Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) kapsamında düzenlediği basın toplantısında, ticarette iş birliğinin iklim değişikliyle mücadeledeki önemine değindi.
Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme kıyasla 1,5 derecenin altında tutma hedefi kapsamında küresel ekonomiyi dönüştürme çabalarının başarılı olabilmesi için ticaretin politika yaklaşımlarına dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Okonjo-Iweala, “Emisyonların üretiminde kuşkusuz bir payı olan ticaret, maliyetleri azaltarak ve etkiyi artırarak ülkelerin azaltım ve uyum çabaları için bir güç çarpanı olarak kullanılabilir.” dedi.
Ticaretin ve ticaret politikalarının düşük karbon ekonomisine geçişi teşvik edip hızlandırabileceğini belirten Okonjo-Iweala, bunun bir örneğinin hızla düşen güneş enerjisi maliyetlerinde görüldüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Güneş enerjisinin maliyeti 1990’dan bu yana yüzde 97 düştü ve bu da onu fosil yakıtlara kıyasla çok daha uygun fiyatlı bir enerji kaynağı haline getirdi. Son 10 yılda güneş paneli fiyatlarındaki keskin düşüşün yaklaşık yüzde 40’ı, kısmen, uluslararası ticaret ve küresel tedarik zincirleri tarafından mümkün kılınan ölçek ekonomileri sayesinde mümkün oldu. Ayrıca, DTÖ simülasyonları, seçilmiş enerjiyle ilgili çevresel mallar üzerindeki ticaret engellerinin kaldırılmasının, ihracatı 2030’a kadar yüzde 5 artırabileceğini gösteriyor. Enerji verimliliğinde ortaya çıkan artışlar ve yenilenebilir büyüme, küresel karbon emisyonlarında yüzde 0,6’lık net azalmayla sonuçlanacaktır. Kısacası, COP27’de ticaret ve ticaret politikalarının küresel iklim eyleminin temel unsurları olduğunu unutmamalıyız.”
“İklim değişikliği ile mücadele için ekonomiler ayrıştırılmamalı”
Küresel sorun olan iklim değişikliğiyle mücadelenin tüm büyük ekonomiler arasında iş birliği gerektirdiğini ve karbon emisyonlarını teşvik eden etmenlerin ortadan kaldırılması için kullanılan metodoloji ve yaklaşımlar konusunda iş birliğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Okonjo-Iweala, “İklim eyleminin başarısına zarar vermemek için, ekonomileri ayrıştırmamalı ve ayrı ticaret blokları oluşturmamalıyız. Tedarik zincirlerinin bölgesel gruplara bölünmesi ve üretimin yeniden yapılandırılması, yeşil bir ekonomiye geçişi geciktirme ve bu geçişi çok daha maliyetli hale getirme riski doğurur.” dedi.
İklim finansmanı konusuna da değinen Okonjo-Iweala, şunları söyledi:
“Bir blok olarak gelişmiş ülkelerin, sorumluluklarını üstlenmeleri ve temiz enerjili bir geleceğe adil geçişi sağlamak için uzun süredir vadedilen 100 milyar dolarlık iklim finansmanı ile gelişmekte olan ülkelere yardım etmeleri gerekiyor. Hepimizin bildiği gibi bu bir peşinat çünkü daha fazlasına ihtiyaç var. Ayrıca, yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona geçmenin zorluklarını aşabilmek adına, uluslararası ticarette iş birliğinin, ülkelerin azaltım ve uyum çabalarını güçlendirmesine ihtiyacımız var. Mesajımız son derece açık: Küresel ticarette iş birliği olmadan iklim değişikliğine karşı başarılı bir küresel yanıt verilemez.”
“Ticaret, sürdürülebilirlik planlarının parçası olmalı”
“Dünyanın dört bir yanından liderleri, iklim değişikliğine adil ve iddialı yanıt verebilmek için ticaret yol haritası hazırlamak üzere DTÖ’ye katılmaya çağırıyorum.” diyen Okonjo-Iweala, DTÖ’de ülkelere, Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC) iklim değişikliği eylemine göre revize etmeleri için farklı gelişmişlik düzeylerine uygun olarak seçebilecekleri ticari eylem planları sunduklarını kaydetti.
Okonjo-Iweala, “COP27, dünya çapında hükümetlere gezegen için daha sürdürülebilir gidişat taahhüt etmeleri amacıyla başka bir fırsat sunuyor. Ticaret, bu eylem planının bir parçası olmalı ve olmak zorundadır.” ifadesini kullandı.