İklim Merkezinin yayımladığı ve iklim değişikliğinin dünya genelindeki günlük sıcaklıklar üzerindeki etkisini ölçen İklim Değişikliği Endeksi’ne göre, Haziran 2023, “tüm zamanların en sıcak haziran ayı” olarak tarihe geçti, “kuzey yarım kürede kayıtlara geçen en sıcak yaz mevsimi” yaşandı.
- İklim değişikliği, sıcak hava dalgalarının sıklığı ve yoğunluğunu artırıyor
Kuzey yarım kürede tehlikeli sıcak hava dalgalarına yol açan rekor seviyedeki yaz sıcaklıkları, Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika’da orman yangınlarını tetikledi.
Dünya nüfusunun yüzde 48’ini oluşturan 3,8 milyardan fazla insan, haziran-ağustos döneminde, en az 30 gün boyunca yüksek ve aşırı seviyelerde sıcaklıklarla karşı karşıya kaldı.
En az 1,5 milyar insan, iklim değişikliğinin şiddetli etkisi altında kalarak, bu dönemde her gün yüksek ve aşırı seviyede sıcaklıklara maruz kaldı.
Küresel ölçekte en şiddetli sıcaklıkların yaşandığı 16 Ağustos’ta 4,2 milyar insan, sıcak havanın etkisi altında kaldı.
Endeks sıcaklıkları 5 seviyede inceledi
İklim Değişikliği Endeksi, haziran-ağustos dönemini inceleyip sıcaklık seviyesini 1’den 5’e kadar numaralandırdı.
Endekste, 1 ve 2’inci seviyeler “normal sıcaklık” olarak tanımlanırken, 3 ve üzeri seviyeler “çok güçlü ve aşırı sıcaklıklar” olarak nitelendirildi.
Endekse göre, dünya genelinde 79 ülkede, bu dönemde “çok güçlü ve aşırı sıcak” anlamına gelen 3 ve üzeri değerde sıcaklık gözlendi.
Dünyanın pek çok yerinde haziran-ağustos dönemine kadar rekor seviyede tehlikeli sıcaklar yaşandı.
Az gelişmiş ülkeler daha çok ısındı
Az gelişmiş ülkelerin, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden oluşan G20 ülkelerine kıyasla aşırı sıcakları yaklaşık 3 kat daha fazla yaşadığı tespit edildi. Bu ülkeler, söz konusu dönemde 47 gün boyunca 3 ve üzeri seviyede aşırı sıcakları yaşarken, gelişmiş G20 ülkelerinde bu sayı yalnızca 17 günle sınırlı kaldı.
Gelişmekte olan küçük ada ülkeleri, en çok aşırı sıcaklık yaşanan ülkeler olarak 65 gün boyunca aşırı sıcaklara maruz kaldı.
G20 ülkeleri, toplam sera gazı emisyonunun yüzde 73’ünü oluştururken, az gelişmiş veya gelişmekte olan küçük ada ülkeleri, toplam küresel sera gazı emisyonlarının sadece yüzde 7’sini oluşturuyor.