The Straits Times’ın haberine göre, IATA’nın raporunda, 2022’de her 568 uçuştan birinde yolcuların taşkınlık yaptığı aktarılırken, 2021’de ise her 835 uçuşta bir gerçekleştiği belirtildi.
Bunun da 2022’de uçuşlarda sıkıntı çıkaran yolcuların sayısının, bir önceki yıla göre yüzde 47 daha yüksek olduğunu gösterdiğine dikkat çekildi.
Raporda, uçuş personeline fiziksel şiddette bulunma durumunun çok nadir olduğu kaydedilirken, bu konuda da yine 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 61 artış olduğu ve her 17 bin 200 uçuşta bir kez meydana geldiği bildirildi.
Küresel hava trafiğinin yüzde 83’ünü oluşturan yaklaşık 300 havayolu şirketini temsil eden IATA’nın raporunda, en yaygın taşkınlık olaylarının ise talimatlara uyulmaması, sözlü taciz ve sarhoşluk kaynaklı olduğu vurgulandı.
Diğer taşkınlık vakalarının ise kabinde veya tuvaletlerde sigara-elektronik sigara içilmesi, uyarı verildiğinde emniyet kemerlerinin takılmaması ve bagajların talimatlardaki gibi yerleştirilmemesi gibi olaylar olduğu belirtildi.
IATA Genel Müdür Yardımcısı Conrad Clifford, raporla ilgili yaptığı açıklamada, taşkınlık yapan yolcu sayısındaki artışın endişe verici olduğunu vurgulayarak hem yolcuların hem de mürettebatın uçuşlarda güvenli ve sorunsuz bir uçuş deneyimi yaşama hakkına sahip olduğunu dile getirdi.
Clifford, yolcuların mürettebatın talimatlarına uyması gerektiğini belirterek, “Tek bir kişinin veya azınlık bir grubun herkesin güvenliği için uygulanan kurallara uymaması kabul edilemez. Uçuş mürettebatının talimatlarına uymamanın hiçbir mazereti olamaz.” ifadelerini kullandı.
Uçuş sırasında zehirlenme olaylarının büyük çoğunluğunun ise uçuştan önce tüketilen alkolden kaynaklandığını vurgulayan Clifford, “Ölçülü alkol tüketimini sağlamak için havaalanlarındaki barların ve restoranların desteği özellikle önemlidir.” dedi.
IATA 2014 Montreal Protokolü’nü onaylamaya çağırdı
IATA tarafından yapılan açıklamada, uçuşlardaki şiddet olaylarını ve taşkınlıkları azaltmak, sorumlu organizasyon ile personelin daha fazla yetki almasını, olayı kovuşturmasını sağlamak, bu türden vakalara sıfır toleranslı bir yaklaşımı benimsemek için hükümetlere 2014 Montreal Protokolü’nü (MP14) onaylamaları çağrısında bulundu.
MP14 üye devletlere yolcuların güvenlik talimatlarına uymayı reddetmesi ve kabin ekibini fiziksel veya sözlü olarak taciz etmesi gibi durumlarla mücadele etmesi için daha fazla yetki veriyor.
Hükümetlerin, pasaportuna bakılmaksızın asi yolcuları kovuşturmak için gerekli yasal yetkiye sahip olmalarını ve olayın ciddiyetini yansıtan bir dizi yaptırım hakkına sahip olmasını sağlıyor.
Bugüne kadar, Singapur da dahil olmak üzere yaklaşık 45 ülke MP14’ü onayladı. Bu ülkeler, uluslararası yolcu trafiğinin yüzde 33’ünü oluşturuyor.