaştı. DSÖ, savaşın başlamasından bu yana Ukrayna’ya ambulans, jeneratör, kronik hastalar için ilaçlar, travma ve acil cerrahi durum malzemeleri de dahil olmak üzere toplamda yaklaşık 3 bin ton tıbbi malzeme ulaştırdı. DSÖ, çalışmalarımızı desteklemek, Ukrayna ve mülteci kabul eden ülkelerdeki 11,4 milyon kişiye ulaşmak için 240 milyon dolar tutarında yardım çağrısında bulundu.” dedi.
“Bu virüs hafife alınmamalıdır”
Kovid-19 ile ilgili yeni bir araştırmanın, aşılama ve hatırlatma dozlarına ilişkin kanıtların önemine işaret ettiğini belirten Ghebreyesus, araştırmada, ciddi hastalık ve ölüm riskini önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra, aşılamanın Kovid-19 hastalarının kalp krizi veya felç geçirme olasılığını da azalttığını pekiştirdiğine dikkati çekti.
Ghebreyesus, bu bulguların, ülkelerin virüs konusunda, özellikle risk altındakiler için, aşılama çalışmalarına devam etmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.
DSÖ’nün Kovid-19 Aşı Bileşimi Teknik Danışma Grubunun bu hafta toplandığını kaydeden Ghebreyesus, grubun, aşıların bileşimine rehberlik etmek ve etkinliklerini değerlendirmek için sürekli gözetim ihtiyacını vurguladığını belirtti.
“Dünya genel olarak üç yıl öncesine göre daha iyi bir konumda olsa da bu virüs hafife alınmamalıdır.” diyen Ghebreyesus, daha geniş koruma sağlayabilen ve bulaşmayı da azaltabilen aşılar geliştirmek için araştırmaya yatırım yapmanın önemine işaret etti.