Mashal, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmaların 8 ayı geride bıraktığını belirten Mashal, savaşın Hartum’dan ülkenin çeşitli eyaletlerine yayıldığını ve tüm Sudan halkını etkilediğini söyledi.
Mashal, nisandan bu yana en az 12 bin 260 kişinin öldürüldüğünü, 33 binden fazla kişinin yaralandığını ifade etti.
Sudan’ın dünyanın en büyük yerinden edilme kriziyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Mashal, “Sudan’da yaklaşık 6,8 milyon kişi ülke içinde yerinden edildi veya komşu ülkelerde güvenlik arayışıyla evlerinden kaçtı. Bu durum, hastalıklar, yetersiz beslenme ve akut zihinsel sağlık sorunlarına karşı savunmasızlığı artırıyor.” dedi.
Mashal, şunları kaydetti:
“Güvensizlik ve bürokratik engeller, Sudan’ın birçok yerinde insani erişimi ve malzemelerin ulaştırılmasını kısıtlamaya devam ediyor. Darfur’daki durum özellikle endişe verici. DSÖ, bu ihtiyaçlar ve zorluklar karşısında Sudanlı sağlık yetkilileri ve sağlık ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam ediyor. Sudan’daki insani kriz, devam eden çatışmalar, kitlesel yerinden edilmeler ve salgın hastalıklar nedeniyle daha da kötüye gidiyor.”
Sudan iç savaşı
Sudan ordusu, paralel bir ordu gibi davranması nedeniyle tehdit olarak gördüğü HDK’nin, 2 yıl içinde tamamen orduya entegresini istemişti.
HDK’nin ise sivil hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında başkent Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüşmüştü.
HDK, 15 Nisan’da patlak veren iç savaş öncesinde sisteme entegrasyonu henüz tamamlanmamış askeri bir güçtü. Sudan hükümeti, uluslararası topluma HDK’yi “terörist grup” olarak kabul etmesi çağrısında bulunmuştu.
Sudan’da taraflar, başkent Hartum’un yanı sıra ülkenin batı ve güneybatısındaki 9 eyalette ağır silahlarla çatışmayı sürdürüyor.
BM’ye göre, nüfusun yaklaşık yarısına denk gelen 25 milyon Sudanlı, insani yardıma muhtaç hale geldi.
Uluslararası ateşkes ve müzakere girişimleri, tarafların karşılıklı ihlal suçlamaları ve öne sürülen şartlarda anlaşamamaları nedeniyle şu ana kadar başarısız oldu.