Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) yeni genel direktörünün kim olacağına dair yaşanan krizde sona yaklaşılırken, 1 Eylül 2020’den bu yana boş olan genel direktörlük koltuğuna Nijeryalı Ngozi Okonjo Iweala’nın oturması bekleniyor.
Küresel ekonomi, ticaret savaşları ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olumsuz etkisiyle önemli bir dönüm noktasında bulunuyor.
Böyle bir dönemde küresel ticareti düzenleyen tek uluslararası organ konumunda olan DTÖ’de ise aylardır yönetim boşluğu yaşanıyor.
Genel Konsey 15 Şubat’ta toplanacak
Örgütün Eski Genel Direktörü Roberto Azevedo’nun 1 Eylül 2020’de görevinden ayrılmasının ardından, DTÖ’nün yeni genel direktörünün kim olacağı hala belirsizliğini koruyor.
DTÖ Genel Konseyi’nin yeni genel direktörün kim olacağını belirlemek amacıyla 15 Şubat’ta özel bir toplantı gerçekleştirmesi bekleniyor.
ABD’nin DTÖ Genel Direktör seçimlerinde üzerinde uzlaşı sağlanan Nijeryalı Ngozi Okonjo Iweala’yı destekleyeceğine ilişkin açıklama yapması ve bu yöndeki konsensüse katılacağını ilan etmesinin ardından son tura kalan diğer aday Kore Ticaret Bakanı Yoo Myung-hee’nin de geçen günlerde üyeler arasında konsensüsün sağlanmasını hızlandırmak üzere, ABD ile yakın iş birliği içinde DTÖ Genel Direktörlüğü adaylığından çekildiğini açıklaması, yeni direktörün kimin olacağına ilişkin soru işaretlerini gideriyor.
Aylardır boş olan DTÖ’nün genel direktörlük koltuğuna Nijeryalı Ngozi Okonjo Iweala’nın oturması bekleniyor.
Iweala’nın seçilmesi halinde örgütün ilk kadın ve ilk Afrikalı başkanı olarak tarihe geçeceğine dikkat çekilirken, küresel ticarete ilişkin çok sayıda kriz masada yeni genel direktörü bekliyor.
ABD’den Iweala’ya yeşil ışık
İki kez Maliye Bakanlığı, kısa süre Dışişleri Bakanlığı ve Dünya Bankası Operasyonlar İcra Direktörlüğü yapmış Dr. Ngozi Okonjo-Iweala, halihazırda Küresel Aşı İttifakı’nın (GAVI) başında bulunuyor.
Hem müzakere gündemindeki tıkanma hem de ABD’nin çok taraflı sisteme itirazları ve almış olduğu tek taraflı önlemler nedeniyle uzun zamandır sorunlarla boğuşan DTÖ için Iweala’nın yönetime gelmesi, örgütte yeni bir dönemin başlaması açısından önem taşıyor.
ABD’de Biden yönetiminin de Iweala’ya yeşil ışık yakması bu dönemde ülkenin örgüt çalışmalarına katkı vereceğinin bir işareti olarak algılanıyor.
Birçok tartışma ve sorun masada bekliyor
DTÖ’de birçok tartışma ve sorun yeni genel direktörü beklerken, birçok devletin, çok taraflı anlaşmalardan sonuç almak yerine ikili veya bölgeler anlaşmalar yapmaya yönelmesi DTÖ’nün temel sorunlarından biri olarak gösteriliyor.
Son olarak Asya Pasifik’teki 15 ülkeyi kapsayan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşması bunlara bir örnek olarak öne çıkıyor. Bazı çevreler bu anlaşmaların ticaretin serbestleşmesine katkıda bulunabileceğini de iddia ediyor.
DTÖ ve çok taraflı kurallar sisteminin uzun süredir krizde olduğu belirtilirken, müzakerelerin yavaşladığı, tarım ve kalkınma alanındaki birçok kararın artan görüş ayrılıkları nedeniyle uygulanamadığı aktarılıyor.
Örgütte Bakanlar Konferansı 2017’den beri yapılamazken, Donald Trump liderliğindeki ABD yönetiminin politikaları sonucu birçok alanda alınan tek taraflı önlemler ile ticaret savaşları çözüm bekleyen konular arasında yer alıyor.
DTÖ’nün temyiz organı da ABD’nin üye seçimini bloke etmesi nedeniyle bir süredir işlevsiz halde bulunuyor. Bu durum, örgütün kurallarının gözetilmesi ve uygulanmasına yönelik gücünü aşındırıyor.
Tarım anlaşmasındaki desteklerin gelişmiş ülkeler lehine adaletsiz yapısının düzeltilmemesi de bir sorun olmayı sürdürüyor.
