WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas, BM Cenevre Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ilişkin “Bilimde Birleşmek” başlıklı raporu paylaştı.
- İklim krizi atmosfere nasıl bir iz bırakıyor?
- Antarktika’da Arjantin büyüklüğünde deniz buzu eridi
- Aşırı sıcak ve nemli hava psikolojiyi de olumsuz etkileyebiliyor
- Dünyanın çıkış aradığı ikilem: İklim kriziyle mi, iklim göçüyle mi mücadele etmeli?
Rapora göre, iklimle ilgili sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin yalnızca yüzde 15’i hayata geçirildi.
1970 ile 2021 yılları arasında hava, iklim değişikliği ve suyla ilgili yaklaşık 12 bin aşırı iklim olayı rapor edildi. Bu, 2 milyondan fazla ölüme ve 4,3 trilyon dolardan fazla ekonomik kayba yol açtı.
Can kayıplarının yüzde 90’ından fazlası ve ekonomik kayıpların yüzde 60’ı gelişmekte olan ekonomilerde yaşandı, bu olumsuz durum sürdürülebilir kalkınmayı engelledi.
Artan küresel sıcaklıklar, daha aşırı hava koşullarına neden oluyor. Yıllık ortalama küresel sıcaklığın gelecek 5 senede geçici olarak en az bir yıl süreyle Sanayi Devrimi öncesi seviyeleri 1,5 santigrat derece aşması ihtimali, yüzde 66 olarak hesaplanıyor ve bu olasılık zamanla artıyor.
Şimdiye kadar 2030 hedefleri kapsamında emisyon açığının daraltılmasında çok az ilerleme kaydedilirken karbondioksit emisyonları, küresel olarak 2022’de 2021’e kıyasla yüzde 1 arttı ve Ocak-Haziran 2023 dönemindeki ön tahminlere göre ise geçen yıla oranla yüzde 0,3’ten daha fazla artış gösterdi.
Paris Anlaşması kapsamında küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin altında sınırlanması hedeflerine ulaşılması için küresel sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 45 azaltılması gerekiyor. Bu hedefe ulaşılması amacıyla azalma oranının 2050’ye kadar net sıfıra yaklaşması gerekiyor.
İklimle ilgili 2030 hedeflerine ulaşılması için uygulama takviminin yarısına doğru gelinirken dünyanın bu amaçlara ulaşma yolunda ilerlemediği ise açık şekilde görülüyor.
“Bilimsel çözümlerin aciliyeti her zamankinden daha fazla”
Taalas, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayabileceğini söyledi.
2027’ye kadar iklimle ilgili “herkes için erken uyarı” sistemlerine ulaşmanın hayatları ve geçim kaynaklarını kurtaracağına dikkati çeken Taalas, bu durumun sürdürülebilir kalkınmanın korunmasına da yardımcı olacağını belirtti.
Taalas, “Bilimsel çözümlerin aciliyeti her zamankinden daha fazla. Bu hedefe ulaşmak büyük ölçekli, hızlı ve sistemik değişiklikler gerektirecek.” dedi.
“Dünyanın sonuna doğru gitmiyoruz”
AA muhabirinin “Meteorolojik olaylarla ilgili abartılı ve asılsız yorumlar arttı. Bu durum uluslararası ve ulusal kamuoyunda paniğe neden oluyor. Bu dezenformasyonla mücadele etme planınız ve niyetiniz var mı?” sorusunu yanıtlayan Taalas, “Dünyanın sonuna doğru gitmiyoruz. İnsanlığın veya biyosferin sonuna yaklaşmıyoruz.” dedi.
Gelecek için “grinin farklı tonlarından” söz ettiklerine dikkati çeken Taalas, dünyanın Paris Anlaşması’nın hedeflerinin sınırlarına ulaşması halinde insanların “açık gri”, daha iyi bir tablo göreceklerini vurguladı ve “Bu da iklimin olumsuz etkileriyle yaşanabileceği anlamına geliyor.” dedi.
Taalas, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda başarısız olunduğu ve küresel sıcaklık artışı 2,8 santigrat dereceye ulaştığı takdirde çok daha olumsuz etkinin görülebileceği uyarısında bulundu.
İklim değişikliğiyle mücadele konusunda umutlu olduklarını vurgulayan Taalas, “Dolayısıyla otomatik yok olmaya mahkum olmayacağız ancak hırs seviyemizi yükseltmemiz gerektiği de açık.” görüşünü paylaştı.