1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde şimdiye kadar çalışan haklarının iyileştirilmesi tartışılırken Kovid-19’un ardından işini kaybeden çalışanların iş piyasasına yeniden dahil edilmesi yeni gündem oldu.
Çoğu ülkede salgının olumsuz etkileri bazı sektörlerde istihdam kaybına yol açarken virüsün kontrol altına alındığı gelişmiş ülkelerde bu sektörler 2021’in sonundan itibaren büyük oranda toparlanma yaşadı.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise salgından etkilenen sektörler, salgının etkisinin sürmesi veya yeterli devlet desteğinin sağlanamamasından ötürü beklenen iyileşmeyi sergileyemedi.
İş piyasasında toparlanma beklentilerin altında
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) yayımladığı Kovid-19 ve İş Dünyası raporunun 8’inci yayınında, 2020’den 2021’in son çeyreğine kadarki dönemde küresel iş gücü piyasasında iyileşme hızı, ülkelerin gelirine göre değerlendirildi.
Rapora göre, Kovid-19’un sarsıcı etkilerinin ardından iş piyasası, “kırılgan fakat istikrarlı” iyileşme gösteremeyerek beklentilerin altında kaldı.
Salgının ardından ekonomik iyileşme oranı yüksek, düşük ve orta gelirli ülkelerde farklılık gösterdi. Yüksek gelirli ülkeler, etkili salgın tedbirleri ve devlet teşvikleri sayesinde hatırı sayılır iyileşme kaydederken diğer ülkeler, salgının ağır etkilerine maruz kalmayı sürdürdü.
Yüksek gelirli ülkelerde üretkenlik oranı 18 kat daha fazla
Kovid-19 salgını, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki uçurumu derinleştirirken 2020’de yüksek gelirli ülkelerdeki ortalama bir çalışanın saat başına elde ettiği üretkenlik oranı, düşük gelirli ülkelerdekine kıyasla 17,5 kat daha fazla olarak tespit edildi.
2021’de ise yüksek gelirli ülkelerde bu oran, düşük gelirli ülkelere göre 18 kata yükseldi.
Rapora göre, geçen yıl yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki üretkenlik farkı, 2005’ten bu yana en yüksek seviyeye tırmandı.
Devlet teşvik paketleri ulusal iş piyasalarındaki iyileşmede kilit rol oynarken, ILO’nun tahminlerine göre düşük gelirli ülkelerde devlet teşviklerinin yıllık gayri safi milli hasılanın yüzde biri oranında artması durumunda, bu ülkelerde yıllık çalışma saatleri yüzde 0,3 artış gösterebilirdi.
Küresel Kovid-19 aşılamalarındaki eşitsizlik de iş piyasasındaki toparlanmayı olumsuz etkileyen bir diğer faktör olarak öne çıktı.
Bu kapsamda raporda, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki aşılama boşluğunun kapanması halinde, düşük gelirli ülkelerde yıllık çalışma saatinin 2021’de yüzde 2 artabileceği öngörüldü.
125 milyon tam zamanlı iş kaybı tahmini
2021’in dördüncü ve 2022’nin ilk çeyreğinde küresel çalışma saatlerinin, 2019’un son çeyreğinden yüzde 4,3 daha az olması tahmini yapılırken bu oranın, 125 milyon tam zamanlı iş kaybına denk geldiği vurgulandı.
Raporda, küresel çalışma saatleri ve iş piyasasında iyileşme hızının 2022’de ılımlı artış göstermesi bekleniyor.
Bu zaman aralığında küresel çalışma saatlerinin tam olarak ne kadar azaldığı, Kovid-19 ve İş Dünyası raporunun 9’uncu yayınında açıklanacak.
“Ekonomik toparlanma kayıt dışı işlerle sağlanıyor”
25 Mart’taki seçimlerde ILO’nun yeni başkanı seçilen eski Togo Başbakanı Gilbert Houngbo da AA muhabirine verdiği demeçte, Kovid-19 aşılamalarındaki eşitsizliğin, küresel ekonomik toparlanma hızını olumsuz etkilediğini belirtmişti.
Houngbo, “Avrupa nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i aşılandı ve birçok kişi güçlendirici doz aşı yaptırmayı düşünüyor. Fakat Afrika’da kıta nüfusunun yüzde 10’u bile aşılanmadı. Afrika’daki aşı yetersizliği, dünyanın ekonomik toparlanmasını geciktiriyor.” açıklamasında bulunmuştu.
İş piyasasındaki iyileşmeye dair Houngbo, ekonomik toparlanmanın büyük oranda kayıt dışı işler aracılığıyla sağlandığına dikkati çekmiş ve Kovid-19’un ardından yaratılan yeni iş imkanlarının getirisinin ağırlıklı olarak yüksek gelirli ülkelere yaramasına tepki göstermişti.