Iweala için tüm bu alanlarda yıllardır süren tıkanıkların en önemli sınamalar olacağı ifade edilirken, çeşitli kesimlerde DTÖ’nün işlevleri sorgulanıyor ve örgüte ihtiyaç olup olmadığına dair sesler de yükseliyor.
DTÖ’de reform yeni dönemin en önemli gündemi olacak
Tüm bu tıkanıkları aşmak üzere DTÖ’nün reforma gidilmesine ilişkin tartışmaların da üyeler arasındaki görüş farklılıkları nedeniyle ilerleyemediği, ancak Iweala döneminde hız kazanabileceği belirtiliyor.
Bu kapsamda, birçok ülkenin çok taraflı düzlemde ilerleme sağlanamayan e-ticaret, yatırımlar, çevre gibi alanlarda kurallar oluşturulmasını öncelikli gördüğü ifade ediliyor.
Tüm bu gündem içerisinde sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda balıkçılık sübvansiyonlarının disiplin altına alınması müzakereleri de sürüyor.
DTÖ gündeminde, Kovid-19 salgını nedeniyle gıda arz güvenliğinin sağlanması, ticaretin kolaylaştırılması, çevrenin korunması ve medikal ürünler, ilaç ve aşı konularında işbirliğine gidilmesine ilişkin öneriler de yer alıyor.
Örgüt bünyesinde salgından etkilenen küresel gıda arzının güvenliğinin sağlanmasına yönelik önemli tartışmalar da sürüyor.
Örgütün yeniden güçlenmesine katkı sağlaması bekleniyor
Iweala’nın yeni dönemde bu tartışma ve sorunların uzlaşı ile çözümünde öncü bir rol üstlenmesi bekleniyor. Ancak, DTÖ’nün üye merkezli bir örgüt olması nedeniyle genel direktörün tek başına bir başarıya ulaşmasının mümkün olmayacağı ve tüm üyelerin bu süreçlerde yapıcı tutum içerisinde olması gerektiği belirtiliyor.
Uluslararası tecrübesi, gelişme yolundaki ülkelerin ve en az gelişmiş ülkelerin kapasite sorunları ile kalkınma süreçlerindeki destek ihtiyaçlarına ilişkin bilgi sahibi olması, hem gelişmiş hem de gelişme yolundaki ülkelerle güçlü iletişimi nedeniyle Iweala’nın özellikle örgüt müzakerelerinde beliren güven kaybını azaltabileceği ve çalışmalara ivme kazandırarak örgütün yeniden güçlenmesine katkı sağlayabileceği değerlendiriliyor.
Ayrıca, Iweala’nın küresel sağlık yönetimi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde aşı başta olmak üzere tıbbi malzemelere ulaşma konusundaki uluslararası tecrübesinin salgın döneminde DTÖ’den sağlık alanında da verim sağlanmasına yardımcı olabileceği kaydediliyor.
Türkiye’nin aktif tutumunu sürdürmesi bekleniyor
DTÖ, küresel ticaretin serbest, kurallara dayalı olarak yürütülmesi için büyük önem taşırken, örgütün önemi özellikle geçen yıllarda ticaret savaşları olarak adlandırılan karşılıklı tek taraflı önlemlerin yol açtığı tahribatta ve Kovid-19 salgın sürecinde ticaretin akışının yavaşladığı anlarda daha da iyi anlaşılıyor.
Son dönemde, çok taraflı müzakerelerdeki yavaşlama ülkeleri ikili, bölgesel ticaret anlaşmaları yapmaya yöneltse de çok taraflı kurallarla desteklenmediği sürece bu anlaşmaların getireceği pazara giriş imkanları sınırlı kalıyor.
DTÖ’nün kurucu üyelerinden ve dünya ihracatında önemli oyunculardan biri olan Türkiye için de küresel ticaret pazarlarındaki öngörülebilirlik, pazara girişteki şeffaflık ve kural bazlı ticaretin sürdürülebilmesi büyük önem taşıyor.
Hem kalkınma yolunda olan hem de Gümrük Birliği ile G-20 içerisinde yer alan Türkiye’nin küresel ticaretin çok taraflı yönetiminde öncü bir rolü bulunuyor.
Bu kapsamda DTÖ içerisinde aktif bir oyuncu olan Türkiye, anlaşmaların şekillenmesi, ticari menfaatlerinin olduğu alanlarda müzakerelerin ilerlemesi, pazar kaybından veya iç pazarda yaşanan haksız uygulamalardan kaynaklı zararların bertaraf edilmesi için örgüt içerisinde çalışmalara yön veriyor.
Türkiye’nin Gümrük Birliği, Serbest Ticaret ve Tercihli Ticaret Anlaşmaları ile çoklu müzakerelerle girdiği ve son dönemde güçlendirdiği ticari ilişkilerini korumasının yanı sıra Iweala döneminde de DTÖ’de çok taraflı müzakereleri yönlendirme konusundaki aktif tutumunu sürdürmesi bekleniyor.